Türkiye Barolar Birliği tarafından 7 bölgede kurulması planlanan İnsan Hakları Merkezleri'nden birisi de Trabzon’da açıldı. Karadeniz Bölgesi'ne hizmet verecek merkez, Trabzon Barosu bünyesinde kuruldu. İnsan hakları ihlalleriyle ilgili çalışmalar yapacak merkezin ilk konusu da, 2030 yılına kadar kira sözleşmesi olmasına rağmen Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin baro binasının tahliyesine karar vermesi oldu.

Trabzon Barosu bünyesinde faaliyete başlayan İnsan Hakları Merkezi’nin açılışı, Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Serhan Özbek, Trabzon Barosu Başkanı Avukat Orhan Öngöz, avukatlar ve davetlilerin katılım ile yapıldı. Baro Başkanı Avukat Öngöz, burada yaptığı konuşmada, merkezin, diğer örgütlerle bölgedeki insan hakları ihlallerini izleyecek, raporlaştıracak ve ilgili yerlere ulaştıracağını söyledi. Türkiye’nin insan hakları konusunda belli bir noktaya gelse de hala ciddi tereddütlerin yaşandığına dikkat çeken Öngöz, “Hak ihlali olmasın ve buna fırsat vermeyelim arzusuyla böyle bu merkezi oluşturuyoruz. Olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. İnsan hakları konusunda ihlal şikayeti olanlar bizzat merkezi başvurabilecekleri gibi 322.57.00 nolu telefondan da ulaşabilirler.” dedi.

Merkezin ilk ihlal konusunun da baro binasının tahliyesine dair karar olmasını teklif eden Özgöz, “Büyükşehir Belediye Meclisi seçimlerin hemen ardından pazartesi günü böyle bir karar aldı. Tahsis kararı, Trabzon Barosu’nun görüşü alınmadan iptal edildiği için de ihlal oluşturmaktadır. Benim adıma değil, meslektaşlarım adına olmaktan öte bu binada adli yardım, CMK hizmeti alan, eğitim gören stajerlerimiz adına bir ihlaldir. Trabzon Barosu, Trabzon kentinindir. Haliyle görüşümüz sorulmadan, onayımız alınmadan, 2030 yılına kadar kira sözleşmemizde bulunduğu halde yapılan işlem hukuka aykırıdır. Bu da herhalde merkezimizin ilk gündem maddesi olacaktır.” ifadelerini kullandı.

‘Baro binamız hizmetler için yetmiyor’ diyen Avukat Öngöz, sözlerini şöyle tamamladı: “Böyle küçücük odalar ancak verebiliyoruz; komisyonlarımıza, adli yardıma, CMK’ya. Daha büyük binalara ihtiyacımız var. Kuşkusuz bu konuda yetkililerin desteğini bekliyoruz. Evet, binamız yeterli değil. Trabzon Barosu ve Trabzon halkı daha büyük bir baro binasını hak ediyor. Desteklerini bekliyoruz. Sözlerini tutsunlar, bize daha iyi bir yer tahsis etsinler.”

“SÖZLEŞMELERİN BAĞLAYICILIĞI VARDIR”

Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Başkanı Avukat Serhan Özbek, İnsan Hakları Merkezleri için 7 bölgede 7 pilot baro seçtiklerini belirtti. Karadeniz’de de Trabzon Barosu’nun bunlardan birisi olduğunu kaydeden Özbek, “Amacımız insan hakları ihlallerini varsa ki, ne yazık ki yoğun bir şekilde yaşıyoruz; tespit etmek, görünür kılmak, çözümler bulmak, bunu yetkililer ve kamuoyunun dikkatine sunmaktır. Evrensel insan haklarının tanınması, geliştirilmesi çabalarımız sürecek. Sorunları hep birlikte tespit edip, çözümler üreteceğiz. Eğer mücadele etmek gerekiyorsa da hep birlikte mücadele edeceğiz.” dedi.

Temelinde insan hakkı olmayan bir adaletin, adalet olmaktan çıktığına dikkat çeken Özbek, Türkiye’nin daha esenlikle günlere ulaşması için barolar ve insan hakları savunucuları olarak ellerinden gelen çabayı gösterecekleri sözünü verdi.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin, Trabzon Barosu’nun tahliyesiyle ilgili kararını da değerlendiren Özbek, şunları söyledi: “Bu binanın geçmişini, buraya harcanan emekleri biliyorum. Barolar Birliği ülke genelinde tarihi değeri olan binaların tahsis yoluyla ve restorasyonuyla kullanılıp yeniden topluma kazandırılmasını bir politika olarak geliştirmişti. Bu kurumsal, iyi niyetle oluyor. Barolar Birliği de böyle bir iyi çalışmaya burada omuz vermişti. Ama bugün üzülerek öğrendiğimiz bu gelişme iyi bir gelişme değil. İnsan hakları dediğimiz olgu yalnızca işkence, kötü muamele olgusu değildir. Her alandaki insan hakları ihlallerini kapsar. Buradan vatandaşlar da hizmet alıyorlar. Bu en başta adli yargılama hakkını ilgilendiren bir konudur. Hukukta ahde vefa denen bir şey vardır, sözleşmelerin bağlayıcılığı vardır. Bu konuda hukuki bir ihtilaf doğarsa, ki doğacağını sanmıyorum, üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”