Rasanet Gençlik Vakfı merkezine ve vakıf yöneticilerine makul şüphe gerekçesiyle yapılan operasyonda Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kitaplarının özellikle aranması dikkat çekti.

Rasanet Gençlik Vakfı Başkanı Hasan Yılmaz’ın evine sabah saatlerinde giden 10’dan fazla polis, “İşin mahiyetini bilmiyoruz, biz sadece arama yapacağız” demesine rağmen polisin özellikle Hocaefendi’ye ait kitapları hedef aldığını söyleyen Vakıf Başkanı Hasan Yılmaz, “Yatakların altına, çekmecelere, kitaplarımın tamamına baktılar. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kitaplarını arıyorlarmış. Onların bütün hepsini aldılar, tutanak yaptılar.” dedi.

Yılmaz, “Bedüizaman Said Nursi’nin kitaplarına ise dokunmadılar. ‘Onları da alın, onları çok okuyorum.’ dedim. Onları da götürün dedim. ‘Biz bunlara tutanak tutacağız.’ dediler. Hocaefendi’ye ait bir niyetin olduğunu açık seçik beyan ettiler. Her ne kadar ‘Niye arama yaptığımızı bilmiyoruz’ deseler bile onlara verilen talimatı bal gibi biliyorlardı. Hocaefendi’ye ait bütün kitapları zapta aldılar.” diye konuştu.

Polis, evde Risale-i Nurlar’dan alınan notları, Hasan Yılmaz’ın gazetelerde çıkmış beyanlarını, vakıfta yaptığı konuşmaların metinlerini de delil olarak kayda aldı.

“Suç bulup bizi hapse attırmak istiyorlar, biz bunların hepsini Allah'a havale ediyoruz.” diyen Vakıf Başkanı Yılmaz, yaşanan baskı ve zulme şu cevabı verdi: “40 yıldan fazla vakıf hizmetimiz var. Hiçbir suçumuz yokken suçlu pozisyona sokup bize eza etmek istiyorlar. Hiçbir şeyden çekindiğimiz yok. Hiçbir suçumuz yok. Her şeyi kanunların getirdiği gerekçeyle yapmışızdır. Çok şükür malımız mülkümüz vardır. Bu uğurda da bu mallarımızı kullanmaya her zaman hazırız. Bundan dolayı da bir suç varsa her zaman çekmeye hazırız.”

Baskın anını anlatan Yılmaz, “Sabah kahvaltı yapıyorduk. Kapı çaldı açtık baktık 10 tane sivil polisi karşımızda gördük. ‘Arama emrimiz var’ dediler bize arama emrini gösterdiler. İçeriye davet ettim. Oğlum avukat olduğu için oğlumu aramak istedim. Polisler ‘Şimdi aramayın’ dediler ama ben oğlumla görüşmeden bu işin yapılmasının doğru olmayacağını düşünerek oğlumu aradım.” dedi.

Yılmaz, polisin eve Yeşilbahçe Mahallesi Muhtarı Mehmet Nurettin Eyiler ile birlikte geldiğini de aktardı.

POLİS 6 AY ÖNCE DE GELİP KAPICIDAN BİLGİ ALMAK İSTEMİŞ

Polisin 6 ay önce de gelip kendisini kapıcılarına sorduğunu söyleyen Yılmaz o gün yaşananları şöyle anlattı: “Ne iş yapar, kaç çocuğu var?” gibi sorular sormuşlar. Kapıcımız, ‘Niye soruyorsunuz? Hasan abi bizim apartmanımızda en çok sevdiğimiz bir insan. Bu kadar kötü insan varken Hasan Abi’yi mi sormaya geldiniz?’ demiş.”

AVUKAT OĞLU: KUR’AN’I, CEVŞENİ, NECİP FAZIL’DAN NOTLARI BİLE ALDILAR

Hasan Yılmaz’ın avukat olan oğlu Ammar Yılmaz, babasının kendisini 09.30 gibi aradığını, kendisinin eve geldiğinde polisin evi aramaya başladığını belirterek, “Bunun hukuka uygun olmadığını söyledim. Beklemeleri gerektiğini ifade ettim.” dedi. Yılmaz evde yaşanılanları, “Bütün dolapları, çekmeceleri, yatakların altlarını eroin, esrar arar gibi arama gerçekleştirdiler. Bundan ciddi anlamda üzüldük.” diyerek, “Tüm Fethullah Gülen kitaplarını toplamaya başladılar. Cevşeni ve Kur'an’ları aldılar. Babamın içine yazmış olduğu notları aldılar. Necip Fazıl’dan yazdığı şiirleri notları aldılar. İlk başta bunların hepsini götüreceklerini söylediler: Bizde bunların bandrollü eserler ve CD'ler olduğunu iletince ‘Götürmenizin hiçbir anlamı yok. Götürecekseniz o zaman Kur'an-ı Kerim’i de götürmeniz lazım.’ dedim. Bunları söyleyince kitapları bıraktılar. Tamamen bir algı operasyonu. Tamamen korkutma ve sindirme üzerine kurulu bir operasyon.” diye açıkladı.

Avukat Ammar Yılmaz yapılan baskınla ilgili şunları söyledi: “Şikayet olduğunu söylüyorlar. Ben bugüne kadar ‘Hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma’ya şahit olmadım. Bu şekilde bir aramaya hiç şahit olmadım. Necip Fazıl şiirini bile suç unsuru olarak tutanak altına alıp emniyete götürmelerine anlamak mümkün değil. Yapılan işler hukuksuzdur. Bizde kanuni haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Yaptığımızın bir yanlış olmadığını düşünüyoruz. Babamın veremeyecek bir hesabı olmadığını düşünüyorum. Kasadaki tüm evrakları teker teker not aldılar. Babamın kötü günde tuttuğu paraları dahil tek tek seri numaralarını tutup yazdılar.”