Prof. Dr. Kadri Yıldırım, topluma tekçi zihniyetin dayatılmasına tepki göstererek, İslam’da, Kur’an-ı Kerim'de ve sünnetlerin hiçbirinde tekçi zihniyetin olmadığını kaydetti. Yıldırım, "Sadece Allah tektir. Allah kendisinin dışında her şeyin çok olmasını istemiştir. Dillerin, renklerin ve kimliklerin çok olmasını istemiştir. Tekçi zihniyeti savunanlar bu ayetleri yok sayıyor." dedi.

Demokratik İslam Kongresi Yerel Girişimi ve KESK tarafından organize edilen Kutlu Doğum etkinliği kapsamında konferans düzenlendi. Muş Öğretmenevi Konferans Salonu’nda düzenlenen Kutlu Doğum etkinliğine yoğun ilgi gösterildi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan DİK Şura Üyesi Mele Kamil Ballı, Hz. Peygamber (SAV)’in hayatını anlattı. Daha sonra HDP Siirt milletvekili adayı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, bir konuşma yaptı.

Kur’an-ı Kerim incelendiğinde 3 kavram ile karşılaşıldığını belirten Yıldırım, "Kuran’ı Kerim’i incelediğimizde şu üç kavramla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Barış, savaş ve zulüm önce hepimizin arzuladığı şey barış olduğu için önce bu konuya değinmek istiyorum. Kur’anı Kerim’in bir ayetinde şöyle buyuruyor. 'Ey iman edenler, hepiniz topluca barış ve güvenliğe, İslam’a girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.' diyor ve barışın önemini vurguluyor. Savaş konusuna gelince savaşa izin verilen tek bir neden vardır; o da zulmün karşısında durmaktır. Eğer bir topluluk herhangi bir nedenden dolayı zulüm görüyorsa onun kendini savunma hakkı vardır. Ancak bu şekilde savaş o mazlumlara verilen bir izindir. Savaş bile evrensel prensiplere uygun ve insanca olmalıdır. Peygamber Efendimiz, onlara zulmeden kabilelere karşı savaşa giderken bütün askerlerini önce bir meydanda toplar ve onlara çocukları ve kadınları öldürmemeleri için öğüt verirdi." dedi.

'KENDİNE MUHAFAZAKÂR DİYENLER KÜRT ÇOCUKLARINI ÖLDÜRÜYOR'

Yıldırım, kendine muhafazakârım diyen bir zihniyetin temsilcisinin, Hz. Peygamber'in öldürmeyin talimatına karşı çıkarak Kürdistan'daki Kürt çocuk ve kadınları öldürdüğünü söyledi. Hz. Peygamber’in savaşta verdiği öğütlerine dikkat çeken Yıldırım, "Savaş öncesinde askerlerine savaştığımız yerdeki ağaçları ormanları harap etmemelerini söylerken kendine muhafazakârım diyen zihniyet Kürdistan’daki ağaçları içinde bulundukları evleri hatta evlerin içindeki insanları yakıyorlar. Bunların Müslümanlıkla hiçbir alakası yoktur demekten başka bir şey gelmiyor." şeklinde konuştu.

'İSLAM’DA VE KUR’AN'DA TEKÇİ ZİHNİYET YOKTUR'

İslam’da, Kur’an-ı Kerim'de ve sünnetlerin hiçbirinde tekçi zihniyetin olmadığını kaydeden Yıldırım, şunları söyledi: "Sadece Allah tektir. Allah kendisinin dışında her şeyin çok olmasını istemiştir. Dillerin, renklerin ve kimliklerin çok olmasını istemiştir. Tekçi zihniyeti savunanlar bu ayetleri yok sayıyor. Anadilde savunmayla ilgili olarak merak ettim ve İslam ilminde araştırmak istedim hatta bir makale yazdım. Peygamberimiz döneminde Yahudi bir suçluyu mahkemede kendi dilinde savunma hakkı tanınmıştır. Daha sonraki yıllarda mahkemelerde tercümanlık yapması için birisi görevlendirildi. Bazı İslam alimlerine sordum anadilde savunmayla ilgili neden konuşmuyorsunuz diyorum ama yine susuyorlar ve siyaset oluyor diyorlar. Peki, hakkın hakikatin siyaseti olur mu? Eğer İslam'daki anadilde savunma hakkını talep edenler mazlum, mağdur, eziyet gören haksızlığa uğrayan Kürt halkı değil de sizin soydaşlarınız olsaydı ben bir makale yazdım siz kitaplar yazardınız. Ne diyor başka bir ayette 'Ey insanlar! Muhakkak ki Biz, sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Ve sizi milletler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi (soyunuzu, babalarınızı) tanıyasınız. Muhakkak ki Allah’ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. Muhakkak ki Allah, en iyi bilen ve haberdar olandır.' Yani Kürt Türk’ü, Türk Kürt’ü herkes birbirini tanısın. Saidi Nursi ne güzel de açıklamış bu ayeti eğer birbirinizi tanırsanız birbirinizi seversiniz."

Yıldırım’ın konuşmasından sonra mevlit okunması ve DİK Muş Temsilcisi Galip Tuğal’ın konuşmasıyla program son buldu.