Trabzon’un Sürmene ilçesi Ortaköy mahallesinde vatandaşlar arasındaki anlaşmazlık gerekçe gösterilerek sürünceme bırakılan yol, 18 yıldır tamamlanamıyor. İlk kazmanın 1997 yılında vurulduğu ve 1 buçuk kilometresi tamamlanan mahalle yolunun kalan 600 metresi aradan geçen uzun sürede yapılamadı. Yapıldığı söylenen 1 buçuk kilometrelik kısım da üzerinde biten bitkiler nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Tamamlanamayan yol, bölgede bulunan 12 haneyi de zor durumda bıraktı. Belli bir noktadan sonra evlerine patika yollardan yaya ulaşan vatandaşlar, binbir zorlukla hayatlarını sürdürüyor.

18 yıllık yolsuzluğun çilesini en fazla çekenlerden birisi de Ergül ailesi. 39 yaşındaki görme engelli oğulları Remzi ile hayatlarını sürdüren İsmail ve Ayşe Ergül çifti, mahallenin üst kısmındaki evlerine patika yoldan ulaşabiliyor. Aile, oğulları hastalandığında zorluklar içerisinde yaklaşık 500 metrelik dik patika ve tek kişinin yürüyebileceği kadar dar yolu yürüyerek, zaman zaman da sırtlarına alarak araca taşıyor. Ailenin yol dramı geçen hafta evlerinin yanmasıyla da trajediye dönüştü. Evlerinin birkaç yüz metre yakınına kadar yapılan yol bir türlü hizmete açılamadığı için itfaiye ekipleri yangına müdahale edemedi. Alevlerin bir anda sardığı ev tamamen yandı. O sırada evde bulunan Ergül ailesinin görme engelli oğlu Remzi ile torunları, evin hemen yanında fındık toplayan komşuları tarafından kurtarıldı.

Yolun 18 yıldır tamamlanmamasına kızan İsmail Ergül (77), evinin yanmasının sorumlusunun devlet olduğunu iddia ediyor. Yılan hikâyesine dönen yolla ilgili başta yerel yöneticiler olmak üzere, eski ve yeni cumhurbaşkanlarının bilgi sahibi olduğunu söyleyen Ergül, “Geçen de beyan verdi Rize’de mi, Saray’da mı, ‘seçilmişler atanmışların üstüdür’. Köylü rey verirken vatandaş, sonra ben seçilmişe mahkum olacağım. Var mı böyle bir demokrasi? Ne demokrasisi, adalet mi var Türkiye’de? Böyle devlet, adalet mi olur? Ben 17 yıldır burada ızdırap çekiyorum. Şimdi benim evimi yapsalar da yapmasalar da umurumda değil.” dedi.

Yangın sırasında itfaiyenin geldiğini, fakat yol olmadığı için müdahale edemediğini anlatan baba Ergül, “Bu yol 17 yıldır muallakta. Mahkeme kararı var ama açmıyorlar. Devlette denetim yok. Bütün yetkili kurumlar yazıları birbirine gönderiyor, muhtara geliyor, problem var tamam geç. Yolun açık olduğuna dair imzalı yazılar var. Bitmiş yolun problemi olur mu, mahkeme kararı olan yolun ormanı olur mu? Bu nasıl devlet anlamıyorum.” ifadelerini kullandı.

Yangından sonra eşinin dayısının evine sığındıklarını belirten Ayşe Ergül (70) de evlerini yapabilmek için yollarının açılmasını istedi.

Söz konusu yolun 1997 yılında yapılmaya başlandığını söyleyen oğul Cemil Ergül (40), 6 ayda yaklaşık 1,5 kilometrelik kısmının yapıldığını kaydetti. Bazı vatandaşlar itiraz edince yolun yarım kaldığını öne süren Ergül, sonraki yıllarda yolun açılması için çalmadık kapı bırakmadıklarını ifade etti. Yetkili makamların ‘sizin yolunuz açık, niye buraya geliyorsunuz’ dediğini iddia eden Ergül, ot ve çalılarla kaplı stabilize yolu göstererek, ‘burası mı açık yol’ diye sordu.

Evlerinin ana yola yaklaşık bin metre olduğunu anlatan Ergül, şunları kaydetti: “Evde engelli bir kardeşim var. Biz burada olursak götürüyoruz, olmazsak bir ağrısızı falan olduğunda hastaneye götüremiyoruz. Doktor da gelemiyor. Yıllardır burada 12 hane bir inat uğruna bu kadar çileyi çekmek zorunda kaldılar. Ta ki bizim evimiz yanana kadar. Bu evi de ‘yol açıktır' diye o belgenin altına imza atanlar yaktı. Eğer bu yol açık olsaydı o ev yanmayacaktı. Çünkü itfaiye geldi ama müdahale edemedi. Aşağıdan yukarıya bir kilometre hortum mu taşıyacak itfaiye. Ülkeyi yönetenler kürsüden ‘benim valim, kaymakamım, muhtarım vatandaşın yanında olsun’ diyor ama sandalyesinden kalmıyor adamlar.” diye konuştu.