Gazeteci yazar Sedat Bozkurt, AK Parti iktidarının medyaya artan baskısına, “Bir siyasal düşüncenin devlet kurumlarını sopa gibi kullanarak muhalifleri hizaya getirmesi faşizmdir” sözleriyle tepki verdi. Fox TV Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt, son kongrede olan bitenle AK Parti’nin Recai Kutan’ın başında bulunduğu ve yenilikçilerin ayrılmak zorunda kaldığı Fazilet Partisi ile aynı duruma düştüğünü geldiğini belirtti.

Samanyolu Haber Televizyonu’nda yayınlanan ‘Demokrasi Nöbeti’ programına katılan Sedat Bozkurt, Nokta dergisine yapılan baskın ve Hürriyet gazetesine açılan terör soruşturması gibi gelişmelerle iyice şiddetlenen özgür medyaya yönelik baskılara değindi. Sedat Bozkurt, “Önce basın üzerindeki baslılar üzerinde şunu söylemek lazım; bir siyasal düşünce devleti ele geçirip kurumlarını sopa gibi kullanarak bütün muhaliflerini hizaya getirmeye çalışırsa o sistemin adı faşizmdir. Bu nettir. Bu bir yöntem olarak siyasi literatüre geçmiştir. Bugün yaşadıklarımızı alt alta koyduğumuzda bu sonuca ulaşırsınız.” dedi.

AK Parti kongresini değerlendirmesi istenen Bozkurt, şöyle konuştu: “AK Parti kongresi ülkedeki demokrasinin bir mikro örneğidir. Düşünün iki tane liste çıkacak, parti yönetimi için iki tane aday var. Tartışma ve ilk kez AK Parti siyasi geleneğinde 2 adaylı bir kongre yaşayacak, ciddi bir tartışma var ama bir irade ortaya giriyor iki adayı teke indiriyor. ‘Birine sen genel başkan olacaksın öbürüne de parti yönetimi şunlardan oluşacak’ diyor. Bu kongreye taşınıyor. O sabah kongreye gelecekler kime oy vereceklerini bilmiyorlar. Ne yapacaklarını, nereye oy vereceklerini de bilmiyorlar. Ama liste ortaya çıkıyor, tek kişilik bir genel başkan adayı. MYK’ya tek bir liste ve hepsini bunu onaylıyor. Çıkıp gidiyorlar. Genel başkanın teşekkür konuşmasını bile dinlemiyorlar. Yani Türkiye’de demokrasi böyle işliyor. Partilerin oligarşileri bir liste hazırlıyor. Seçmen de bu parti listelerini onaylıyor. Demokrasi bu değildir. CHP’yi bunun biraz dışında tutmak lazım. Çünkü onlar bir ön seçimle belirledi. CHP’nin tüzüğü çok adaylı kongrelere olanak tanıyor. Ama bizim sağ partilerimizde öyle bir gelenek yok.”

‘RECAİ KUTAN’IN FAZİLET’İ İLE AYNI DURUMA GELDİLER’

“AK Parti’yi oluşturan kadro Fazilet Partisi’nde yenilikçi hareketi başlatmışlardı.” diyen Bozkurt, “ Ve o zaman partinin siyasi yasaklı olan Necmettin Erbakan, tarafından o zamanın Genel Başkanı Recai Kutan’ı uzaktan kumanda ile yönetmesiydi. Yani aynen bugünkü AK Parti yönetimine model olarak o zaman da AK Parti’yi oluşturan kadrolar tüzük değişikliğini yapmışlardı o zaman. Yani FP’deki tüzük bunların işte itiraz ettiği aday olmayı önleyen, parti yönetimine katılmayı önleyen tüzüğün daha ağırı bugün AK Parti’de mevcut. AK Parti kurulduğunda mükemmel bir tüzük yapmışlardı. O tüzüğü Ertuğrul Yalçınbayır yapmıştı. Buna bir Türkiye’nin sorunu olarak bakmak lazım. Tam 12 Eylül’de toplanan kongrede 12 Eylül ürünü siyasi partiler yasasını savunan kadrolar vardı. Yani hiçbir şeyin konuşulmadığı, ülke sorunlarının konuşulmadığı ve bir yarışın olmadığı böyle renksiz, tatsız, tuzsuz kongre değil yasal şartları yerine getirme toplantısıydı.” ifadelerini kullandı.

‘BU KOŞULLAR ALTINDA BEN O KOLTUKTA OTURMAZDIM’

Başbakan Davutoğlu’nun kongrede etkisizleştirilmesine de değinen Bozkurt, “Kongrenin mutlak hakimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Ne olursa olsun kimse buna ses çıkarmıyor. Çok mağdur edildiği düşünülen Davutoğlu’da bu durumdan çok hoşnut. Ben kendi adıma söyleyeyim bu koşullar altında ben o koltukta oturmazdım. Ama o oturuyor. İşte iyi bir şey yaptığını falan delegelere anlatıyor. Siz başbakansınız ve istemediğiniz bakanlardan oluşan bir kabineniz var sizin. İstemediği isimlerden oluşan bir parti yönetimi olan bir genel başkan var.” diye konuştu.