Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Biz Büyük Birlik Partisi olarak Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) Başkanı’nın tekrar aynı göreve verilmesini hem etik bulmuyoruz hem yasalara uygun olsa bile hukuki bulmuyoruz hem de teamüllere uygun bulmuyoruz. Bundan sonra herkes MİT Müsteşarı’nı artık tarafsız olarak göremeyecek ve 'Adalet ve Kalkınma Partili bir MİT Müsteşarımız var' diyecek." dedi.

Partisinin genel merkezinde gündemle ilgili basın toplantısı düzenleyen Destici, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın milletvekilliği aday adaylığından çekilmesini değerlendirdi. Destici, Türkiye’nin bir hukuk devleti olması gerektiğini söyledi. Destici, "Öyle çarpıklıklar var ki anayasalarımızda. Yerel seçimlerde ya da genel seçimlerde, bir partinin meclis üyesi ya da yöneticisi, aday olduğu zaman istifa etmek zorunda kalıyor, il başkanı istifa etmek zorunda kalıyor, düz memur istifa etmek zorunda kalıyor hatta memuriyetle alakası olmayan ticaret barosu üyesi istifa etmek zorunda kalıyor ama Başbakan istifa etmek zorunda değil. Böyle bir çarpıklık olabilir mi? Başbakan cumhurbaşkanı adayıydı ama istifa etmedi. Eğer tarafgirlik ise, devletin imkanınlarını kullanarak adaletsizlik oluşturmazsa bunu en yüksek oranda kim yapabilir? Başbakan. Burada aynı şey geçerli. Düz bir hakim, düz bir savcı, bir astsubay istifa ettiği zaman milletvekilliği için geri dönemiyor. Ama onlardan çok daha önemli bir görevi yürütmekte olan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Başkanı görevine dönebiliyor. Çok daha önemli bir görevde. Tarafsızlığını herkes tarafından kabul edilmesi gereken bir görevde. Bir subay geri dönemeyecek sırf siyasallaştı diye, MİT Müsteşarı dönecek. Bu çarpıklığın yasayla ortadan kaldırılması lazım." diye konuştu.

"MİT MÜSTEŞARI, İSTEMEYE İSTEMEYE ADAYLIĞINI GERİ ÇEKMEK ZORUNDA KALMIŞTIR"

‘Cumhurbaşkanının bir siyasi partinin aday listelerine bu kadar müdahale ediyor olması anayasaya aykırıdır’ diyen Destici şöyle devam etti: "Açık olarak göstermiştir ki, Sayın Cumhurbaşkanı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2015 Haziran seçimlerindeki milletvekili aday listelerine doğrudan müdahale ettiğini göstermlştir. Sayın Başbakan burada bir irade ortaya koyamamıştır. Ya da ortaya koyduğu iradenin arkasında duramamıştır. Aynı şekilde MİT Müsteşarı da bir irade koymuştur ama Sayın Cumhurbaşkanından gelen baskılar sonucu neticede istemeye istemeye adaylığını geri çekmek zorunda kalmıştır." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtarlar toplantısında ‘400 milletvekilini ülkenin geleceği için istiyorum, bir parti için istemiyorum’ dediğini aktaran Destici, "O zaman şöyle mi anlayalım? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu 400 vekili Adalet ve Kalkınma Partisi için değil, Büyük Birlik Partisi de istiyor, böyle mi anlayalım? Ya da Cumhuriyet Halk Partisi için ya da herhangi bir parti alsa olur mu? Çünkü Türkiye için istiyorum diyor. Sayın Cumhurbaşkanının bütün siyasi partilere eşit ve adil bir noktada durması lazım. Biz Büyük Birlik Partisi olarak Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı’nın tekrar aynı göreve verilmesini hem etik bulmuyoruz hem yasalara uygun olsa bile hukuki bulmuyoruz hem de teamüllere uygun bulmuyoruz. Bundan sonra herkes MİT Müsteşarı’nı artık tarafsız olarak göremeyecek ve Adalet ve Kalkınma Parti’li bir MİT Müsteşarımız var diyecek." dedi.

“ÇOCUKLARININ GÜÇLÜ EKONOMİSİ VAR, MİLLETİN EKONOMİSİ ÇÖKTÜ”

Destici, şöyle devam etti: "Dünyada petrol fiyatları düşerken Türkiye’de doların zirve yapması anlaşılabilir değildir. Ancak Türkiye’de olabilecek şeylerdir. Hükümetin ‘güçlü ekonomimiz var ve biz bundan etkilenmeyiz’ diye açıklamaları var. Sizlerin şahıslarınızın, iktidar partisinin, yöneticilerinin, hükümet üyelerinin, yandaşlarının, çocuklarının güçlü ekonomileri var. Onları biliyoruz. Ondan şüphemiz yok. Ama milletin ekonomisi çöktü sayın Başbakan. Devletin ekonomisi çöktü, sizin bundan haberiniz var mı? Milletin çocukları işsiz."

Bir açıklamaları daha var ‘banka sistemimiz çok güçlü’ diye. Bankacılık sektörü sermaye yeterlilik oranı en yükseğe çıktığı yıl yüzde 30.9, 2003 senesi. 2014’te 16.3 ile en düşük seviyesinde. 2002’nin bile neredeyse yarısına gelmiş. Bunun sınırı yüzde 13. Öbür taraftan da banka batırmaya çalışıyorlar. Sırf kendilerine uygun hareket etmediği için.”

"FAİZ LOBİSİNİN KİM OLDUĞU AÇIĞA ÇIKACAĞI İÇİN KORKMUŞ OLMALILAR"

Destici sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapan kendileri, asıl suçlu kendileri, şu anda bu piyasadaki dalgalanmaların, döviz artışının, enflasyon artışının sebebi kim? Sebebi, Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan’dan başlayarak hükümet. Şimdi de döviz lobisi, bir ara faiz lobisiydi suçlu. Kim bu döviz lobisi? Bizim dövizimiz yok kenarda. Hayali düşmanlarla savaşmayı bırakın. Açıkça açıklayın, döviz lobisi kim? Eğer kendisi bu döviz lobisinin kim olduğunu açıklamazsa biz kendisini, iktidarını, hükümetini döviz lobisi olarak ilan ediyoruz."

Açıklamalarının ardından soruları cevaplayan Destici, 'CHP milletvekilleri faiz lobisinin araştırmasıyla ilgili önerge verdiler. AK Parti milletvekilleri tarafından reddedildi, nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusunun sorulması üzerine, "Faiz lobisinin kim olduğunun açığa çıkacağı için bundan korkmuş olmalılar. Türkiye’nin 12 yıldır yöneten bir iktidar var. bu ülkede bir faiz lobisi de varsa sorumlusu kendileridir. Hem de o lobi kendileridir. Onun için de bunu reddetmişlerdir." ifadelerini kullandı.

Partiler arası ittifakta hangi noktada olduklarının sorulması üzerine Destici, şu ifadeleri kullandı: "Türk milletinin yeni bir iktidar arayışı vardır. Biz de katkı sağlama noktasında üzerimize ne düşerse samimiyet, adalet zemininde hazır olduğumuzu, olumlu baktığımızı daha önce de ifade ettim. İnşallah hayırla neticelenir. Bugün itibariyle neticelenmiş bir şey yok."