Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne neden oldukları gerekçesiyle yargılanan sanıklarla ilgili karar çıktı. 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara ilk tepkiyi gösteren anne Emel Korkmaz, "Bir insanın canı, Ali İsmail Korkmaz’ın canı bu kadar ucuz olmamalıydı. Bu mu adalet? Dünya, Ali’nin nasıl katledildiğini gördü." dedi.

Mahkemenin karar vermesinden sonra fenalaşan anne Emel Korkmaz, adliye çıkışında gözyaşlarını tutamadı. Verilen cezaları az bulan anne Emel Korkmaz, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Bir insanın canı bu kadar ucuz olmamalıydı. Ali İsmail’in, bu çocuğun canı bu kadar ucuz olmamalıydı. 19 yaşındaki çocuğu döverek öldürüyorlar ve 10 yıl hapis cezası veriyorlar. Bu mu bu ülkenin adaleti? Bu ülkedeki adalet bu mu? Ali’nin nasıl katledildiğine bütün dünya şahit oldu. Bütün dünya biliyor. Ben bakamadım görüntülerine. Bugüne kadar bakamadım. Bu kadar ucuz olmamalıydı oğlumun canı."

"Hırsızları aklıyorlar" diyerek tepkisini dile getiren baba Şahap Korkmaz, verilen karara bir şey diyemediklerini ve bu kararın insanın kanını dondurduğunu ifade etti. Şahap Korkmaz, "Sistem öyle bir sistem ki düpedüz katili, hırsızı kolluyor. Mağduru daha fazla mağdur ediyor. Tahliyeler skandal. Hepsi de skandal." diye konuştu.

'MAHKEME BASKI ALTINDA KARAR VERDİ'

Korkmaz ailesinin avukatı Ayhan Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın müdahil olduğu davada mahkemenin baskı altında kalarak karar verdiğini öne sürdü. Erdoğan, kararla ilgili şu açıklamada bulundu: "Yargının hali meydanda. Dönemin başbakanı şimdi cumhurbaşkanı zaman zaman davalarda müdahil oluyor, savcı avukat oluyor. Her türlü yargılamaya müdahil oluyor. Bu davada müdahilliğin son bulmasını istedik. Adil bir yargılama olması için acıları kalbimize gömdük ve elimizden geleni yaptık. Geçen celseden belliydi. Bu katliamda emir veren Tayyip Erdoğan esnaflara 'Siz Alperensiniz, savcısınız polissiniz' diye sokağa davet etti. Sokağa davet ettiği insanların alacağı ceza ile ilgili baskı kurulmaması için çaba sarf ettik. İfade ettik. Ama görüyoruz ki bu mahkeme üzerinde baskı sonucunda Ethem Sarısülük’te olduğu gibi katiller korunmuş ve hak ettikleri cezayı almamışlardır. Biz bu davayı bırakmayacağız."

'İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE KADAR GÖTÜRECEĞİZ'

Avukat Ayhan Erdoğan, polislere emirleri verenin Cumhurbaşkanı olduğunu ifade ederek, "Katillere emirleri verenler sizsiniz. Elbet bir gün katillerle birlikte burada siz yargılanacaksınız. Adil şekilde yargılanacak. Peşini bırakmayacağız. Ali İsmail ve Gezi şehitlerinin kanı yerde kalmayacak. Zannetmesinler ki kurtulduk. Sokakta bir çocuk suç işlemediği halde, ceza kanunu tatbik edilecek; hiçbir fiil olmadığı halde kasten tekmeleyerek, acı çektirerek öldürenler bugün ödüllendirilmişlerdir. Sadece iktidarın baskısı ile bu olur. Meclis'in aklanma baskısıyla sınırlı olmadığını, burada da aynı baskıları sürdürdüğünü gördük." dedi.

"Yargıtay'da adil bir yargılama olursa kasten adam öldürmeden hüküm kurulmasını isteyeceğiz." diyen Avukat Erdoğan, "Olmazsa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gideceğiz. Delilleri saklayan vali, emniyet müdürü yargı önüne çıkacaktır. Buna şahit olacağız. Başka Ethemler başka Ali İsmail Korkmazlar ölmesin." şeklinde konuştu.

