Şırnak’ın Cizre ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasağı nedeniyle buradaki akrabalarına ulaşamayan avukatlar, yasağın kaldırılması için Şırnak Valiliği hakkında dava açtı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ile Avukat Muhammed Neşet Girasun, müvekkilleri Ömer Elçi ve Mehmet Girasun adına Mardin İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

Avukat Tahir Elçi ve M. Neşet Girasun tarafından Mardin İdare Mahkemesi’ne verilen dilekçede, sokağa çıkma yasağının telafisi güç ve imkansız zararlar doğacağından davalı idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulmasını talep edildi.

"KANUN VALİYE ‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLAN ETME’ YETKİSİ VERMİYOR"

Avukatlar dilekçesinde, yasağın kaldırılması için şu gerekçeleri belirtti: “5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/c maddesi aşağıdaki gibidir; il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Bu hususta alınan ve ilan olunan karar ve tedbirlere uymayanlar hakkında 66’ncı madde hükmü uygulanır. Görüldüğü gibi dava konusu işlemin dayandığı düzenleme il valisine, aynı maddede yazılı kimi durumlarda önleyici kolluk ödev, görev ve yetkisi çerçevesinde gerekli karar ve tedbirleri alabileceğini, ancak 'sokağa çıkma yasağı' gibi belli bir yerleşim birimindeki tüm yurttaşların hak ve özgürlüklerini tümüyle kısıtlayan ve somut olaya müteallik olmayan genel nitelikli tedbirler için yetki vermemektedir.”

“OHAL’İN OLMADIĞI ORTAMDA OHAL YETKİSİ KULLANILAMAZ”

Avukatlar, başvuru dilekçesinde Anayasanın 2. maddesinde de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu, 13’üncü maddesinde ise temel hak ve özgürlüklerin nasıl ve ne şekilde sınırlanacağının ayrıntılı şekilde düzenlendiğini hatırlatarak, “Anayasanın 13. maddesinde ‘Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.’ hükmüne yer verilmiştir. Anayasanın 23. maddesinde ise bireylerin seyahat özgürlüğü güvenceye bağlanmıştır. Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de birçok kararında özgürlüklerin genel nitelikli sınırlamasının demokratik bir toplumun gereklerine ve sözleşme hükümlerine aykırı olduğu belirtilmiştir. Öte yandan temel hak ve özgürlükleri sınırlarılması veya kullanılmasının durdurulmasının usul ve esasları Anayasanın 119 vd. maddelerinde, keza 15. madde de düzenlenmiştir. Sokağa çıkma yasağı gibi bir yerleşim birimindeki tüm yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini tümüyle kullanılmasının durdurulması, ancak sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulaması gibi anayasal bir rejim olan olağanüstü hallerde mümkündür. Olağanüstü hal ilanı ile temel hak ve özgürlüklerinin kullanılmasının durdurulması anılan anayasal düzenlemeler yoluyla yapılmadan, diğer bir ifade ile anayasal hükümler dolanarak veya göz ardı edilerek bu düzeyde bir yetkiye cevaz vermeyen 5442 sayılı Yasanın 11/c maddesi uyarınca dava konusu işlem ile sokağa çıkma yasağı uygulamasına gidilmesi anayasal ve yasal hükümlerin ihlaline neden olduğundan kuşku bulunmamaktadır.”

ELÇİ: ELEKTRİK VE SU YOK, CİDDİ SAĞLIK PROBLEMLERİ ORTAYA ÇIKTI

Avukat Tahir Elçi, Şırnak Valiliği'nin dava konusu işlemi tesis etme yetkisi bulunmadığı belirterek şu ifadeleri dile getirdi: “İşlem açıkça hukuka aykırıdır. Sokağa çıkma yasağının 150 bin nüfusu olan Cizre ilçesinin tamamında uygulanması, ilçeye giriş-çıkışların yasaklanması, Türkiye’nin Irak ülkesi ile tek uluslararası bağlantısını sağlayan yolun kapatılması ve aradan 4 gün geçmesine rağmen yasağın ne zaman sona ereceğinin belirsiz olması işlemin ölçülü olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Davalı Şırnak Valiliği, 05.09.2015 ve 06.09.2015 tarihlerinde de web sayfası üzerinden yaptığı açıklamalarda da yasağın devam ettiğini belirtmiş ancak ne zamana kadar süreceği konusunda herhangi bir açıklama yapmamıştır. Herhangi bir olay yaşanmadan, süresiz bir şekilde işlem tesis edilmiştir. Kentte yaşanan durumu yerinde gözlemlemek isteyen milletvekilleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, gazetecilerin dahi şehir merkezine girişlerine izin verilememekte, aradan geçen 4 günlük sürede çoğunluğu çocuk olmak üzere tamamı sivil olan yurttaşların hayatını kaybettiği bilgisi sosyal medyada milletvekilleri ve gazeteciler tarafından da paylaşılmakta, onlarca yaralının hastaneye götürülemediği ve tedavi edilemediği bilinmekte, şehirde kamusal yaşam tümüyle sona erdiğinden hiçbir temel ve zorunlu kamusal hizmet yerine getirilmemekte, şehirde su ve elektrik kesintileri süreklilik arz etmekte, resmi verilere göre Türkiye’nin en sıcak yeri olması ve su ve elektrik kesintilerinin de baş göstermesi sebebiyle toplum sağlığı ciddi tehlike ve risklerle karşı karşıya bulunmakta, eceliyle hayatını kaybeden yurttaşların bile defin işlemleri yapılamamaktadır. Tüm bu sebeplerle hukuka ve kamu yararına aykırı, süresiz ve ölçüsüz bir şekilde tesis edilen işlemin iptali gerekmektedir. Her iki davacı müvekkilimiz de UYAP sisteminde kayıtlı bulunan Mernis adreslerinden de anlaşılacağı üzere Cizre ilçesinde ikamet etmekte ve yukarıda belirtilen tüm olumsuz/vahim durumlardan etkilenmekte ve diğer on binlerce insan gibi ağır zarar görmektedirler. Bu sebeple davalı idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması kararının verilmesini sayın mahkemeden talep etmekteyiz.”