Bursa Uludağ’da düzenlenen Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye Çin ilişkileri masaya yatırıldı. Grand Yazıcı Otel'de düzenlenen öğleden sonraki ilk oturumda ‘İpek Yolu Canlanıyor: Çin-Türk Ekonomi İlişkilerinin Yarını’ konulu oturumda söz alan konuşmacılar, dijital çağın nimetlerinden faydalanılarak Türkiye-Çin ilişkilerinin İpek Yolu kullanılarak daha fazla geliştirilebileceğine vurgu yapıldı.

Moderatörlüğünü Yönetici Danışmanlık’tan Cahit Paksoy’un yaptığı oturumda; Citibank’tan Serra Akçaoğlu, China Road and Bridge Construction’dan Du Fei, European Union Chamber of Commerce in China’dan Joerg Wuttke, ChinaPower’dan Liu Xuefeng, Akkök Holding’den Ahmet C. Dördüncü ve China UnionPay’dan Wenchao Shi konuşmacı olarak katıldı. Kronuşmacılar, Çin ile Türkiye arasında oluşturulacak yeni bir İpek Yolu ile iki ülkenin de dünyaya daha kolay açılabileceğini belirterek, bunun için de önce birbirlerini tanımaları gerektiğini söyledi.

Yönetici Danışmanlıktan Cahit Paksoy, oturumdaki konuşmasında dijital dünyanın hayatı son derece kolaylaştırdığını belirterek, “İpek Yolu'nun hareketinde Türkler önemli bir rol oynamışlar, ancak Türkler bunda alıp satmaktan çok köprü vazifesi görmüşler ağrılıkla. Çin’in aşağısında başlayıp, İran’ın altından Türkiye’ye gelene kadar insanlar birbirini görmeden el değiştirmiş ve bu da kültür ve teknoloji değişimine neden olmuş. O günden bugüne gelen bu yolun dünyanın bir numaralı ekonomisi haline gelen Çin ile bu yolun geliştirilmesi için yeni projeler geliştirilmeye başlanmış. Çin ise bunun önemli bir bölümünü başarmış.” dedi.

"ÇİNLİ BİR FİRMA İLE ORTAKLIK YAPIN"

Citibank’tan Serra Akçaoğlu da Çin ile Türkiye’nin hem sektör hem iş yapış şekli olarak iyi işbirliğine gitmesi gerektiğini dile getirirken, “Sektörler olarak altyapı, enerjiler, madencilik, bankacılık, otomasyon ve git gide verimlilik ve otomasyon çok büyük önem kazanıyor. Çin’de de büyük bankalar var. Türkiye’nin de bankaları var ve büyük bir otomasyon var. İkinci önemli bir konu Çin’i iyi tanımamız lazım. Orta ve uzun vadede kar güderek hareket etmeliyiz. Çin’i çok iyi tanıyan, oranın yerel bir firması ile ortaklık yapmak çok iyi olacaktır. Çünkü mevzuatı bilen bir firma ile işbirliği yaparsanız çok güzel fırsatlar var.” şeklinde konuştu.

"ÇİN İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ TİCARET DENGESİZLİĞİ BENİ RAHATSIZ EDİYOR"

Akkök Holding’den Ahmet C. Dördüncü ise Türk ve Çin ilişkileri adına yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi: “Bir tarafta dünyanın en büyük ekonomilerinden bir tanesi. Çin’in bugün 10 trilyon doların üzerinde gayri safi yurt içi hasılası var. Ondan sonra İpek Yolu denen bir yol var. Türkiye’ye geliyor ve oradan batıya bağlanıyor. Bu coğrafyanın üzerindeki enerji ve hidrokarbonların üzerinde olduğu ülkelerden bu yollar geçiyor. Milattan önce başlayan bu yol bizim ülkemize ve buradan Avrupa’ya gidiyor. Bu İpek Yolu nasıl daha iyi olur. Bugün de bir takım politik istikrarsızlıklardan bahsediyoruz. Ancak aslında bir Türk iş dünyasının bir üyesi olarak, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilere biraz üzülerek bakıyoruz. Çünkü çok büyük bir ekonomik güç. Çin’in ihracatı 2.4 trilyon dolar. 2 trilyon dolara yakın bir ithalatı var. Bunun yanında bizim ülkemizin cari açığının çok önemli bir kısmı ticaretten kaynaklanıyor. Aldığımızın sattığımızdan fazla olmasından kaynaklanıyor. Bir Türk iş adamı olarak beni, bu ticarette dengesizlik olması rahatsız ediyor.”

"TÜRKİYE’DE FİNANSMAN SIKINTISI VAR"

Fang Xıaoqıan ise Çin ile Türkiye’nin birbirini yeterince tanımadığının altını çizerek, “Çin ile Türkiye’nin aslında çok büyük ortak özellikleri var. İş yapabilmek için bizim de öncelikle birbirimizi tanımamız lazım. Bence iki ülke ilişkilerini çok güzel günler bekliyor.” dedi. Fang Xıaoqıan, inşaat sektörünün Türkiye’de çok güçlü olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aslında Çin'in inşaat sektöründe bir numara, Türkiye’nin ise inşaat sektöründe iki numara olduğunu belirtirler. Bu konuda aslında uluslararası arenada rakibiz. Bir Çin firması Türkiye’de çok büyük zorluklarla karşılaşıyor. Çünkü Çin’de finansman sıkıntısı yok ama Türkiye’de bu var. Büyük projelerde eliniz taşın altına kim koyacak konusu ortaya çıkıyor. Bir de yerel bir ortağınız olmadığı zaman iş yapmak zor oluyor.”

