Kahramanmaraş Barosu Adına Başkan Av. Vahit Bağcı tarafından yapılan basın açıklamasında ". Söz konusu karar başta BM Güvenlik Konseyi kararları olmak üzere, Uluslararası hukuka aykırı olarak tesis edilmiş, hiçbir ahlaki temeli bulunmayan, popülist ve basiretsizce alınmış bir karardır" dedi.

Kahramanmaraş Baro Başkanı Av. Vahit Bağcı'nın Basın Açıklaması:

Kamuoyunca bilindiği üzere A.B.D. Başkanı Trump tarihi bir hataya imza atarak ülkesinin İsrail büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı almıştır. Söz konusu karar başta BM Güvenlik Konseyi kararları olmak üzere, Uluslararası hukuka aykırı olarak tesis edilmiş, hiçbir ahlaki temeli bulunmayan, popülist ve basiretsizce alınmış bir karardır.

Açık ve net olarak belirtmek gerekir ki Kudüs Filistin toprağıdır. İslam dünyasının ilk kıblesi olan ve üç semavi din için kutsal sayılan Kudüs asla İsrail toprağı değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır.

Sanılmasın ki Kudüs sahipsizdir. Kudüs bize Hz. Yakup’un, Hz. Süleyman’ın, Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın, büyük hükümdar Selahaddin-i Eyyubi’nin, alemlere rahmet Efendimiz S.A.V’in, “Adalet”in sembolü Hz. Ömer (r.a)’ın, seferler fatihi Sultan Yavuz’un ve Ulu Hakan Sultan Abdülhamid’in emanetidir. Yüce Türk milletinin her bir ferdi bu emanetin idrakinde olup Kudüs davasını an be an takip etmektedir.

Ortadoğu’da barış Filistin’den Kudüs’ten, Batı Şeria’dan, Gazze’den geçmektedir. Halen bu bölgeler İsrail’in işgali altındadır. Bölgeye barışın hakim olmasının yolu kısa vadeli çıkarlarını düşünen öngörüsüz ABD politikaları ile değil; 1967 sınırları doğrultusunda söz konusu işgallerin kaldırılması ile mümkündür. Çözüm bu kadar açıkken bağımsız Filistin devletinin toprağını İsrail toprağı olarak görmek ve birde alay edermişçesine bunun barışa hizmet edeceğini söylemek akla ziyan açıklamalardan başka bir şey değildir. Öyle sanıyoruz ki söz konusu bu haksız kararı ve karara imza atan şahsı, insanlık tarihi hatırlamak dahi istemeyecektir.

Ortadoğu’da barıştan ve huzurdan yana olan ülkemiz, İnsanlığın Filistin’de mahkum olduğunu görmekte ve Filistin’in, Kudüs’ün, Batı Şeria’nın ve Gazze’nin özgürlüğünü; hukukun, vicdanın, hoşgörünün yani insanlığın özgürlüğü olarak görmektedir.

Bu bağlamda başta İslam toplumları olmak üzere Uluslararası tüm tarafları hukuka ve sağduyuya davet ediyor, haklı davasında Filistin halkının yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.