Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündemdeki parti kapatma konusuna değinerek, ”Neymiş partilerini kapatacaklarmış. Kardeşlerim niye senin partini kapatsınlar. Ben genel başkan olduğum parti 2007’de kapatılmak istendi. Bunların hiç birinin sesi çıkmadı. Hatta o zaman bir partinin genel başkanı şunu söyledi: Ankara’da da hakimler, savcılar varmış. Yani kapatılsa zil takıp oynayacaklar. Bunu söyleyenler şimdi ne diyor: ’partimiz kapatılacak’." dedi.

Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda muhtarlarla 4. kez bir araya geldi. Muhtarlara seslenen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na artık saray denilmeyeceğini, onun yerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi denileceğini belirtti. Erdoğan,” Bugün olduğu gibi yemeğimiz birlikte paylaşırken, orada da 3 bin kişiyle aynı anda yemeğimizi yiyebileceğiz. O zaman tabi bu süreç daha da hızlanarak devam edecek. Ve bu bize sağlayacak. Türkiye’nin geniş katmanlı bütün STK’larıyla gruplarıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, artık saray demeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde inşallah bir araya gelmek suretiyle devlet, milletiyle çok daha farklı bir şekilde kaynaşmaya başlayacak.” düşüncesini aktardı.

“MAHALLERİNDE MUHTARLIĞA ADAY OLSALAR KAZANAMAZLAR”

Parti liderlerinin muhtarlığa aday olması durumunda kazanamayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bakmayan sız kendi aklınca muhtarları küçümseyenlere, görmezden gelenlere onların hiç biri oturdukları mahallerinde muhtarlığa aday olsalar kazanamazlar. Kendi mahalle halkının gönlüne girip oraya fethedip muhtar olamayacakların ülkenin milletin, memleketin meseleleri hakkında iri iri laf etmeleri bizi sadece acı acı gülümsetir. Bugün ülkemizde siyasi parti genel başkanı yöneticisi sıfatı taşıyan pek çoğunun parti amblemlerini bir yana koyun mahalle muhtarlığın aday olduklarında hüsrana uğrayacaklarını gayet iyi biliyorum. Hepsini iyi tanırım. Çünkü milletle, vatandaşla irtibatları o kadar zayıf ki seçimler onlar için adeta bir yük. Vatanımızla muhatap olmak zorundalar.”

“NE YAZIK Kİ PARTİMİN İÇİNDEN DE İHANET EDENLER ÇIKTI”

Gündem de yer alan parti kapatılmasına da değinen Cumhurbaşkanı, ”Neymiş partilerini kapatacaklarmış. Kardeşlerim niye senin partini kapatsınlar. Ben genel başkan olduğum parti 2007’de kapatılmak istendi. Bunların hiç birinin sesi çıkmadı. Hatta o zaman bir partinin genel başkanı şunu söyledi: Ankara’da da hakimler, savcılar varmış. Yani kapatılsa zil takıp oynayacaklar. Bunu söyleyenler şimdi ne diyor: ’partimiz kapatılacak’. 2010’da anayasa değişikliğinde gene o zaman parlamentodayım biz dedik ki; ’parti kapatılmasını yasaklayalım. Artık partiler kapatılmasın. İnanır mısınız o maddenin görüşülmesinde hepsi de Meclis'i terk ettiler, orada kalmadılar. Ne yazık ki partimin içinden de ihanet edenler çıktı. Onlar da o maddenin görüşülmesinde bulunmayınca biz 330’u yakalayamadık. Hâlbuki 330’u yakalasaydık 2010’daki 26 maddelik anayasa paketinin çıkışında partilerin kapatılması ortadan kalkacaktı. Ve şuanda bunlar konuşulmayacaktı. Ben geçenlerde sayın başbakana da söyledim: ’gelin Meclis’e getirin bu işi. Zaten bunu biz daha önce söyledik. Gelin hemen bir hafta içinde hemen birlikte yasa teklifini getirelim, fazla bir şey değil 3-5 maddelik iş. Partilerin kapatılmasını ortadan kaldıralım. Bakın zorlaştıralım demiyorum, tamamen ortadan kaldıralım. Bunu yapalım. Bu adam atılsın. Milleti aldatmaya gerek yok dürüst olmak gerek.” değerlendirmesini yaptı.

“BÜYÜK DEVLETLERE BURALAR YAKIŞIR, BUNU BÖYLE BİLECEKSİN”

Cumhurbaşkanlığı Sarayı tartışmalarına da değinen Erdoğan, büyük devletlere yakışır bir saray olduğunu belirterek, ” Şuanda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili bakıyorsunuz ana muhalefetin başındaki zat, yok kaçak saraydı yok şuydu buydu, durmadan atıp tutuyor. Büyük devletlere buralar yakışır, bunu böyle bileceksin. Büyük hedefleri olmayanlar, büyük hayaller gözetmeyenler görmeyenler işte buraları düşünemezler. Bu millet büyük bir millet, güçlü bir millet dolayısıyla ona yakışan neyse onu yapacaktır ve şuanda onu yapıyordur. İşte bu tarafta o dediğim kongre merkezi. Ankara’da doğru dürüst toplantı salonları yok. Hiç olmazsa biz burada böyle büyük bir merkez yapalım, kamunun büyük toplantılarını gelir inşallah burada yapma imkânımız olur. STK’ler aynı şekilde gelip buradan istifade ederler. Hemen onun altında büyükçe bir cami yapalım, çünkü bölgede büyük bir cami yok. Şimdi orada 2 bin 500, 3 bin kişi alabilecek Osmanlı-Selçuklu karışımı bir camiyi de onun altında yapıyoruz. Türkiye’de şuanda en büyük bizim kütüphanemizin kitap sayısı Ankara Millet Kütüphanesi kitap sayısı 1 buçuk milyon. Dedik ki olmaz, biz şimdi Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ni inşa edeceğiz orada da asgari 5 milyon kitap olacak. Aynı zamanda yazma eserler bu tür şeyler de burada olacak. Ardından inşallah İstanbul’da da çok daha büyüğüne başlayalım. Biz kitap medeniyetinden geliyoruz. Biz ilk emri ‘oku’ olan bir dinin mensubuyuz. Buradaki kütüphane göstermelik olmayacak 24 saat halkına açık bir kütüphane olacak. Bütün dijital sistemler dâhil en modern şekilde bir kütüphane olacak.” ifadelerini kullandı.

“MEVCUT GÖMLEK BU VÜCUDA DAR GELİYOR”

Başkanlık sistemi konusunda da Erdoğan şöyle konuştu: "Eski Türkiye’nin kurallarıyla bu dönüşümü tamamlayamayız. Bunun için köylü bir değişime ihtiyacımız var. 7 Haziran seçimlerinin bunun için fırsat olduğuna inanıyorum. Ben yeni Türkiye için yeni Anayasa’ya ve Başkanlık Sistemi’ne ihtiyacımız olduğunu düşünüyor ve bunu her vesileyle ifade ediyorum. Kardeşlerim başkanlık sistemi bizim milletimizin yabancısı değil. İpe un serdiler. Netice almak değildi dertleri. Orada da başkanlık sistemiyle ilgili hazırlanmış, çalışılmış bir teklifimiz vardı. Çünkü artık mevcut gömlek bu vücuda dar geliyor. Esasen Cumhuriyet kurulduğundan beri bu tartışma yapıla gelmiştir. Ancak Gazi Mustafa Kemal’den beri Özal, Demirel, Erbakan, Türkeş dâhil hiç kimsenin bu değişimi gerçekleştirmeye ya zamanı ya da gücü yetmemiştir.”