Demokratik Toplum Kongresi (DTK) sınır ötesi operasyonlarla ilgili sert bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Korsan hükümet, Kürt sorununu tehditle, şantajla, korkuyla, sindirmeyle ve kontra güçlerin tetikçiliğinde katliamlarla çözebileceğini, bastırabileceğini düşünüyorsa kendinden önceki onlarca hükümetin uygulamalarına bakmalıdır.” dedi.

DTK Eş Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, 7 Haziran seçimlerinin Türkiye’de her açıdan yeni bir aşamayı başlattığı belirtilerek, “Seçim öncesi Kürt halkı önemli oranda kendi arasında, Kürdistani halklarla ve Türkiye demokratik güçleri ile ittifak yapmış, etkili bir muhalefetle AKP’yi tek başına iktidar olmaktan alıkoymuştur. Dolayısıyla elde edilen başarı diktatörlüğün önünü kapattığı gibi hem Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü açacak hem de Kürt sorununu çözecek bir fırsat oluşturmuştu. 4 Nisan’da Tayyip Erdoğan’ın müzakere masasını devirmesi ve ardından HDP’ye ve halkımıza yönelik DAİŞ çeteleri ve kontra güçlerin tetikçiliği ile başlatılan saldırı süreci Ülkeyi bir kaos ortamına sürüklemenin adımları olmuştur. Kobani katliamı ve Türkiye Sosyalist Gençlerine yönelik Suruç'ta gerçekleştirilen vahşi katliamla Türkiye Cumhuriyeti devleti hem kaotik ortamın yaratıcısı olmuş hem de safını belirlemiştir.” denildi.

'DAİŞ İLE MÜCADELE ADI ALTINDA, KÜRT HALKINA KARŞI OPERASYONA BAŞLANDI'

Suriye iç savaşı ile terörist güçlerle ittifak kuran, silah ve lojistik desteği sağlayan, sınırlarını ve topraklarını bu terörist unsurlara açan hükümetin, Ortadoğu okumasıyla uluslararası alanda yalnızlaştığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi: “Kürt halkıyla kalıcı barış yerine, savaş konsepti ve uygulamaları ile geri dönülmez bir düşmanlığı tercih etmiştir. En son ABD ile DAİŞ’e karşı ortak mücadele adı altında üslerini koalisyona açma karşılığında Kürdistan Özgürlük hareketine ve gerillalarına bombardıman izni almıştır. Halkımızın özgürlük mücadelesi ve halkların demokratik özlemleri bir kez daha kirli ittifak ve pazarlıklarla boğulmak istenmektedir. Türkiye devleti DAİŞ çeteleri ile mücadele adı altında Türkiye demokrasi güçlerine ve Kürt halkına karşı siyasi ve askeri soykırım operasyonlarına başlamış ve yeni katliamların gerçekleşmesini sağlayacak bir sürecin kapısını açmıştır. Kürt halkının meşru ve haklı mücadelesini besleyip büyüttüğü gerici terör grupları ile bir tutma söylemi-eylemi ancak bu korsan hükümetin yapabileceği bir çarpıtma olabilirdi.

'TÜM HALKIMIZI BULUNDUĞU HER YERDE DİRENİŞİ YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ'

Öcalan’a yönelik derinleştirilen tecrit, halklarımıza karşı gerçekleştirilen katliamlar ve siyasi operasyonların yanı sıra, 24 Temmuz tarihinde Kürdistan’ın güneyinde medya savunma alanlarına hava bombardımanları başlatarak ateşkes sürecini sona erdirmiştir. Bu nedenle sorunun ele alınışı ve çözümü konusunda yeni bir sürece girmiş bulunmaktayız. Biz Türkiye devletini bu yanlış politikadan ve katliam hesaplarından bir an önce dönmesi gerektiği konusunda uyarıyoruz. Bu yol kanlı ve kaotik bir yoldur. Bu yol hangi hesapla yapılmışsa yapılsın kaos yoludur. Tüm halkımızı bulunduğu her yerde direnişi yükseltmeye, bu gerici hükümete karşı demokratik kazanımlarını korumaya, Öcalan üzerindeki tecridi kırmak için aktif mücadele etmeye çağırıyoruz. Gerçek dindarları, devrimci ve demokratları ve halkımızın dostlarını mücadelemizde ortaklaşmaya çağırıyoruz.”