Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, Mersin’in Tarsus İlçesi’nde uğradığı hunharca saldırıcı sonucu katledilen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan olayının ardından tartışmaya açılan idam cezasıyla ilgili, “İdam ceza değil, öç alma sistemidir.” dedi.
Toplumda infial uyandıran olayların yaşanmasından sonra idam cezasının gündeme getirildiğini vurgulayan Çıtırık, özellikle kadın ve çocuğa yönelik tecavüz ve öldürme vakalarında idamın çok tartışıldığına hatırlattı. Anayasa ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre asıl olanın yaşam hakkı olduğunu belirten Çıtırık, “Evrensel hukukun kazanımları ve gelişmeleri sonucunda artık idam cezasından bahsedilmemektedir. Ceza yargılaması ve infaz sistemiyle amaçlanan, suçluyu ıslah etmek, yeniden topluma kazandırmaktır. Bu nedenle idam ceza değil, insanı ortadan kaldıran bir öç alma sistemidir.” şeklinde konuştu.

Türkiye Barolar Birliği’nin kurucu başkanı ve ceza hukukunun önemli hocalarından Prof. Dr. Faruk Erem'in ‘Bir Ceza Avukatının Anıları’ adlı kitabında idam cezasıyla ilgili önemli bir anısını aktaran Çıtırık, şöyle devam etti: “Her şey hazırdı, adamı sehpa üzerine çıkarttılar. Son isteği olarak bir sigara verildi, yarısını içti, sonra attı. Bana döndü. ‘Tut elimi’ dedi. Tuttum. Adam asıldı ama nasıl soğuduğunu ben duydum. Bir adamın nasıl soğuduğunu duymamışsanız, ölüm cezasını müdafaa edersiniz.”
2001 ve 2002’deki değişiklikleriyle sınırlanan ve 2004 değişiklikleriyle ise tüm suçlar için idam cezasının kaldırıldığını anlatan Çıtırık, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ek 13 numaralı protokolü ile her koşul altında idam cezasının mutlak olarak yasaklandığını ve Türkiye’nin bunu 2006'da onayladığını kaydetti. Çıtırık, “Ülkemiz, Avrupa Konseyi üyesidir. Türkiye’nin A.İ.H.S. 6 ve 13 numaralı ek protokollerden çekilmesi Avrupa Konseyi’nden çıkartılması sonucunu doğuracaktır. Bu durum ülkemizin uluslararası itibarına gölge düşürecektir. TBMM'nin açıldığı 23 Nisan 1920'den en son idam cezasının infaz edildiği 1984 yılına kadar toplam 712 insan asılmıştır. İdam cezasının bu kadar infaz edildiği ülkemizde, insanlar yine de suç işlemeye devam etmişlerdir. İdam cezasının varlığı, tek başına suç işlenmesini önlemeye yetmeyecektir ve yetmemiştir de.” diye konuştu.

Çağdaş ceza yargılaması, infaz hukuku, evrensel değerler ve ülkeyi bağlayan uluslararası sözleşmelerin üzerinde durduğu ‘yaşam hakkı’ gerçeği karşısında öç alma sistemi olan idam cezasının, suçla mücadelede bir yararının olmadığını kanıtladığını aktaran Çıtırık, “İnfial oluşturan olayların arkasından çözüm gibi sunulması gerçekçi değildir. İdam cezasının tartışmaya açılmasıyla zaman içinde düşünce suçlularına uygulanması gündeme gelecektir. Bu nedenle toplumsal huzur ve barışa bir fayda getirmeyecek düzenlemeleri, gündeme yeniden getirmenin bir anlamı yoktur.” açıklamasını yaptı.