Gazeteciler Cemiyeti, Cumhuriyet gazetesine yönelik sansür girişimini ve ‘terör’ iddiasıyla soruşturulma açılmasını kınadı. Başkan Nazmi Bilgin imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamada, bunun demokrasi ve basın özgürlüğü alanlarında sınıfta kalındığının göstergesi olduğuna dikkat çekilerek, Türk medyasının sansüre karşı dayanışma içinde olması çağrısı yapıldı.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, Ocak 2014’te Adana ve Hatay’da durdurulan MİT’e ait TIR’lardaki havan, top ve tüfek mermisi gibi mühimmatlara ait olduğu belirtilen görüntüleri yayınlayan Cumhuriyet gazetesine soruşturma açılmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Bilgin, “Asli vazifesi olan halkı bilgilendirme görevini yerine getirmeye çalışan bir gazetenin ve o haberi paylaşan elektronik medyanın aleyhine ‘terör’ iddiasıyla soruşturma açılması apaçık bir sansür girişimi, korkutma, yıldırma çabasıdır” dedi.

Bilgin, Ocak 2014’ten bu yana MİT TIR’larıyla ilgili olarak uygulanan yayın yasağını sıklıkla açık basın özgürlüğü ihlali ve vatandaşların anayasal haber alma hürriyetinin çiğnenmesi olarak değerlendirip eleştirdiklerini hatırlattı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, “Nedeni ulusal güvenlik olarak gösterilse bile bu uzun süreli yayın yasağı, ne basın özgürlüğü ve bilgilenme hakkı açısından ne de şeffaflık ilkesi açısından kabul edilebilir. MİT TIR’larıyla ilgili soruşturmada çok sayıda görevlinin, hatta operasyon emrini veren yargı mensuplarının bile kovuşturulduğu bir dönemde savunmaya da katkısı olacak bilgiler içeren yayınlara engel olunması, aynı zamanda savunma hakkının da engellenmesidir.” ifadesini kullandı. Kamuoyunun bilgilenmesinin ve habercinin habere ulaşmasının engellenmesinin demokrasiyle bağdaşamayacağını hatırlatan Bilgin, “Bir yıldan fazla bir süredir devam eden ve yasak nedeniyle hakkında bir sürü şehir efsanesi oluşan bir konuda, sansür tehdidinden de anlaşıldığı gibi doğru habercilik yapılması cezalandırılacak değil, alkışlanacak bir gazetecilik başarısı olarak görülmelidir.” dedi.

BU BİR SANSÜR, KORKUTMA VE YILDIRMA GAYRETİDİR

Haber yapmanın gazeteciliğin temel gereği olduğuna dikkat çeken Bilgin, “Bir meslektaşımızın haber yazdığı, bir gazetenin haber yayınladığı için soruşturmaya uğraması, hatta yargılanmadan mahkûm edilemeye çalışılması kabul edilemez bir sansür, korkutma ve yıldırma gayretidir.” ifadelerini kullandı. Aylardır iktidarın basın mensupları arasındaki ayrıştırıcı tutumu yüzünden daimi basın kartlarının verilemediğine vurgu yapan Bilgin, daha çok kısa bir süre önce bir yabancı gazetenin Türkiye ile yorumunun ‘takdir görmemesi’ üzerine devletin en üst makamınca ‘haddinin bildirilmesine çalışıldığını’ da hatırlatarak, yerli ve yabancı medya ve basın emekçileriyle kararlı ve ısrarlı bir şekilde daimi çatışma halinin artık bitirilmesi çağrısında bulundu.