İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, sahur operasyonuyla gözaltına alındıktan sonra 1 yıldır cezaevinde tutulan polislerin sahur taleplerinin yerine getirilmemesine tepki gösterdi. Boztoprak, “İbadet hakkı temel bir haktır. Hak ve özgürlüklerin cezaevinde de devlet tarafından tanınması gerekir.” dedi.

Ankara Sincan Cezaevi ve Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan emniyet mensuplarının sahur taleplerinin yerine getirilmeyip, “Akşam yemeğini saklayıp sahur yaparsınız.” denmesine tepkiler devam ediyor.

İHD İstanbul Şube Başkanı Boztoprak, cezaevlerinde uygulanan hukuksuzluklar ve hak ihlalleriyle ilgili Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) değerlendirme yaptı. Polislerin sahur talebinin yerine getirilmesi gerektiğini belirten Boztoprak, ibadet hakkının temel bir hak olduğunu vurguladı. Boztoprak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “'İnsan Hakları Derneği olarak insan hak ve özgürlüklerinin herkese ve herkes için olduğunu savunuyoruz. İbadet hakkı temel bir insan hakkıdır. Devletin bu hakkı her alanda tanıması icap eder. Özellikle cezaevleri kişilerin özgürlüklerinin kısıtlandığı neredeyse en çaresiz oldukları alan diyebiliriz. Kişilerin işlediği iddia edilen suçlardan dolayı hürriyetinden mahrum bırakılması cezaevinde de tanınan temel insan hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılmasını gerektirmez. Eğitim hakkı, örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, ibadet özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin cezaevinde de devlet tarafından tanınması gerekir. Tanınmaması demek hak ihlalidir. Devletin başta anayasal ilkeleri sonrasında da evrensel hak ve özgürlükleri karşı tutum aldığını gösterir. Biz bunu İnsan Hakları Derneği olarak tasvip etmiyoruz. Sahur talebinin yerine getirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Cezaevinde kalanların haklarını ihlal eden polislerle bugün sahur hakkı engellenen polisler her ikisi de devlete bağlı çalışmaktadır. Devlet gücünün kötüye kullanılması hak ihlaline sebep oluyor. Cezaevinde güvenliği sağlanamayan, yaşam hakları elinden alınan mahpusların hak ihlaline maruz kalmasıyla din, vicdan ibadet özgürlüğünün elinden alınan mahpusların hak ihlaline uğramasını talihsizlik olarak değerlendiriyoruz.''