Açıklamaların ardından anne Emel Korkmaz, kendilerine destek veren grubun yanına giderken çevik kuvvet ekibine tepki gösterdi.

'CİZRE’DE NİHAT KAZAN’I VURANLA ALİ İSMAİL KORKMAZ’I VURANLAR AYNI GÜÇLERDİR'

Duruşmayı izleyen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danışbeştaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın esnaflara yönelik çağrısını hatırlatarak, şunları söyledi: "Gezi’ye darbe olarak niteleme yaptı. Sanıklar da aynı şekilde konuşma cüreti gösterdi. Böyle bir yargılama değil. Böyle adalet aranmaz. Hükümetin cinayetin. katillerin arkasında olduğu bir yargılamada mahkemenin vereceği karar da böyle olur. Ne tarafsızlıktan ne de bağımsızlıktan bahsedemiyoruz. 40 yıldır bu ülkede cinayet işleniyor. Cizre’de 12 yaşındaki Nihat Kazan’ı vuran kişilerle Ali İsmail Korkmaz’ı Eskişehir de vuran aynı güçlerdir. Bu mahkemeleri taşımalı yargılamaya dönüştürerek, kendilerine uygun mahkeme seçerek orada yargılama yapanlar önceden bu kararı yazmışlardı. Bugün yazılmadı. Bu yargılama da bu salonda yapılmadı. Burada biz maalesef tiyatro izliyoruz. Bunu değiştireceğiz. En çok korkanlar onlar. Davayı buraya getirenler kendilerini burada bile güvende hissedemediler. Korkuyorlar. Katilleri destekleyenler, katiller asla rahat edemeyeceklerdir. Bu dava ve diğer davalar, Gezi şehitleri, işlenen bütün cinayetler, çocuk cinayetleri asla bitmeyecek. Kamu vicdanı asla rahat değildir."

'İLK KEZ MAHKEMEDE ŞEMSİYELER AÇILDIĞINI GÖRDÜM'

İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, ilk kez bir mahkemede kararın açıklanmasından sonra şemsiyelerin açıldığını dile getirerek, şu açıklamada bulundu: "Adalet kendi kendini mahkum etti. Ben ilk kez mahkemede şemsiyeler açıldığını gördüm. Bu şemsiyeli adalet. Burada aslında gerçek sanıkların yargılandığını düşünmüyorum. Burada sanıklar var. Ama polis şiddetini kutsayan, emirleri veren, cesaretlendirenlerdir bu suçları işleyenler. Burada gerçekten büyük yara aldı. Toplum vicdanı yaralandı. Burada maalesef Ali İsmail bir kez daha öldürüldü. Bu davanın önemi şu idi: Bu ülkede hiç kimsenin bir takım kişileri öldüresiye döverek, öldürme yetkisi yoktur. Artık bu kararla hiç kimsenin hukuk güvenliği bulunmadığı tescil edildi."

KARAR SONRASI ADLİYE ÖNÜ KARIŞTI

Kararın açıklanması ve verilen cezaların az bulunması üzerine adliye önünde bekleyen 300 kişilik grup bariyerleri aştı. Grup daha sonra adliye binasının giriş kapısına ilerlemek istedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun açıklama yaptığı sırada grup ikinci kez adliye binasının önüne ilerlemek istedi. Ankara, İstanbul ve çevre illerden gelen çok sayıda Çevik Kuvvet ekibi bariyer oluşturdu. Grubun ilerlemek istemesi üzerine polisle kısa süreli tartışma yaşandı. Devamında çıkan arbede ve grubun ilerlemek istemesi üzerine Çevik Kuvvet müdahalede bulundu. Biber gazı sıkıldı. Ardından gaz bombası atılarak grubun dağılması sağlandı. Bu sırada gazdan etkilenen 3 kişi ambulans içerisine alınarak tedavi edildi. Grup adliye önünden uzaklaştırıldı. Gözaltına alınan olmadığı bildirildi. Grup, geldikleri otobüslerle şehirden ayrıldı.