Yargıtay'ın yaş haricinde emeklilik şartlarını yerine getiren işçinin, kıdem tazminatını alarak ayrılıp başka bir işte çalışabileceği yönündeki kararı Türkiye'de gündem oldu. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, bu kez yaşın dışında yaşlılık aylığı almak için gerekli koşulları oluşturan hemşirenin, iş akdini feshetmeden önce başka bir iş bulup sözleşme imzalaması sebebiyle kıdem tazminatı alamayacağına hükmetti. Kararda, "Davacı işçi yasal koşullara sahip olmasına rağmen, önce iş bulmuş ve sözleşme imzalamış, daha sonra ise iş sözleşmesini yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı gerekçesi ile feshetmiştir. Davacı işçi Medeni Kanunu’nun 2. Maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 23. Maddesi düzenlemesi karşısında fesih hakkını dürüstlük kuralına uygun kullanmamıştır. Hakkın kötüye kullanımını hukuk korumamalıdır. Bu nedenle davacının kıdem tazminatı isteğinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır." denildi.

İstanbul'da özel bir hastanede çalışan hemşire iddiaya göre; çalışma yılı ve sigorta pirim günü dolunca, Sağlık Bakanlığı bünyesinde 'aile sağlığı elamanı' unvanıyla sözleşme imzaladıktan sonra mevcut işyerine 'emekli oluyorum' diyerek iş sözleşmesini feshettti. Ardından Bakırköy 15. İş Mahkemesi'nde işveren aleyhine alacak davası açan hemşire, hastanede çalışırken, yaş hariç çalışma süresi ve prim gün sayısı ile ilgili emeklilik koşullarını taşıması üzerine 1475 Sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14/1.5 maddesi uyarınca iş sözleşmesini feshettiğini, ancak işverenin kıdem tazminatı ödemediğini, ödenmeyen ücret alacağının bulunduğunu iddia ederek kıdem tazminatı ve ücret alacağının tahsilini talep etti.

İŞ AKDİNİ FEHETMEDEN BAKANLIKLA SÖZLEŞME İMZALADI

Mahkemede savunma yapan işveren avukatı ise davacının 8 Mart 2011 tarihli dilekçesi ile iş sözleşmesini 1475 Sayılı İş Kanunu'nu gerekçe göstererek iş sözleşmesinin 31 Mart 2011 tarihi itibari ile sona erdirilmesini belirtti. Davacının dilekçe vermeden 7 Mart 2011 tarihli iş sözleşmesi ile Sağlık Bakanlığı ile 2 yıl süreli 'aile sağlığı elemanı' olarak sözleşme imzaladığını, bu nedenle kıdem tazminatının ödenmediğini, ücretinin banka hesabına yatırıldığını savunarak, davanın reddini istedi. Alınan hesap raporları kapsamında kararını açıklayan Bakırköy 15. İş Mahkemesi, davacının 1 Nisan 2011 tarihinde Sağlık Bakanlığı’na ait sağlık ocağında çalışmak üzere 7 Mart 2011 tarihinde sözleşme imzalamış ise de sözleşmenin 1 Nisan 2011 tarihinden geçerli olmak üzere imzalandığına dikkat çekti. Davacının kurumdan yaş hariç çalışma yılı ve prim gün sayısını doldurduğuna ve kıdem tazminatına hak kazandığına dair belgeyi işverene sunduğu ve bu yönde fesih için iradesini açıkladığını hatırlatan mahkeme; davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının banka hesabına Şubat ayı ücretinin yatırıldığı, Mart ayı ücretinin ödenmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne hükmetti.

ÖNCE İŞ BULUP SONRA FESİH DÜRÜSTLÜĞE AYKIRIDIR

Karar, işveren avukatınca temyiz edilince devreye giren Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, hemşirenin dürüstlük ilkesine aykırı davrandığına hükmetti. Yargıtay kararında; Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesindeki 'herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.' hükmüne dikkat çekildi. Kararda; objektif, iyi niyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen maddenin, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın korumayacağını manasını taşıdığı vurgulandı. İş ilişkisinde de fesih hakkını kullanan tarafın bu kurala dikkat etmesi gerektiğine işaret edilen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında, "Kaldı ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun fesih hakkını düzenleyen 435. maddesinde bu kuraldan açıkça söz etmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi yasal koşullara sahip olmasına rağmen, önce iş bulmuş ve sözleşme imzalamış, daha sonra ise iş sözleşmesini yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı gerekçesi ile feshetmiştir. Davacı işçi Medeni Kanunu’nun 2. Maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 23. Maddesi düzenlemesi karşısında fesih hakkını dürüstlük kuralına uygun kullanmamıştır. Davacının iş akdini yeni bir iş bulup, iş sözleşmesi imzalaması üzerine sona erdirdiği açıktır. Hakkın kötüye kullanımını hukuk korumamalıdır. Bu nedenle davacının kıdem tazminatı isteğinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır. Temyiz olunan kararın bu sebepten bozulmasına oy birliğiyle karar verildi." ifadeleri yer aldı.