Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, siyasetteki söylemlerin Türkiye’nin turizmdeki imajını çok bozduğunu söyledi.

Başkan Çetin Osman Budak, ATSO Ocak ayı olağan meclis toplantısında üyelerin katıldığı mini bir anket çalışması yaptı. 81 üyenin katılımıyla gerçekleşen ankette ekonomik durum ve beklentilerle ilgili ilginç tespitler yer aldı. ATSO üyelerinin katılımıyla yapılan ankette öne çıkan en önemli soru, “2015’te Türkiye için en önemli risk nedir?” oldu. Katılımcıların yüzde 24 düşük büyüme ve durgunluğu risk olarak görürken, yüzde 22 ise siyasi gerilimi risk olarak gördüğünü söyledi.

Bu sonuç üzerinde bir değerlendirmede bulunan Budak ise turizmle ilgili dışarıdaki Türkiye imajının çok bozulduğunu anlattı. Budak, “İmajımız turist sağlayan ülkelerde inanılmaz bozuldu. Biz şimdi onların televizyonlarını izlemiyoruz. Türkiye’de küçük bir olay olduğu zaman o televizyonların birinci haberi haline geliveriyor. Bunlar da son derece etkili. Bizim siyasetteki söylemlerimiz anında onların basının ve son derece etkileniyor. Oradaki insanlar, demokrasiye ve özgürlüklere çok hassaslar. Bunlarla ilgili olumsuz bir şey duydukları zaman tatil karalarını değiştiriyorlar. Onun için imaj çalışmalarını kısa süre içerisinde çok hızlı bir şekilde yapmamız lazım. Hükümetin ve bakanlıkların yoğun olarak çalışması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

ÇEVREYE DUYARLI OLMALIYIZ

Budak, Antalya’da çevrenin gelişim açısında önemli bir faktör olduğuna işaret etti. Çevrenin ve doğanın korunmasına özen gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Küresel ısınmanın ülkede hissedildiğini anlatan Budak, “Bizim de artık enerjiyle ilgili önemli kararlar almamız gerekiyor. Enerji tüketen alanlarla ilgili önlemler alınması lazım.” dedi. Antalya’da özen gösterilmesi gereken diğer bir alanı da tarım olarak açıklayan Budak, “Geleceğin en strateji alanı tarım, en az değer verilen alan da tarım. Bu alanda değer vermemiz lazım. Antalya’da afet olursa Türkiye’de enflasyon olur. Zam şampiyonları yine tarım sektöründen çıkar.” şeklinde konuştu.

Yer altı kaynaklarının değerlendirilmesinin de önemine değinen Budak, bu kaynaklar değerlendirilirken çevreye ve doğaya özen gösterilmesinin önemini vurguladı. Bu alanlarda denetimlerin sıklaşması gerektiğini anlatan Budak, denetimlerin eksik olmasının sorumlusunun yasama organının olduğunu söyledi. Budak ayrıca bir taş ocağının ülke ekonomisine ne kadar katkı sağladığının da tartışma konusu olduğunu belirtti.

YATIRIM KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLMELİ

Türkiye’deki yatırım koşullarını değerlendiren Budak, yatırım koşullarının hızlı bir şekilde iyileşmesi gerektiğini vurguladı. Budak, “Türkiye’deki yatırımcılar, sermayesi olanlar yurtdışında inanılmaz yatırım yapmışlar. Bizim milli yatırımcılarımız ülkeye yatırım yapmamış yurtdışına yatırım yapmış buna da iyi bakmak lazım. “ şeklinde konuştu. Ayrıca sanayicilerin kendi alanları dışındaki inşaat sektörüne yatırım yapmalarının da dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Budak, 2015’in dışarıdaki ve içerideki faktörlerle birlikte zor bir yıl olacağını belirtti. Ancak, ümitsiz olmadıklarını dile getirdi. Herkesin üzerine düşeni en iyi şekilde yapması durumunda olumsuz havanının pozitife çevrilebileceğini söyledi. Yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Budak bunlar olmadan büyüme beklentisinin olamayacağını hatırlattı. Budak, “Bununla büyüme yüzde 5’in üstüne çıkmaz. Seçim döneminde bu yapılır mı? Seçim öncesi böyle reformlar yapılacağını beklemiyoruz. Reformların 4 yıl boyunca hazırlanmış hemen seçimin ardından hayata geçirileceğini ümit ediyorum.” dedi.

PARAKENDE TİCARETİ DÜZENLEME YASASI YETERSİZ

Perakende Ticareti Düzenleme Yasası hakkında görüş belirten Budak, bu yasanın işe yaramayacağını söyledi. Durumu “Atı alan Üsküdar'ı geçmiş” sözü ile özetledi. Her mahalle arasında bir zincir market bulunduğunu kaydeden Budak, bu zincir marketlerin bulunduğu mahallelerde esnafın iş yapamaz hale geldiğini anlattı. Yasanın çok fazla tartışılmadığına işaret eden Budak, yasanın içeriğinin çok eksik olduğunu dile getirdi.

DON VE FIRTINA ÇİFTÇİYİ VURDU

Antalya’da yeni yıla girilirken yaşanan don ve fırtınanın tarımı olumsuz etkilediğini söyleyen Budak, yaşanan don olayının narenciye ve sera ürünlerini vurduğunu dile getirdi. Arkasından meydana gelen fırtınada ise her yıl konuşulmasına rağmen önlemler alamadığı için tarım sektörünü vurduğunu aktardı. Narenciye sektöründe narenciye, portakal ve mandalinaların artık ihraç edilebilir durumda olmadığını açıklayan Budak, “Her yıl bu affet yaşanıyor. Sera ürünlerinde ciddi zararlar meydana geldi. Buradaki çiftçinin zararlarının karşılanması gerekiyor. Okuduğum kadarıyla 5-6 bin dönüm sera harap oldu. 220 – 240 bin dönüm içinde 5-6 bin dönüm çok fazla değil denilebilir. Aile işletmeciliği olduğu için 2 dönüm sera gittim adamın bir yılı gider. Borcu da varsa adam yandı gitti zaten.” ifadelerini kullandı.