Mardin’in Nusaybin ilçesinde KESK Platformu tarafından bölgede yaşanan ölüm, gözaltılar ve tutuklamalar protesto edildi.

Nusaybin Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen KESK Platformu adına açıklamayı yapan Ses Temsilcisi Sabri Narman, şunları söyledi: "Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. Gönül isterdi ki hep beraber barış kutlamaları yapıp halaylar çekelim. Malesef yine ölümleri ve göz altıları protesto etmek için toplandık. Bütün kamuoyunun bildiği gibi 7 Haziran seçimlerini takiben ülke, gençlerin hatta çocukların yaşamını yitirdiği bir çıkmaza sürüklenmiştir. Çatışmaların yoğunlaşması coğrafyamızı 90’lı yılların olağanüstü hal bölgesi koşularından daha beter bir hale getirmiştir.

Bu süreçten sağlık emekçileri de nasibini almıştır. Bir polis, bir asker yaralandığında hastane ablukaya alınmış yaralıya sağlık hizmeti sunmak için canla başla çalışan sağlıkçılara bağırılıp hakaret edilip silah doğrultulmuştur. Ayrıca yaralanan bütün sivillere eylemci muamelesi yapılmış sağlık hizmeti sunulduğu esnada gözaltı işlemi yapılır gibi davranılmış iş parmak izinin alınmasına kadar vardırılmıştır. Sorumlu acil hekimlerinin ve sorumlu amirlerin uyarıları bile bazen silahlı bazen kar maskeli polislerin sağlıkçıların müdahale alanını terk etmesini sağlayamamıştır. Sağlık emekçisi arkadaşlarımız bütün bu baskılara rağmen hastaneye intikal eden bütün vakalara Dünya Sağlık Örgütünün perspektifi doğrultusunda ve Türkiye cumhuriyeti üniversitelerinin bizlere öğrettiği etik ahlaki eşitlik ilkesine göre davranmışlardır. Bu temelde bütün sağlık emekçisi arkadaşlara gösterdikleri özveriden dolayı teşekkür ediyoruz.

Biz sağlıkçılar işimizi daha kaliteli yapabilmek için üzerimizdeki baskıları nasıl durduracağımızı tartışırken Cizre’den kanımızı donduran bir haber aldık. Her gün sokaklarda katledilen sivillere bir de sağlık emekçisi yoldaşımız eklendi.
Gerginlik nedeniyle nöbet çıkışı mesai arkadaşının aracıyla evine bırakılırken Cizre Devlet Hastanesi'nde çalışan Eyüp Ergen yoldaşımız dur ihtarında bulunulmadan başından vurularak öldürülmüştür. Yaralıya ilk müdahale mesai arkadaşları tarafından yapılıp ambulans çağrılmıştır. Olay yerine girmeye çalışan ambulans da keskin nişancının taciz ateşine maruz kaldığı için uzun süre yaralıya müdahale edilememiş arkadaşımız yaşamını yitirmiştir. Yine aynı gün yine Cizre’de 7 yaşındaki Baran Çağlı da olaylar esnasında yaşamını yitirmiştir.

Bu gün de Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde nasıl olduğunu henüz tam öğrenemediğimiz bir şekilde bir tabip sağlık emekçimiz daha kurşunlanarak hayatını kaybetmiştir.
Bunlar son birkaç ayda halkın yaşadıklarının temsili durumundadır. Her gün insanlarımızı kaybettiğimiz bu kirli savaş ortamını hazırlayıp bu ortamdan medet umanlar bilmelidirler ki anaların bağrına düşen ateş elbet zalimleri de yakacaktır. Küçük dönemsel çıkarlar devşirseniz de gün gelecek halka hesap vereceksiniz.
7 Haziran'dan bu yana yüze yakın sivil yaşamını yitirmiştir. Yüzlerce sivil de yaralıdır. Silahlı çatışmalarda taraflardan yaşamını yitirenlerin sayıları tam olarak bilinmemektedir bile.

Bütün bu yaşanan kayıpların üzerine bir de gözaltı ve tutuklama furyalarının başlaması sürecin daha da derinleşeceğine yönelik endişelerimizi arttırmaktadır. Siyasi parti yöneticileri ve seçilmişler cezaevlerine konulup halkın iradesi hiçe sayılmaktadır.
Bizler sağlık emekçileri olarak 1 Eylül dünya barış günü vesilesiyle herkesi barışı sahiplenmeye çağırıyoruz.

Bir an önce barış ortamının sağlanması için gerekli yasal güvence oluşturularak çözüm müzakerelerinin başlaması ve daha demokratik bir Türkiye’nin inşa edilmesi gereklidir ki ne Türk ne Kürt anaları ağlamasın Eyüp Ergen’ler, Baran Çağlı’lar yaşamaya devam etsin.’’

Açıklamadan sonra üyeler, sessiz bir şekilde dağıldı.