Amasya Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, resmi nikah olmadan dini nikah kıyan imam ile çiftlere, 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası veren maddenin iptalini eleştirdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilen maddenin, toplumsal etki nazara alındığında telafisi imkansız sonuçlara yol açacağını belirten Amasya Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, bu nedenle alınan karara karşı çıktıklarını açıkladı.
Komisyon adına açıklama yapan Amasya Barosu Başkanı Melik Derindere, verilmiş olan iptal kararının Türk Kanunu Medenisi ile kabul edilen, ‘Evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına’ dair medeni nikah esası ile aynı Kanunun 110. maddesi hükmüne aykırı olduğunu söyledi.

Evlenme akdinin ‘evlendirme memuru’ önünde yapılmasının kadın ve çocuk haklarının, kadın erkek eşitliğinin temel taşlarından olduğunu kaydeden Derindere, "Anayasa Mahkemesi gerekçesinde söz konusu maddenin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, düzenlemenin din ve vicdan özgürlüğü, özel hayatın korunması ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini savunmuştur. Oysaki iptal edilen düzenlemenin amacı, dini merasim yapılmasını, din ve vicdan özgürlüğünü engellemek değil, dini inançların kullanılarak kadın ve çocukların istismarının engellenmesidir." dedi.

Derindere şunları söyledi: "İptal kararı ile birlikte kadın evlilik hayatında ikincil konuma düşürülmüş ve kararda belirtildiğinin aksine eşitlik ilkesini kadın aleyhine ihlal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ile resmi nikah önceliği kalkacak, dini törenle yapılan evlilik ve özellikle küçük yaşta olan evlilikler çoğalacak, çok eşliliğin önü açılacak ve bunların sonucu kadına karşı şiddet daha da artacaktır. Bu durum, kadının toplumsal hayatta desteklenmesi, sosyal konumunun düzenlenmesi ve kadının önündeki engellerin kaldırılması için pozitif ayrımcılık uygulamasının tamamen ihlaline neden olacaktır."

Anayasa Mahkemesi’nin oy çokluğu ile almış olduğu kararın, evrensel hukuk, insan hakları ve laiklik ilkelerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini savunan Derindere, "Bu karar, kadınların temel haklarını ihlal eden, devrim kanunlarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş kanunlarını kadınlar açısından teminatsız bırakan vahim bir karardır. Hal böyle iken hukuksal alanda yer almayan, evlilik birliği oluştuğu kanaatiyle imam nikahı ile kurulan tüm evlenme akitlerinin yasal zemin sağlanarak engellenmesi adına ivedi bir şekilde yaratılan boşluğun giderilmesi için kanuni düzenlemeler yapılması, iptal edilen maddenin aksine caydırıcı nitelikte bir müeyyide ihtiva etmesini talep ediyoruz." diye konuştu.