Re’Sen Emekliler Derneği, Kilis’te ocak ayında IŞİD tarafından kaçırılan ve 4 gün sonra serbest bırakılan Astsubay Özgür Örs’ün ‘IŞİD’e mukavemet göstermediği, olayın basında yer almasıyla örgüt propagandasına malzeme olduğu ve TSK’nın itibarını zedelediği’ gerekçesiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla re'sen emekliliğe sevk edilmesine tepki gösterdi.

Merkezi Eskişehir’de bulunan Re’Sen Emekliler Derneği Genel Başkanı Servet Kahramaner, meslektaşlarına yapılan bu hukuksuz uygulamayı şiddetle kınadıklarını belirtti. Kahramaner, kişilere adil yargılanma ve savunma hakkı verilmeden, çağın gerisinde kalmış bu tarz uygulamaların evrensel hukuk ilkeleri ile bağdaşmadığını kaydetti. Örs’e yapılanın Anayasa ile güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlere açık bir müdahale olduğunu ‘Adil yargılanma ve savunma hakkının’ açıkça çiğnendiğini vurgulan Kahramaner, yapılan bu hukuksuz işlemi kamuoyunun vicdanına bıraktıklarını vurguladı.

16 Şubat 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu, kast sisteminin ve vesayetin tüm hızıyla devam edeceğinin bir kanıtı olduğunu ve bu konuda çok uyarılarda bulunduklarını aktaran Kahramaner, “Söz konusu kanunun yürürlülük tarihinden bu yana TSK içinde intihar eden asker sayısı artmış. Birçok asker de sorgusuz sualsiz re'sen emekli edilerek adeta kıyıma uğratılmıştır. Görünen o ki; bu yasa daha birçok masum insanın ocağını söndürecek, birçok ailenin de dağılmasına sebebiyet verecektir.” dedi.

Bir yandan evrensel hukuk ilkleri kapsamında TSK içinde oda ve göz hapsi cezalarının kaldırıldığını hatırlatan Kahramaner, öte yandan Anayasaya aykırı olduğu tüm hukuk çevrelerince açıkça ifade edilen re'sen emeklilik kararının söz konusu kanunla Yüksek Disiplin Kurulu'nun takdirine bırakılmasını anlamanın mümkün olmadığına dikkat çekti.

Daha önce yaptıkları uyarıları bir kez daha altını çizerek tekrar eden Kahramaner, şöyle dedi: "İç Hizmet 35 inci maddenin kaldırılmasıyla darbe tehdidinin ve vesayetin ortadan kaldırılamayacağını, bununla birlikte askeri yargı sistemi ve 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunun kaldırılması, 926 sayılı TSK personel kanunu ile subay astsubay sicil yönetmeliklerinin ivedi olarak revize edilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. TSK her ne kadar çağın gereklerine uygun modern araç, gereç ve silahlarla donatılsa da, bu teknolojileri kullanacak olan asli unsurun insan olduğu unutulmamalıdır. Silahlı Kuvvetlerin bölgesinde caydırıcı bir güç olabilmesi ancak, moral motivasyonu yüksek, kendine özgüveni olan askerlerle mümkündür. Baskıcı, dayatmacı yasalar yürürlükte olduğu müddetçe bunu sağlamak mümkün olmayacaktır.”