Balıkesir Barosu Başkanlığı, TBMM Genel Kurulu'nda önümüzdeki hafta görüşülmeye başlanacağı öngörülen ve kamuoyunda İç Güvenlik Paketi olarak bilinen düzenlemeden kaygılı olduklarını açıkladı. Düzenlemenin temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunacağı belirtilerek, "Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel normlara aykırı olan, kuvvetler ayrılığını gözardı eden, hukuk devleti anlayışından uzak olan bu düzenlemelere ilişkin kaygılarımızı kamuoyuyla, ilgililerle ve yetkililerle paylaşmak istiyoruz." denildi.

Balıkesir Barosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Polis, Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun tasarısına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Baro olarak sadece özgürlüklerden ve hukukun üstünlüğünden yana tavır koyulduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi: "Yapılmak istenen düzenlemeyle özetle mevcut yasal mevzuata göre kişilerin üstünün ve eşyalarının aranabilmesi için hakim kararı, gecikmesinde sakınca olan hallerde ise savcı kararı aranırken yapılmak istenen düzenlemeyle yalnızca kolluk amirinin emriyle arama yapılabilecektir. Hakim ve savcının devreden çıkarıldığı böylesi bir durumun, keyfiliğe yol açacağından endişeleniyoruz. Mevcut yasal mevzuata göre gözaltına alma yetkisi savcılara aitken yapılması planlanan düzenlemeyle bu yetki savcılara ait olmaktan çıkarılarak suçüstü hallerinde 24 saat, toplumsal olaylarda ise 48 saate kadar gözaltına alabilme yetkisi kolluk amirine verilmektedir. Özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin böyle bir düzenlemenin hukukun denetiminden çıkarılmasından, pek çok olumsuzlukların ortaya çıkabileceği kaygısını kamuoyuyla paylaşıyoruz. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlama konusunda mülki idare amirlerine de yetki verilmesi yoluyla cumhuriyet savcısının adli yetkisine ortak olarak, adli kolluğa suç soruşturmasına ilişkin talimat verme yetkisi tanınmaktadır. Oysa suç soruşturması ve suçun aydınlatılması yargısal bir faaliyet olup bu yetkilerin yalnızca yargı makamlarınca kullanılması gerektiği bir gerçektir. Mülki amirlerin almış oldukları kararlara uymayanlar hakkında 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmesi ise suç ve cezaların kanuniliği ilkesine uymadığı gibi mülki amirlere suç yaratma yetkisi vermek anlamına gelir. Oysa bu yetki yasamanındır. Son dönemlerde, toplumsal olaylarda silah kullanılması sonucu yaşanan ölümler ve bunlarla ilgili tartışmalar ve yaşanan acılar ortadayken İç Güvenlik Paketi ile polisin silah kullanma yetkisinin genişletilmesi, silah kullanmasının kolaylaştırılmasıyla orantısız güç kullanımı gibi çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek sakıncalı yönüyle kaygılarımız artmaktadır. Polisin istihbarat amaçlı dinleme yaparken uyacağı çerçevenin genişletilmesi, yargının bu konuda önemli ölçüde etkisizleştirilmesi, dinlemeler konusunda yetki ve görevin yalnızca Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne bırakılması sonucunda dinlemelerin, ülke genelinde tek bir hakimin yetki ve görevine verilmesi ise her yönüyle tartışılabilir bir düzenleme olacaktır. Yapılması düşünülen bu düzenlemeler aceleye getirilmeden, daha soğukkanlı bir atmosferde, konunun uzmanlarının görüş ve önerileri değerlendirilerek ve tartışılarak, hukuk devleti anlayışı bir an bile gözardı edilmeden yapılmalıdır. Kamuoyunun takdirine saygıyla sunulur."