Tunceli’de 1937-38 yıllarında Hozat ilçesinde Canan ve Baran ailelerine mensup 24 kişinin katledildiği yerde yapılan kazı çalışmasının sona erdi. Baran ailesinin avukatı Cihan Söylemez, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Biçer ve katledilen Baran ailesinin ferdi Suat Baran kazı çalışmalarının sona ermesine ilişkin Dersim Baro Binası’nda basın toplantısı yaptı. Av. Söylemez, “Dersim katliamıyla ilgili bu kazı çalışması bir ilktir ve önemlidir. Bu yüzleşmeye yönelik bir davaydı. Devletin tüm yargılarını Dersim katliamıyla yüzleşmeye davet ediyoruz.” dedi.

1937-38’de Hozat ilçesine bağlı Bargini köyüne gerçekleştirilen operasyonda köylerinden alınarak ahırda yakılıp öldürülen 24 kişinin yakınlarından Canan ve Baran aileleri, kimlik tespiti için hukuk süreci başlatmıştı. Ailelerin taleplerini değerlendiren Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi kimlik tespiti yapılması için mezarlık alanın açılması yönünde karar aldı. Kararın ardından Hozat Savcısı Hasan Toy, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve gözlemciler heyetinde mezarlık alanında iki gün boyunca kazı çalışmaları gerçekleştirildi. Kazılarda 13 insan kafatası, insanlara ait çene kemiği, muhtar mührü ve mermi kovanları bulundu.

Katledilen insanların kimlik tespiti için SEKA sure mevkiinde ki kazı çalışmalarına Hozat Savcısı, adli tıp uzmanlarını ve ailenin katıldığını ifade eden Av.Cihan Söylemez, “2 günlük kazı çalışmasında insan kafataslarına rastlandı, parçalanmış halde bulunan kafatasları da söz konusu. Kesin sayı rapor sonucunda belli olacak. Aileden dün DNA örnekleri alındı. Kemikler numaralandırıldı ve İstanbul Adli Tıp’a gönderildi.” dedi.

Adli tıp kurumunun sonucunu bekleyeceklerini belirten Söylemez, Hozat Savcılığı’nın kemiklerin ne zamana ait olduğu ne şekilde katledildiklerine dair olayın aydınlatılmasına yönelik taleplerde bulunduğunu aktardı. Kazı sırasında boş kovanlara, cep aynalarına, muhtar mührüne ve takılarına rastlanıldığını ifade eden Av. Söylemez, “Kazı çalışması sırasında her şey fotoğraflanıp kayıt altına alındı. Dersim katliamıyla ilgili bu kazı çalışması bir ilktir ve önemlidir. Bu yüzleşmeye yönelik bir davaydı. Devletin tüm yargılarını Dersim katliamıyla yüzleşmeye davet ediyoruz. Bu bir insanlık davasıdır. Bu ilk hukuki başvurumuz olmadı sadece buna bağlı kalmayacağız, çalışmalarımız devam edecek. Şu durumda adli tıptan sonuçları bekleyeceğiz” diye konuştu.

Türkiye’de Dersim katliamına ilişkin herkesin yüzleşmesi gerektiğini dile getiren Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Ümit Biçer, Dersim katliamıyla ilgili sadece mağdurlar olarak değil, bunun sorumluları olarak özellikle devlet olarak bu acılarla yüzleşilmesi ve bir daha bu acıların yaşanmaması, bu acıların sarılması, ortak bir toplum birliğine erişmek için birlikte hareket etmek gerektiğini vurguladı. Bu topraklarda yaşanan bütün katliamlarla samimi bir biçimde yüzleşilmek, bunun içinde hakikatlerin araştırılmasına yönelik bir komisyonun kurulmasına ihtiyaç olduğunu belirten Biçer, “Bu güne kadar hep mağdurlar acılarıyla yüzleşmek zorunda kaldı. Bugün belki de Dersim katliamıyla ilgili en önemli bir adım atıldı. Hukuk mücadelesi ve ailenin bu konuda ki çabası çok değerli. Yıllardır bu topraklarda yaşayan insanlara değer verilmediği ölülerimize de verilememesinden rahatsızdık, cenazelerimiz greyderlerle, iş makineleriyle talan edilmeye itiraz etmiştik. Bu mesele toprak kazmak meselesi değil, insanların neden öldürüldüğünü öğrenmek, bulunabilirse sorumlularının cezalandırılmasını istemiştik.” dedi.

Kazı çalışmalarının profesyonel şekilde özen gösterilerek yapıldığını kaydeden Biçer, Türkiye İnsan Hakları Vakfı olarak Türkiye’de kayıplar ve toplu mezarlar konusunda vakıf ve uzmanlar olarak her yardıma hazır olduklarını söyledi.