MALATYA (AA) - TUBA KARAHAN - İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, üniversiteleri bünyesinde kurulması Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca (YÖK) onaylanan "Avrasya Alevilik ve Bektaşilik Araştırma ve Uygulama Merkezi"nin Alevilik ve Bektaşilik'le ilgili akademik çalışmalar yürüterek toplumda barış ve kardeşliğin inşasına katkıda bulunacağını söyledi.

Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İnönü Üniversitesi bünyesinde 25'in üzerinde araştırma ve uygulama merkezi bulunduğunu, son olarak da Avrasya Alevilik-Bektaşilik Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin açılması için YÖK'e başvurduklarını ve taleplerinin onaylandığını anımsattı. 

Alevi ve Bektaşi kültürünün Türk kültürünün ana unsurlarından birini oluşturduğunu dile getiren Çelik, Balkanlar, Anadolu, Azerbaycan, Ortadoğu ve Orta Asya'da yaşayan Türk boylarının, Alevi ve Bektaşi kültürüne nasıl baktığının, tarih boyunca ne anladıklarının bilinmesinin önemine dikkati çekti.

Çelik, Alevi-Bektaşi kültürünün özellikle son yıllarda yazılı olmaktan ziyade sözlü kültürle devam eden bir yapıya sahip olduğunu ve akademisyenlerle, ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yaptıkları görüşmeler sonucu üniversitede böyle bir merkezin kurulması gerektiğine karar verdiklerini söyledi.

Türkmen Alevi ve Bektaşi geleneğinde Malatya'nın önemli bir merkez olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Malatya'da geçmişte bulunan Alevi-Bektaşi dedeleri, uluları, sadece Malatya değil, Tunceli, Bingöl, Elazığ, Sivas hatta Giresun, Erzincan gibi yerlerde irşad görevinde bulunmuşlardır. Dolayısıyla burada kültürel olarak yaşayan ve bu kültüre sahip çıkmak isteyen değişik sivil toplum örgütlerimiz ve insanlarımız vardır. Bunu da göz önünde bulundurarak 40. yaşına giren üniversitemizde böyle bir merkezin açılması, bu konuda yapacağımız araştırmaların, bilimsel verilerin Alevi-Bektaşi kültürüne bağlı bulunan insanların bilgisine sunulması, bunların bu bilgileri kullanarak kendi değerlerine sahip çıkmaları açısından da önemlidir. Maalesef ülkemizde birçok değerimiz istismar edilmektedir, birileri tarafından malzeme olarak kullanılmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla bu kültürün verilerini biz çok iyi tespit edersek, ortaya çıkarırsak, bu kültüre değer veren insanlarımız, kardeşlerimiz bu kültürden iyi nasiplenirse böyle bir istismarın önüne de geçilmiş olacaktır."

Üniversite olarak birçok eseri yazılı hale getirerek, mevcut durumları ortaya koyarak çalışmalar yürüteceklerini dile getiren Çelik, "Anadolu'da neşet etmiş özellikle Balkan Aleviliğinin, Bektaşiliğinin araştırılmasının bir kültürel ve bir akademik bir görev olduğunu düşündük ve üniversite olarak böyle bir talepte bulunduk" dedi.

 

- "Toplumun barış ve kardeşliğine katkıda bulunacak"

YÖK'ün merkezin kurulmasına ilişkin onayının ardından yönetmeliğinin de ilgili kurumlara gönderildiğini ifade eden Çelik, "Umuyorum bu kurduğumuz merkez sadece bir tabela merkezi olma durumuyla karşı karşıya kalmaz. Onlarca bilim insanmız, ilahiyatçımız, sosyologumuz, felsefecimiz, tarihçimiz bu konularla uğraşır, çalışır" dedi.

Alevilik-Bektaşilik alanının tek bir disiplinin alanı olmadığını vurgulayan Çelik, "Yani sadece ilahiyatçı, sadece sosyolog, sadece tarihçi değil, multidisipliner olarak birçok alanda bilim insanlarının çalışarak toplumumuzun, medeniyetimizin, kültürümüzün inşasına ve bunun yanında toplumumuzun barış ve kardeşliğinin de inşasına katkıda bulunacağını düşünerek böyle bir merkez kurduk" ifadesini kullandı.

Türkiye'de birkaç üniversitede bu tür araştırma merkezlerinin bulunduğunu hatırlatan Çelik, ancak üniversitelerindeki merkezin Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir coğrafyadaki kültürü araştırmayı hedeflediğini söyledi.

Çelik, "Diğer üniversitelerimizin bu konudaki çabalarına baktığımızda, onların daha çok Anadolu'yla sınırlı olduğu gibi bir izlenim oluşturuyor. Bu yönüyle bizim Türklerin yaşadığı diğer bölgeleri de işin içine katarak daha evrensel boyutta bir Alevilik ve Bektaşilik Araştırma Merkezi olacağımızı umuyorum" diye konuştu.