İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Silivri Cezaevi'nde sahur verilmemesi iddialarıyla ilgili olarak “Kim olursa olsun herkes mutlaka temel haklardan yararlanmalıdır. Türkiye’de herkes bir gün mahpus olabilir. Ama herkesin hakları vardır. Devletin kötü uygulamaları her dönem birilerimize denk geliyor, bu maalesef Türkiye’de olan bir şey.” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, ‘26 Haziran işkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ nedeniyle gazetecilerin sorularını cevapladı. İşkence ve kötü muamele ile ilgili verileri paylaşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, gazetecilerin sorularını cevapladı. ‘Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya sahur verilmediği' yönündeki iddialarla ilgili konuşan Türkdoğan, kim olursa olsun herkesin mutlaka temel haklardan yararlandırılması gerektiğini söyledi. Türkdoğan, “Türkiye’de herkes bir gün mahpus olabilir Ama herkesin hakları vardır. Devletin kötü uygulamaları her dönem birilerimize denk geliyor, bu maalesef Türkiye’de olan bir şey. İnsanlar inançları nedeniyle hapishanelerde herhangi bir baskıya maruz kalmamalıdır. Eğer bir insan oruç tutuyorsa, sahura kalkmak istiyorsa onun tayınının ona göre hazırlanması lazım. O ihtiyaçlarının karşılanması lazım.” diye konuştu.

Gazeteci Mehmet Baransu’nun uzun süre sonra eşi ile ilk defa görüşmesi ve görüşmenin yarıda kesilmesi ile ilgili soruyu da cevaplayan İHD Başkanı şöyle konuştu: "Bunlar kesinlikle yanlış uygulamalar. Eğer kişiye özel yapılıyorsa zaten intikamcı anlayışla yapılıyor -ki bu daha da vahim bir şey- burada ayrımcılık da devreye giriyor. Bunlar bazen işkence boyutuna varıyor. Ayrımcılıkla birlikte uygulandığında daha vahim sonuçlarla da karşılaşabiliyoruz. Hiçbirinin kabul edilmemesi gerekir. Herkesin haklarının mutlaka güvence altında olması gerekir.”

Kobani’deki saldırı ile ilgili olarak Türkdoğan şöyle konuştu: "Türkiye’nin Suriye politikası nedeniyle çok ciddi iddialar ortadadır. Türkiye hükümeti bu iddialara bugüne kadar tatmin edici cevaplar verememiştir. Bizim raporlarımızda var, bunların hepsini sıralayabiliriz. Ama hükümetin 'bunlar yalandır, Türkiye’ye iftira atılıyor' söylemi yetmiyor. Etkili soruşturma, sınır denetimi, cumhuriyet savcıları, sınır illerindeki başsavcılar, soruşturmalar yürüttünüz mü? IŞİD isimli vahşi çetelenme ile ilgili olarak Türkiye’de kaç dava açtınız, kaç kişiyi gözaltına aldınız, bunlarla ilgili neler yaptınız? MİT tırlarını soruşturan savcıları ve polisleri niye meslekten attınız, bu insanları niye tutukladınız? Oradaki iddialar ile ilgili kamuoyuna ayrıntılı bilgiler verdiniz mi? BM kurullarına rağmen sınırdan 50 km içinde olması gereken kampları neden sınıra sıfır noktasında kamp kurdunuz, STK’ların denetimine açtınız mı?”

2014 YILINDA TÜRKİYE’NİN DEĞİŞİK YERLERİNDE 224 GÜN BİBER GAZI SOLUNDU

İşkence ve kötü muamele verilerini de paylaşan Türkdoğan, “2014 yılında Kobani protestoları karşısında karşımıza çıktı. Bu sene 2015 yılında 1 Mayıs’ta yine benzer manzaralarla karşılaştık. Demek ki artık işkence açık alanlarda yapılır hale geldi. Yaygın ve yoğun olarak biber gazına bağlı olarak gerçekleştirilen uygulamalar var. AİHM'nin bu konuda değişik kereler verdiği kararlar var. Biber gazının yasaklanmasıyla ilgili olarak bir platform var. 2014 değerlendirme raporunda 2014 yılında sadece 463 kişinin biber gazından yaralandığı ve yine biber gazına bağlı olarak hastaneye kaldırıldı. 5 kişinin de yaşamını yitirdiği bir tablo ile karşı karşıyayız. 2014 yılında Türkiye’nin değişik yerlerinde 224 gün biber gazı solundu.” açıklamasında bulundu.

2014 YILINDA İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE NEDENİYLE 787 KİŞİ İHD’YE BAŞVURDU

2014 yılında işkence ve kötü muamele vurduğu gerekçesiyle 787 kişinin İHD’ye başvurduğunu belirten Türkdoğan, “Başvuranların 284’ü aynı yıl içinde işkence ve kötü muameleye uğradığını belirtti. 2015 yılının ilk beş ayında 280 kişi Türkiye İnsan Hakları Derneği’ne başvuruda bulundu. Başvuranlardan 156’sı bu yıl işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasında bulundu.” diye konuştu.

Türkdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “2014 yılında gözaltında, gözaltı yerleri dışında, cezaevlerinde, korucular tarafından, toplumsal gösterilerde ve özel güvenlik görevlileri tarafından işkence gördüğünü belirten 253’ü çocuk olmak üzere 3 bin 47 kişi tespit edilebilmiştir. 2015 yılının ilk beş ayında ise gözaltında, gözaltı yerleri dışında, cezaevlerinde, korucular tarafından, toplumsal gösterilerde ve özel güvenlik görevlileri tarafından işkence gördüğünü belirten 816 kişi belirlenmiştir.”