İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 tutuksuz sanıklı, tehdit ve şantajla askeri bilgi ve belge ele geçirme davasına devam edildi. Duruşmada tanık olarak dinlenen polis memuru Seyit Ahmet Sarı, sanık Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki evindeki aramanın hazirunlar eşliğinde yapıldığını söyledi.

Duruşmada, tutuksuz yargılanan az sayıda sanık ve avukatları hazır bulundu. 2012 yılında Bitlis'e tayin olan ve suç örgütü elebaşı olduğu iddiasıyla yargılanan Özkaynak'ın Sapanca'daki evindeki aramaya katılan polis memuru Sarı, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle tanıklık yaptı. İzmir'de görev yaptığı dönemde akşam üzeri iş çıkışı operasyona gidileceği haberinin verildiğini ancak konu hakkında bilgi verilmediğini söyleyen Sarı, "Şube müdürlüğünden dört kişi, tek araçla hareket ettik. Sapanca'ya vardığımızda gün atmıştı. Arama yapılacak yere varmadan önce mahalle muhtarını temin etmiştik. Birlikte kapının ziline bastık. Kapı bir süre açılmadı. Kapının açılmasına yardımcı olacak başka biri bulundu ve daha sonra içeriden kapı açıldı. Aramayla alakalı savcılık talimatı muhataplara gösterildi, konuyla ilgili detaylı bilgi verildi. Daha sonra birlikte aramalara geçtik. Arama sırasında benim hatırladığım bir muhtar, bir kapı için dışarıdan gelen şahıs, içeride kapıyı açan şahıs ve daha sonra gelen Bilgin Özkaynak'ın oğlu vardı." dedi. Evde bulunan delilleri, tutanaklara yazıldıktan sonra kendilerinin de delil çuvallarına koyup muhafazasını sağladıklarını ve arama bittikten sonra evin içinde herkesin göreceği şekilde mühürlendiğini anlatan polis memuru Sarı, aramaların hazirun eşliğinde yapıldığını söyledi. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, bizzat aramaya katılıp katılmadığını ve aramalar sırasında eldiven kullanıp kullanmadıklarını sordu. Tanık Sarı, "Katıldım, arama yaptık. Delilleri tutanağa yazıp çuvallara yerleştirdik. Kütüphanedeki aramaya ben bir müddet sonra gittim Dijital verilerin bulunduğu aşamada yoktum ancak ben oraya gittiğimde hazirunlar oradaydı. Biz aramada sadece dijital verilerle ilgilenmedik." dedi. Sarı, eldiven hususunu hatırlamadığını belirtti.

Seyit Ahmet Sarı, sanık avukatlarının, evde bulunanların birlikte arama yapıp yapmadığı sorusuna, "Evde hazirunla birlikte toplam 20 kadar adamdık. Mantıken herkes aynı odayı aramamıştır. Yanımızda hazirun olacak şekilde arama yapılmıştır. Herkesin benim bulunduğum yerde bulunması mümkün değildi, dört tane de hazirun var." şeklinde cevap verdi. Aramalar sırasında çekim yapan kaç kamera olduğu sorusuna karşılık ise hatırladığı kadarıyla bir kamera olduğunu ancak kimin kullandığını hatırlamadığını söyledi. Aramanın nereden başladığı sorusuna, "Alt kattan başladık." cevabını verdi. Avukatlar, tanık Sarı'ya, "Siz nerede arama yaptınız?' diye sordu. Sarı, "O evde genel olarak aramaya katıldık. Ben üst kata çıktığımı hatırlıyorum. Kimlerle çıktığımı hatırlamıyorum, Sakarya'nın polislerini tanımıyorum. Hazirunların olmadığı yerde arama yapmadık. En az, aramalar sırasında bir hazirun vardı, yeri geldi üç de oldu, dört de oldu." karşılığını verdi.

Avukatların, dijital materyal ele geçirildiğinde imaj alınıp alınmayacağını bilip bilmediği sorusuna Sarı, "İmaj alınması gerektiğini biliyorum ama yerinde mi şube de mi alınması gerekiyor, onu bilmiyorum. Belediye operasyonunda server imajının alındığını hatırlıyorum, başka yerde hatırlamıyorum. Çalıştığım sürede bir kere imaj alındı, o da serverların kapanmaması gerektiği için alınmıştı." diye konuştu.