Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bu seçimde yeni başkanlık sistemini ve yeni anayasayı çok geniş anlamda tartışması gerektiğini belirterek, ‘’İşte gittiğimiz 3 tene ülke üçü de Başkanlık Sistemi ile yönetiliyor. Seçimden sonra oluşacak meclis evvela bu mesele üzerinde çalışmalı ve süratle netice almalı.’’ dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği’nin düzenlediği ödül töreninde konuştu. Erdoğan yaptığı konuşmada Başkanlık Sistemine değindi. Erdoğan, 7 Haziran’daki seçimlere işaret ederek şunları söyledi: ‘’ Ben diyorum ki Türkiye bu seçimde Yeni Türkiye’yi yeni başkanlık sistemini yeni anayasayı bir defa çok geniş anlamda tartışmalı. İşte gittiğimiz 3 tane ülke, üçü de Başkanlık Sistemi ile yönetiliyor. Seçimden sonra oluşacak Meclis evvela bu mesele üzerinde çalışmalı ve süratle netice almalı. Çünkü sistem dinamik olmazsa sistem ön açmazsa sistem sürekli tıkarsa bir yere varamazsınız. Bu adımları bunun için atmaya mecburuz. Bu benim kişisel görüşüm. Ama 40 yıllık siyasi hayatımdaki deneyimlerimin neticesi bu. Teori başarıyı getirmez eğer teori pratikle bütünleşirse başarıyı elde edebilirsiniz. Ben şimdi bu sisteme karşı çıkanlara ne istiyorsunuz diyorsunuz. Onlar seçim sonrası nasıl bir Türkiye hayal ediyorlar diye merak ediyorsunuz. Anlamaya çalışıyorsunuz maalesef hiçbir şey yok. Ne bu ülkenin geleceği için ne milletin daha mutlu düzeye ulaşabilmesi için hiçbir projeleri yok. Onun için biz sizlerle çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü siz inşa için varsınız ihya için varsınız. Ama bunlarda ne inşa var ne ihya var.’’ diye konuştu.

'191 ÜYE BM’NİN 5 DAİMİ ÜYESİNİN İKİ DUDAĞI ARASINA MAHKUM'

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin bulunduğunu belirterek, dünyadaki Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun diğer 191 üyesi, bu üyelerin iki dudağının arasına mahkum olduğunu söyledi. Erdoğan şöyle devam etti: ‘’Öyle bir adalet düzeni olabilir mi? Böyle bir haklar düzeni olabilir mi? Böyle bir özgürlük dünyası olabilir mi? Olamaz ve olmuyor da. İşte bunun için uluslararası sistemin çarpıklıkları, yanlışları, eksikleri her platformda insanlığı eziyor ama biz de bunu yüksek sesle ifade ediyoruz. Davos'ta 'one minute' dediysek bundan dolayı dedik. Sadece İsrail'e değil, dünyadaki tüm zalimlere tüm mazlumlara sahip çıkma adına bunu yaptık. Amerika'da evlerinin içinde alçakça katledilen, Suriye Türkmen kardeşlerimiz için sayın Obama'ya 'Neredesin Başkan' derken aslında tüm dünyanın vicdanına sesleniyorduk derdimiz buydu. Biz insan değerinin inançla, ülkeyle, ırkla, renkle ilgili olmadığına inanıyoruz. Yaratılmışların en şereflisi olan insanoğlunun her bir ferdinin canı, hayatı aynı şekilde değerlidir, aynı şekilde azizdir. Paris'te öldürülen 12 kişi için dünyayı ayağa kaldıranların, Suriye'de katledilen 350 bin mazlum karşısında üç maymunu oynaması bizim kabullenebileceğimiz bir durum değildir. Bunu da görmemiz lazım. Sesleri çıkıyor mu? Çıkmıyor. Niye susuyorlar? Fransa'da yürüyorsun, ama 350 bin kişi öldüğü zaman Avrupa Birliği’nin sesi çıkmıyor. Amerika havadan geliyor bombalıyor o kadar. Şöyle başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmemiz lazım. Bu millete yakışan budur.’’ ifadelerini kullandı.