Dünyada ve Türkiye’de yetişkin insanların yüzd 45’i zaman zaman, yüzde 25’i ise uykusunda sürekli horluyor. Horlama sırasında nefesin 20-40 saniyeye kadar kesilmesi durumunda tıkayıcı uyku apne sendromu (TUAS) oluşuyor. Hastanın yaşam kalitesini düşüren ve birçok önemli sağlık sorununa yol açan uyku apne sendromu, özellikle yüksek tansiyona zemin hazırlıyor.

Memorial Kayseri Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Murat Koç, tıkayıcı uyku apne sendromu hakkında bilgi verdi. “Burun tıkanıklığı horlama nedeni” diyen Dr. Murat Koç, şunları söyledi: “Nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken yumuşak dokuları titreştirmesiyle horlama ortaya çıkar. Yumuşak damak, dil kökü, küçük dil ve bademciklerin geniz bölgesiyle birleştiği alan dardır. Kilolu insanlarda kalın ve yağlı boyun dokusu, çocuklarda ise büyük bademcik ve geniz eti horlamaya neden olmaktadır. Erkekler ve şişman kişilerin daha çok horladığı artık bilinmektedir. Burun tıkanıklığı da horlamanın başka bir nedenidir. Burnu sürekli tıkalı olan kişiler havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Oluşan vakum boğazda büzüşebilen dokuları hava yoluna doğru çeker ve horlama meydana gelir. Ayrıca burun tıkanıklığı sonucunda oluşan deviasyon problemleri, burun eti büyümesi ve polipler horlamaya neden olabilir. Sırt üstü uyuma durumunda dil ve boğaz kaslarında meydana gelen gevşeme dilin boğaz arkasına kaçmasına engel olamaz. Alkol ya da sakinleştirici ilaç alımı bu gevşemeyi artıracağından horlamanın miktarı da artar.”

Dr. Murat Koç, erkekler kadınlara göre daha çok horladığını ifade ederek, “Yağ dokusu kadınlarda kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın bölgesinde daha fazladır. Özellikle kilolu erkeklerin sırt üstü yatması durumunda karın kitlesinin diyaframa baskısı göğüs içi basıncını artırır. Dilin arkaya kayması ve yumuşak dokuların gevşemesiyle horlama ortaya çıkar. Kadınların kas yapısındaki farklılığın horlamayı azalttığı düşünülmektedir. Özellikle menopoz sonrasında meydana gelen hormonal değişiklikler kadınların kas yapısını değiştirir. Bu dönem sonrasında kadınların kas yapısı erkeklere benzediğinden horlama miktarı da artar” dedi.

HORLAMA YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜR

Uyku sırasındaki nefes kesilmesinin kişiye zarar vermediği düşünüldüğünü hatırlatan Dr. Murat Koç, ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, uyku sırasında solunum durması ya da ani uyanma, kandaki oksijen miktarı önemli ölçüde azalmasına neden olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Dr. Koç, “Kalp, beyin ve diğer organlara yeterli oksijen ulaşamadığından, tıkayıcı uyku- apne sendromuna yakalanan hastalarda yüksek tansiyon daha sık görülmektedir. Uyku apne sendromu vücutta yorgunluğa, buna bağlı olarak halsizliğe ve uykusuzluğa neden olmaktadır. Ayrıca horlama sırasındaki dayanılmaz gürültü çevrede uyuyanları özellikle de eşleri rahatsız ederek, huzursuzluk yaratmaktadır. Horlama önemli sağlık sorunlarına yol açabilmesinin yanında, yaşam kalitesini de önemli ölçüde düşüren bir faktördür” diye konuştu.