Antalya'da hal ile havalimanı arasında yapımı devam eden ve Altınova'dan geçen yol AK Partili Büyükşehir Belediyesi ile vatandaşları karşı karşıya getirdi. Yolun geçeceği güzergah üzerinde kalan 4 binanın yıkımı için gerekli bedel üzerinde anlaşılamayınca hukuki süreç başladı. Ancak belediye yargı kararını beklemeden vatandaşların evini yıkmak istedi. Belediyenin bunu yapmasının altında ise müteahhit firmaya her geçikilen gün için 5 bin lira tazminat ödemek zorunda olduğu iddia edildi. Belediyenin vatandaşlara ödemek istemediği para ile müteahhite ödemek zorunda kalacağı tazminatın birbirine yakın rakamlar olduğu belirtiliyor.

Antalya'da havalimanına ulaşımda alternatif güzergah olacak 60 metrelik yolun temeli mart ayında atıldı. 25 milyon liraya mal olacak yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki yolun geçeceği Altınova bölgesinde bazı istimlaklar gerçekleştirildi. Yapımı devam eden yolun Menderes Mahallesi, Yunus Emre Sokak'la kesiştiği noktada sıkıntı çıktı. Güzergah üzerinde kalan 4 yapı için belediye, binalar ve bahçelerindeki ağaçlar için istimlak bedeli belirledi. 7 hanede 50 civarı insanın yaşadığı yerlerin sahipleri rakamın düşük olduğunu söyleyip, itiraz etti. Bunun üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesi, binların belediyeye teslimi ve bedelin belirlenmesi için dava açtı. Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam eden davada bilirkişiler iki kez rapor hazırladı. Her iki raporda da vatandaşların talep ettiğine yakın bir rakam belirlendi. Bunun üzerine mahkeme, belediyenin bilirkişilerin tespit ettiği parayı banka hesabına yatırmasını, paranın bloke edilmesini ve araya adli tatil girdiği için davanın 28 Ekim tarihine ertelenmesine karar verdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ise mahkeme sonucunu beklemeden vatandaşların evlerini yıkmak istedi. Bunun için bugün bölgeye güvenlik güçleri eşliğinde belediye görevlileri ve zabıtalar gitti. Vatandaşlardan evlerini tahliye etmeleri istendi. Vatandaşlar ise yargı sürecinin devam ettiğini, mahkemenin tahliye ya da yıkım yönünde bir kararı olmadığını hatırlatarak, resmi yazı istedi.

"YILDIRMAK İÇİN ELEKTRİK VE SULAR KESİLMEK İSTENDİ"

Yıkılmak istenen binalardan birinde oturan Harun Çetinkaya, 40 dereceye varan sıcak havaya rağmen belediyenin yıldırmak için daha önce iki kez elektrik ve sularını kesmeye kalktığını söyledi. Çetinkaya, “Ellerinde herhangi bir yazı, hukuki geçerliliği olan bir belge olmadığı için iki seferde de kesemeden geri gittiler. Bu kez de tahliye kararı alarak geldiklerini iddia ettiler. Fakat ortada mahkeme süreci devam eden bir durum var. Belediye mahkeme süreci sonuçlanmadan gelip bu şekilde yıkım ve tahliye şeklinde insanları mağdur ediyor.” dedi.

Haklarını aradıkları için belediyenin kendilerini devlete karşılarmış gibi göstermeye çalıştığını ileri süren Çetinkaya şöyle konuştu: “Buradaki insanların başka geliri yok. Buradan alacakları parayla kendilerine ev alacaklar veya kiraya çıkacaklar. Ellerinde herhangi bir para yok. Belediye sürekli baskı uyguluyor. Böyle bir şey olamaz.”

'BELEDİYELERİN GÖREVİ KANUNLARI ÇİĞNEMEK DEĞİL'

Söz konusu binalarda oturan sakinlerin avukatı Eren Hatay İzgi, sorunun vatandaşlardan kaynaklanmadığını söyledi. İzgi, belediye ekiplerinin yaptığı değer tespiti ile bilirkişilerin belirlediği rakam arasında yarı yarıya fark olduğunu ifade etti. Belediye 4 bina için 250 bin lira belirlerken, her iki bilirkişinin de 500 bin lira civarı bir tespitte bulunduğunu kaydeden avukat İzgi, şöyle konuştu: “Bilirkişiler, belediyenin belirlediği bedelin yüzde 100 üstünde bir tespit yaptı. 28 Ekim günü verilecek herhangi bir karara ben ve müvekkilerim saygılıyız. Fakat belediye, mahkeme bitmeden, bu tarihten daha önce müvekkillerimi buradan çıkarmak için yaz gününde, bu sıcaklarda elektriği ve suyu kesmek için buraya iki kere ekipler yolladı. Biz yasal tebligat yapılmasını istedik. Belediye bunu ısrarla yapmadı. Fakat kendileri de yapılan işin kanuni olmadığını bildikleri için gittiler. Bugün belediye tekrar kaymakamlığa yazı yazmış. Burada yıkım yapacağını belirtmiş. Bunun üzerine buraya geldik. Aradan iki hafta geçmesine rağmen bize yazı tebliğ edilmedi. Çünkü mahkemenin yıkım kararı yok. Burada 52 nüfus, 7 daire var. İnsanlar son derece mağdur. Bir gazi bir de emekli maaşıyla yaşıyorlar. Bu mağduriyete belediye sebep oldu. Belediyelerin görevi kanunları çiğnemek değil, insanlara yardımcı olmaktır. Buraya bir yol yapılacaksa basit bir anlaşmayla yapılabilirdi. 3 kez anlaşmak için belediyeye gittik. Bizi ciddi almadılar.”

"NEDEN ACELE EDİLİYOR?"

Avukat İzgi, devam eden yargı sürecine rağmen belediyenin aceleci davranmasıyla ilgili şu iddiada bulundu: “Şifahen söylediğine göre belediye ile müteahhit arasında anlaşma var. Belli bir sürede bu binaların yıkılması ve müteahhitin projeyi bitirmesi lazım. Belediye yolu müteahhite teslim edemediği her gün için 5 bin lira ödemek zorunda. Bizim mahkeme günümüze de daha 3 ay var. Bu da yaklaşık 450-500 bin lira bir para ediyor. Bu belediye için çok büyük bir zarar. Ben Antalyalıyım, benim için de büyük bir zarar. Biz de diyoruz ki hakkımız olan mahkemenin belirlediği miktarı verin. Hatta biz de küçük bir indirim de bulunalım, sulh olalım. Buradan çıkalım. Bu kadar büyük zarar edilmesin dediğimiz halde belediye 'Hayır arkadaş. Ben burayı yıkarım, suyunu elektriğinizi keserim. Ben sizinle hiçbir şekilde anlaşmam' gibi bir tavır ortaya koyuyor. Bütün sıkıntı bundan kaynaklanıyor.”