"TURİZM TÜRKİYE’NİN ELİNDEKİ EN İYİ KART"

ChinaPower’dan Liu Xuefeng ise eski İpek Yolu'nda ülkelerin daha çok işbirliği içinde olduklarını aktarırken, şu görüşleri dile getirdi: “İpek Yolu'nun işlerlik kazanması için beraber çalışmamız lazım. Türkiye, mesela Çin’den santral için ekipman alıyor. Bunu Avrupa’dan da alabilir. Tabi ki ticaret dengesizliği var ama bu yolda birlikteyiz. Türkiye’ye çok defa geldim ve bence Türkiye’nin çok güzel ve kaliteli ürünleri var. Mesela yiyecek ve deri üzerine Türkiye muazzam bir ülke. Biz bunları Çin’de göremiyoruz, neden bunlar Çin’de yok. Bizler önce birbirimizi tanımamız gerekiyor. Ayrıca Çin’in pazarı muazzam, Çinli müşterilerden gelen de bir talep var. Her gün dünyada dengeler değişiyor. Türk şirketleri, Çinli müşterinin taleplerindeki değişimi anlarlarsa başarılı olurlar. Bir de turizm konusunda Türkiye’de güzel yerler var. Turizm Türkiye’nin elindeki en önemli kartlardan biridir. Çinli turistler Türkiye’ye gelip burada iyi bir deneyime sahip olurlarsa, bu da Türkiye’nin turizminde patlamaya neden olacaktır.”

"SATICININ OLDUĞU YERDE ALICI DA OLUR"

China UnionPay Başkanı Wenchao Shi ise iki ülke arasındaki ticari dengesizliğin nasıl ortadan kaldırılabileceğine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Sadece satmak değildir bizim yaptığımız. Çinliler, her halükarda ticaret yapmak ister. Çünkü satıcının olduğu yerde alıcı da vardır. Çin’den ihracat yapıyoruz ve cari açığınızı kapatacak ithalat yapmıyoruz ne yazık ki ama sürdürülebilir bir ticaret dengesi kuracak olursak, bu anlamda her iki ülkenin de diplomatik ilişkileri ne kadar artarsa bu her iki ülkenin de bunun faydasını görecektir. Bu nedenle ticaret dengesizliği sorununu çözmemiz gerekiyor.”

Geçmişte kendilerinin de cari açıkla boğuştuklarını anlatan Wenchao Shi, “Çin hükümeti o zaman İpek Yolu'nun çıkış yolu olarak görüyordu. Bu fikrin üzerinden yıllar geçtikten sonra Çin hükümeti de bir dizi altyapı yatırımı yaptı. Bunlar tam anlamıyla Çin hükümetinin yaptığı yatırımlar olarak değerlendirilebilir. Türkiye’de ise yine altyapı ve para piyasalarında adımlar atılırsa bize ihtiyaç duyulduğunda zaten burada olacağız. Bu gibi durumlarda sermaye akışı kendiliğinden gelecektir. Bu aşamada ticaret dengesizliğinde de büyük bir azalma olacaktır.” şeklide konuştu.

"ÇİN EKONOMİSİNDE BİR GERİ SIÇRAMA OLABİLİR"

European Union Chamber of Commerce in China’dan Joerg Wuttke ise Uludağ’ın Türkiye’nin Davos’u olduğunu belirterek, şunları aktardı: “Çin’den gelen ürünlere karşı büyük bir talep var, ancak öte yandan Avrupa Birliği olarak istediğimiz kadar satış yapamıyoruz. İpek Yolu projesi var. Bu da Çin’in globalleşmesini sağlayacaktır. Ekonomik olarak son derece hız kazandı ama henüz dışa açılamadı. İpek Yolu Çin’in dışarıyla bağlantıları için altyapı yatırımlarını gerektiren bir şekilde karşımıza çıktı. İlk başta ekonomik değeri getirecektir. Dün 40 milyar dolar gibi bir projenin bir kanadına yatırımı yapıldı. Boru hatlarına, deniz limanlarına, demir yollarına gidecek paradan bahsediyoruz. Belki de kendi ürünleri için talebin artması için bunu yapıyorlar.”

Bu aşırı büyümenin, beraberinde Çin için bazı tehditleri de getirebileceğini anlatan Joerg Wuttke, sözlerini şöyle tamamladı: “Çin’de dikey bir geri sıçrama olabilir. Emperyal tip imparatorluk tipi kibirden uzak durması gerekiyor Çin’in. Daha bu hafta Sri Lanka’da Çin’in son derece büyük bir projesi iptal edildi. 3.6 milyar dolarlık bir baraj prorjesi Burma’da devreye alındı öte yandan. Bir tarafta bu ortaklıklar gelişiyor olabilir ama diğer taraftan da politik değişimler nedeniyle bir geri tepki olabilir. Elbette ki Çin’in para birimi de bir sorun olacaktır. Şu anda Amerikan Doları'ndan sonra en kuvvetli bir para birimi.”