Yararı saymakla bitmeyen balığın insan sağlığı üzerindeki bir başka olumlu etkisi daha ortaya çıktı. Bilim insanları yaptıkları araştırmalarda haftada üç kez balık tüketen çocukların tüketmeyenlere oranla yüzde 27 daha zeki olduğunu saptadı.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Cengizler, doğal kaynakların korunması, balık yetiştiriciliğinin yaygınlaşması ve balık tüketimin önemi konularında önemli açıklamalarda bulundu. Dünyanın en hızlı büyüyen gıda üretim sektörü haline gelen su ürünlerinin her geçen gün daha da önem kazandığına dikkati çeken Prof. Dr. Cengizler, Türkiye’de su ürünleri yetiştiriciliğinin dünyada 35’inci, Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise 7’inci sırada yer aldığını bildirdi. Prof. Dr. Cengizler et üretiminde AB ülkelerine ihraç edilen tek kalemin su ürünleri olduğunu ifade ederek, balık üretiminin önemli bir döviz girdisi olduğunu söyledi.

AÇLIĞIN ÖNLENMESİNDE SU ÜRÜNLERİ ÇOK ÖNEMLİ
Dünya nüfusunun hızla artığına, besin kaynaklarının ise sürekli azaldığına vurgu yapan Prof. Dr. Cengizler, açıklamasına söyle devam etti; “Dünya nüfusu 8 milyara doğru yaklaştı. Bunun karşılığında besin kaynaklarımız sürekli azalma eğiliminde. Tarımsal alanlarını, doğal kaynakları kaybediyoruz. Hele hele iklim değişikliği senaryolarında su ürünleri yetiştiriciliği apayrı bir yer ve önem kazanıyor. Hızlı artan insan popülasyonunu beslemek çok zor, o zaman önümüzdeki yıllarda açlığın önlenmesinde su ürünleri çok önemli bir yer tutacak.”

SÜRDÜRÜLEBİLİR SU ÜRÜNLERİNİN YETİŞTİRİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ
Su ürünleri kaliteli bir protein kaynağı olarak sağlıklı ve dengeli beslenmede çok önemli rol oynadığını dile getiren Cengizler şunları söyledi: “Doğal popülasyonların yok edilmesinde yani avcılık baskısının azaltılmasında su ürünleri çok önem kazanıyor. Siz sürekli doğaya yüklenirseniz, devamlı nehirden denizden balığı alırsanız bitirirsiniz. Sürdürülebilir su ürünlerinin yetiştirilmesinin de apayrı bir önem var. Doğadaki bir balık bin tane yumurta bırakıyorsa bundan ancak 2-3 tane balık yavrusu çıkıyor büyüyor. Ancak bir balığın bıraktığı bin yumurtadan 2-3 tanesi besin olarak dönüyor. Ama kontrollü yetiştiricilik sistemlerinde balıktan aldığımız bin yumurtadan en az 500 tanesini tüketime sunabiliyoruz.”

AB ÜLKELERİNE ET OLARAK SADECE BALIK İHRAÇ EDEBİLİYORUZ
Gelecekte su ürünlerinin çok önem kazanacağını açıklayan Prof. Dr. Cengizler aynı zamanda bu sektörün istihdam kaynağı olduğuna dikkat çekerek, ihracatta da döviz girdisi sağladığını söyledi. Prof. Dr. Cengizler, “Türkiye’den Avrupa Birliği ülkelerine et ihracatı yapamıyoruz. Tavuk, kırmızı et gönderemiyoruz. Tek et kaynağı olarak balığı ihraç edebiliyoruz. Bu nedenle döviz girdisi olarak önemli bir sektör su ürünleri. Diğer bir önemi de su ürünleri deyince aklımıza deniz gelmiyor sadece. Akarsularımız, barajlarımız, göllerimiz var. Bunlarda iç su ağımızda da yapacağımız çalışmalarla kırsal kalkınmayı gerçekleştirebiliriz. Bu bakımdan su ürünleri çok hızla büyüyen gelişen önemli bir sektör.” şeklinde konuştu.

Haftada 3 gün balık ile beslenen çocukların, hiç balık yemeyen çocuklara göre yüzde 27 daha zeki olduğunun bilimsel verilerle ortaya koyulduğunu savunan Prof. Dr. Cengizler, balık tüketiminin önemini şu sözlerle açıkladı; “Yapılan bilimsel araştırma sonucuna göre haftada 3 gün balık ile beslenen çocuklar beslenmeyenlere nazaran yüzde 27 daha zeki oluyor. Bu nedenle çocuklarımıza balık yedirmemiz gerekli. Sindirimi çok kolay olduğu için yaşlılarımıza da balık yedirmeliyiz. Çok kaliteli bir protein kaynağı, büyüme gelişme çağındaki gençlerimize, çocuklarımıza balık yedirmeliyiz. O zaman ne diyebiliriz, dişi çıkmış çocuktan, 7 aylık çocuktan 77 yaşına kadar ve hatta 97 yaşına gelmiş kişilere kadar çok geniş bir spektrumda insan kitlesine balık yedirmek gerek.”