Doğu ve Güneydoğu'da ki 18 ildeki Baro, Adalet Bakanlığı'nda, hakimlik mülakat sınavında yaşanan tartışma sonucu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla Avukat Umut Kılıç'ın tutuklanmasına tepki amacıyla basın açıklaması yaptı.

Barolar adına konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Doğu ve Güneydoğu Baroları Dönem Sözcüsü Bitlis Barosu, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince yapılan tutuklamanın gerek ulusal kanunlara ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu öne sürdü.

Bitlis Barosundan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Adli Yargı Hakim ve Savcılık sınavının yazılı aşamasında başarılı olan Afyon Barosu avukatlarından Av. Umut Kılıç, Ankara ilinde sözlü sınava katılmış olup sınav sırasında sarf etmiş olduğu cümleler nedeniyle sözlü sınavı yapan kurul tarafınca, “Cumhurbaşkanına ve mülakat görevini yapan komisyona hakaret” ettiği gerekçesiyle meslektaşımız hakkında tutanak tutulmuştur. Tutanağa ve yaşanan duruma istinaden olay yargıya intikal etmiş olup meslektaşımız Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince gerek ulusal kanunlara ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olacak şekilde tutuklanmıştır.

Ceza Muhakemesi Kanununun 'Tutuklama nedenleri' başlıklı 100. Maddesi kapsamında yapılacak değerlendirme ile de verilen tutuklama kararının işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olması gerektiği, ölçülü bulunmaması halinde tutuklama kararı verilemeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Meslektaşımız hakkında kişiyi hürriyetinden mahrum kılacak tutuklama gibi ağır bir koruma tedbirinin bu aşamada ölçülü olmadığı açıktır. Yaşanan olay meslektaşımızın yürütmenin başındaki kişiye veya üst dereceli yargı mensuplarındaki kişilere hitaben sözler söylemesi sebebiyle tutuklanmasından dolayı yargının siyasi mülahazayla ve kişiye göre karar verdiği sonucuna bizi götürmektedir. Zira muhtemel yargılama neticesinde en aleyhe husus düşünüldüğünde dahi yargılamanın erteleme, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması gibi kararlar ile sonuçlanacağı kuvvetle muhtemeldir. Adli kontrol hükümlerinin uygulanması dahi mümkünken yetersiz ve geçersiz gerekçelerle tutuklama kararı verilmiştir. Bu durum karşısında ölçülülük kavramının ve diğer kanun maddelerinin açıkça ihlal edildiği, uygulanmadığı görülmektedir. Avukatlık mesleği yüz yıllardır var olan bir meslek olup yargının kurucu unsurlarındandır. Ancak ne yazık ki son zamanlarda ülke dahilinde avukatlık mesleğine yönelik aleyhe olacak şekilde kamuoyunda olumsuz yargılar, ön yargılar oluşmuş veya oluşturulmuş olup bu durumun, haksız ve kanunlara aykırı olacak şekilde meslektaşımız hakkında hükmedilen tutuklama kararı ile de Yargıya da yansımış olduğu görülmüştür. Hak, hukuk, adalet gibi unsurların herkes için uygulanmasının gerekli olduğu ve bu unsurların önyargılara kurban edilmemesi, kanunların gerektiği gibi herkes için eşit olacak şekilde uygulanması gerektiği bir kez daha vurgulanarak Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince verilen haksız ve hukuka aykırı kararın bir an evvel kaldırılarak meslektaşımızın serbest bırakılmasını diliyoruz."

Yapılan açıklamaya Ağrı, Adıyaman, Bingöl, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Erzincan, Hakkari, Kars, Ardahan, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa, Iğdır, Dersim ve Van Baroları destek verdi.