Robert Koch Enstitüsü'nün bir araştırmasına göre Almanya'da neredeyse her beş kadından biri hamileliği esnasında alkol alarak doğacak bebeğinin hayatını riske sokuyor. Bu yüzden her yıl on bin bebek alkolden kaynaklanan kalıcı mağduriyetlerle dünyaya gözlerini açıyor. Bu bebekleri 2 bini ise ağır engelli olarak hayatını devam ettirmek zorunda kalıyor. Uzmanlar bu mağduriyetlerin olmamasını engellemenin mümkün olduğunu söylüyor ve bunu tek bir cümle ile özetliyor: “Alkol çok az da olsa zararlı!”

Çocuk doktoru Andrea Benjamins de anne adaylarını alkolün her türlüsünden uzak tutmaya çağırıyor: “Birçok hamile kadın, bir bardan bir şey çıkmaz diye düşünüyor. Hâlbuki her bir bardak çocuğa zarar veriyor.” diyor.

Ne var ki, hamilelik esnasında alkol almanın bebeğin de alkol alması anlamına geldiğini bilenlerin sayısı yüzde 44 olarak araştırmalara yansıyor. Bunun önüne geçmek isteyen bazı politikacılar alkollü içkilerin üzerine uyarı etiketi yapıştırılmasını istiyor. Almanya Fetal Alkol Sendromu (FAS) adlı dernek de uzun süredir bu talepte bulunuyordu. Bakıcı aileler ve evlatlık edinen anne-babaların kurduğu dernek uyarının ürünün etiketinin yarısını kapamasını istiyor ve aydınlatma çalışmalarının da yetersizliğinden yakınıyor.

Alkolden kaynaklanan sebeplerle engelli olarak dünyaya gelen çocuklar ilerleyen yaşlarında da başkalarına muhtaç yaşıyorlar. Bu insanlar kaçarak, yakarar, öfke nöbetine tutularak anne-babalarının, öğretmenlerinin ve çevrelerindeki bütün insanların sınırlarını zorluyorlar. Çocukken belli zamanlarda iyi öğrenebilen bu insanlar daha sonra bütün öğrendiklerini bir kenara bırakabiliyorlar. Sebebi ise tecrübe sonucu öğrenmeyi bilmemeleri ve tehlikeleri hesap edememeleri. Alkol beyin gelişimini ve sıklıkla diğer organları da etkilediği için tedavi edilemiyor. Sadece ergoterapi veya davranış tedavileri ile belli bir destek söz konusu olabiliyor.