Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili yarışma açacaklarını belirterek, "Bu sarayın ileride nasıl kullanılması gerektiğini açacağımız yarışma ile halka soracağız. Projesi olan bize bildirecek." dedi.

Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi’nin düzenlediği ‘Atatürk Orman Çiftliği, Kaçak Saray ve Kent Mücadelesi’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan, ileriki yıllarda 'kaçak saray’ın ne olarak kullanılması gerektiği ile ilgili bir proje yarışması açacaklarını söyledi. Candan, "Ödüllü yarışma ile buranın ne olarak kullanılması gerektiğini halka soracağız. Bu yarışmamızın çok ilgi çekeceğini düşünüyoruz." açıklamasında bulundu.

Eskişehir’de Ergin Orbey Sahnesinde düzenlenen konferansa katılan Candan, Atatürk Orman Çiftliği üzerinde en büyük talanın AK Parti döneminde yapıldığına dikkat çekti. Candan, şunları söyledi: "Atatürk Orman Çiftliği üzerinde en büyük talan AKP hükümeti zamanında yapıldı. Neden AOÇ’nin üzerine AKP hükümeti bu kadar geldi. Aslında AOÇ bir ülkenin yeniden bir ekonomik kurtuluş savaşı ile yeni bir bilimsel kurtuluş savası vermesinin kurucu mekânlarından biridir. AOÇ, cumhuriyet devriminin en büyük eseri cumhuriyetin bütün özgürlük değerlerinin kurumsal olarak kurucu mekânlarından bir tanesidir. AOÇ bunun için AKP hükümetinin hedefindedir. Burada bir çağdaşlaşma, üretim modeli var. AOÇ yenilikçi bir mekândır. Cumhuriyet tohumlarının atıldığı alandır. AOÇ, cumhuriyetle hesaplaşma aracı haline geldi. AKP hükümeti bir taraftan ekonomik olarak neoliberal uygulamalar yapıyor. Kentsel alanlara el koyuyor, orada bir sermaye birikimi yaparak kendisinin iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Bir taraftan İslami motifiyle bunun üstünü örtüyor. Siyasal bir İslam motifiyle cumhuriyetle hesaplaşma gündeme getirerek, aslında kendisine oy veren kitleyi kemikleştirmeye çalışıyor. Cumhuriyetle hesaplaşmada mekân olarak Ankara karşımıza çıkıyor. Aslında burada Atatürk’ün mirası üzerinde yeni bir şeyin inşa edildiği, yeni Türkiye dedikleri mekânsal olarak karşımıza çıkıyor." Ankara Mimarlar Odası Başkanı Candan, mücadelelerin süreceğini de sözlerine ekledi.

'DAVA SAYISI 40 OLDU'

Ankara Mimarlar Odası avukatı Gökçe Er Bolat, konferansta bu konuda açtıkları dava sayısının 40 olduğunu belirtti. Bolat, "Biz aslında bu süreçte hukuksal olarak en büyük tecrübemiz olarak şunu diyoruz. Burası birinci derecede doğal ve tarihi sit alanıydı, neden bu hale getirildi? Nasıl böyle yapılaşma oldu? Kaçak sarayın inşaatı başladı. Parça parça alanı sit derecesini düşürüp tarih niteliğini kaldırdılar. Ve ilk önce kentsel dönüşüm kararıyla başladılar. Bakanlar kurulu 2012 yılında kaçak sarayın olduğu arazileri kentsel dönüşüm olarak ilan ettiler. Sonra 46 hektarı alanı tarihsel sitini kaldırdılar." diyen Bolat, sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonra böyle bir karar aldılar, tarihi sit alanlarında resmi kurum yapılabilir dendi. Böyle olunca başbakanlık binasının daha doğrusu kaçak sarayın da hukuken tarihi sit alanında olması hiçbir sıkıntı yaratmayacak. Bu 2014 Resmi Gazetede yayımlandı, bu karara karşı dava açıldı. Meslek odalarının dava açma yetkisi ilk defa sorgulandı." dedi.

Bolat, sözlerini şöyle tamamladı: "Kaçak sarayın inşaatının temel hukuki belgesi şu protokoldü: 'Orman Genel Müdürlüğü arazisini verdi, TOKİ bina yaptı, Başbakanlık da yapıma karşılık ödemelerini yaptı.' Kaçak sarayın ruhsat bilgisini altı ayda edinebildik. Büyükşehir Belediyesine yazıyoruz, 'bu ruhsatı kim düzenler', büyükşehir belediyeleri; Büyükşehir Belediyesi 'evet biz böyle bir ruhsat düzenledik ama başbakanın ilgili birimine sorun' diyor. Başbakanlık'a soruyoruz, o da Büyükşehir'e sorun diyor. TOKİ’ye soruyoruz, Başbakanlık'a sorun diyor. Böyle komedi bir evrak istemiyle ruhsat bilgisini dava açarak elde ettik. İsimsiz kimliksiz, hiçbir mimar mühendisi olmayan, sadece yapan firmanın kaşesi olan, kimliksiz bir ruhsatı var kaçak sarayın."