İnsan Hakları Derneği (İHD) Muş şube Başkanlığı, 40’a yakın hasta mahkumun cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini belirterek cezaevlerinde hasta tutsakların serbest bırakılmasını istedi.

İHD Muş Şube Başkanlığı, cezaevlerindeki hasta tutsakların serbest bırakılması için basın açıklaması yaptı. Belediye Meydanı’nda bir araya gelen İHD üyelerine, Halkların Demokratik Partisi ve Demokratik Bölgeler Partisi ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri de eşlik etti. Burada açıklama yapan İHD Şube Başkanı Tarık Güneş, son bir yıl içerisinde ülkede 40’a yakın hasta mahkumun cezaevlerinde yaşamını belirterek derneklerine yapılan başvurulara göre, halen cezaevlerinde, 247’si ağır olmak üzere toplam 649 hasta mahpus infazının ertelenerek tedavi edilmeyi beklediğini söyledi.

Bu durum karşısında defalarca basın açıklamaları, eylem ve yetkililer ile yaptıkları görüşmelerin sonuçsuz kaldığını ifade eden Güneş, şunları söyledi: "Hasta mahpuslar, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve cezaevi idareleri ile cezaevi güvenlik birimlerinin bilinçli bürokratik işlemleri sonucu tedavi edilmeyerek ölüme terk edilmektedir. Bu bürokrasi işkencesine Adli Tıp Kurumu (ATK) ve infaz savcılıkları da ortak olmuştur. Bir kez daha söylüyoruz adli tıp kurumu sağlık sebebiyle infazın ertelemesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır. ATK'nin “Cezaevinde kalabilir” şeklinde rapor verdiği mahpuslar bir bir yaşamını yitirmektedir. Üniversite hastaneleri ve diğer hastanelerin verdiği raporlar yeterli kabul edilmelidir. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında Cumhuriyet Savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.”
Muş E Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Şiyar Keklik ve Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde bulunan Celal Şeker’in sağlık durumlarına da değinen İHD Muş Şube Başkanı Güneş, “Nitekim Muş E Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak bulunan hasta tutsak Şiyar Keklik tedavi edilmediğinden Hepatit C hastalığı ağırlaşmış ve bu hastalık sebebiyle karaciğerinde %45 fonksiyon kaybı ve iltihaplanma oluşmuştur. Ayrıca Şiyar Keklik'in böbrek rahatsızlığı ile kalbinde ritim bozukluğu ve buna bağlı olarak damar tıkanıklığı vardır. Henüz 17 yaşındayken cezaevine giren ve şuan 22 yaşında olan gencecik bir insanın bu kadar hastalığa maruz kalması bile hapishanelerin nasıl hastalık yaydığını ve öldürdüğünü açıkça göstermektedir. Şiyar Keklik'in kalan 2 yıllık infazının derhal ertelenmesi gerekmektedir. Yine 6 yıl 3 ay 15 günlük kesinleşmiş cezası bulunan ve hastaneye tedavi için gittiği sırada yakalanan başka bir hasta tutsak Celal Şeker, 12 yıldan beri ağır diyaliz hastasıdır. Evinde günde 4 defa periton diyalizi, 2 günde bir de hastanede hemodiyaliz tedavisi görüyordu. Diyalizin yanı sıra, kalp kapakçığı yetmezliği, damar yollarında tıkanmalar, göbek fıtığı, yüksek tansiyon ve akciğerinde kitle bulunan Şeker'in bir gözü görme yetisini kaybederken, diğer gözü de yavaş yavaş görme yetisini kaybetmektedir.” şeklinde konuştu.