Basın Konseyi, basını terör örgütleriyle ilişkilendirme çabalarının asla kabul edilemez olduğunu belirterek, "Doğan Medya Grubuna yapılan yargısız infazı kınıyoruz." görüşünü dile getirdi.

Konseyden yapılan açıklamada, "Basın Konseyi olarak son günlerdeki açıklamalarımızda, şehit savcımızın rehin alınmasına dair görüntülerin paylaşılmasının gerekliliğinin ve doğruluğunun tartışılabilir niteliğini; bu konudaki eleştirilerin kayda değer olup, dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştik. Nitekim, Doğan Medya Grubu’nun da bu konuda birtakım somut adımlar attığı kamuoyunca bilinmektedir.

Ne var ki, tüm bu gelişmelere rağmen, bir takım medya organlarınca ısrarla sürdürülmekte olan 'yargısız infaz' demokratik bir hukuk devletinde yeri olmadığı gibi, basın özgürlüğü bakımından da utanç verici bir tavırdır." denildi.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Daha önce de belirttiğimiz gibi, basını terör örgütleriyle ilişkilendirme çabaları asla kabul edilemez! Yıllardan beri, teröre karşı cesurca mücadele eden, teröristlere hiçbir ödün vermeden haberlerini korkusuzca yayımlayan ve bu nedenle de teröre sayısız şehit veren Türk medyasına karşı yapılan bu saldırı, doğrudan basın özgürlüğünü, dolayısıyla da, demokratik toplumu hedef almaktadır.

'REHİN FOTOĞRAFININ MEDYA ORGANLARININ TMK 6. MADDEYE GÖRE SUÇLANMASI, AKLA VE İNSAFA SIĞMAZ'

Ayrıca, bir kez daha vurgulamak gerekir ki, şehit savcımızın rehin alınma fotoğraflarını yayınlayan tüm medya organlarının, Terörle Mücadele Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre (6.madde) suçlanması akla ve insafa sığmaz!

Söz konusu suçlar ancak kasten, yani "bilerek ve isteyerek" işlenebilir. Bu fotoğrafı yayınlayan tüm basın organlarının ve mensuplarının haber vermek değil de, teröre destek vermek kastıyla hareket ettiklerini iddia etmek, akla ve mantığa aykırıdır.

Eylemi açıkça “terör” olarak nitelendiren ve en sert ifadelerle kınayan söz konusu basın organlarını, bu şekilde itham etmek insafa ters düştüğü gibi, Türk Medeni Kanunu’na göre kişilik haklarına saldırı, Türk Ceza Kanunu’na göre de suç teşkil etmektedir.

Bu bağlamda, DHK(P)C terör örgütünü belirli medya organlarıyla özdeşleştirmeye yönelik çabalar, medya etiği bakımından yeni bir dip noktası teşkil etmektedir!

Bir yandan toplumsal duyarlılık ve sorumluluk çağrıları yaparken, diğer yandan bazı basın organlarını peşinen suçlu ilan ederek hedef göstermek izahı olmayan bir çelişkidir!

Öte yandan, “medya etiği” gerekçesiyle bu saldırgan tavrı benimseyen basın organlarını ve mensuplarını, ilk önce kendi yayınlarında evrensel kabul gören basın meslek ilkelerini gözetmeye çağırıyoruz.

Basın Konseyi olarak, siyasileri ve tüm medya organlarını, başta masumiyet karinesi ve basın özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve özgürlüklere uygun davranmaya ve demokratik hukuk devletine zarar verici eylem ve söylemlerden kaçınmaya davet ediyoruz."