Kerrariye Kültür Eğitim Sağlık ve Araştırma Vakfı, "Hz. Fâtıma'tüzzehra’yı Anma Anneler Günü" programı düzenledi. Burada konuşan yazar Prof. Dr. Osman Eğri, “Bugün insanlığın mutsuzluğunun sebebi insanların birbirinden razı olmamaları, aynı coğrafyayı paylaşamamaları. Hz. Fatıma, bize razı olmayı öğretti.” dedi.

İzmir'deki Tepekule Kongre Merkezi’ndeki programa, çok sayıda davetli katıldı. Alevi dedesi Doğan Sevin’in açılış duasının ardından Vedat Özarpacı, Kur'ân okudu. Daha sonra Kerrariye Vakfı’nın tanıtım filmi gösterildi. Programda konuşan Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Poyraz, “Vakfımız hiç kimseyi ötekileştirmeden, herkesi kendi konumunda kabul etmeyi kendine rehber edinmiştir. Ehlibeyt'in yolundan giden ulu erenlerden olan Hoca Ahmet Yesevi'yi, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’yi, Mevlana Celaleddin Rumi’yi, Yunus Emre’yi, Niyazi Mısri’yi, ne kadar âşık ve mürşit varsa onları kendimize rehber eyledik. İncinsen de incitme dediler, elimize, dilimize belimize sahip olmamız gerektiğini söylediler. Eğer bir yerin karanlık olduğunu görüyorsan problemin bizde, gözümüzde olduğunu söylediler. Bizler arzu ediyoruz ki, 'Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.' diyen Yunus’a kulak verelim. Oturalım konuşalım, tanışalım, birbirimizin değerlerinin farkına varalım. Belki ortak noktaları biliyoruz ama pek farkında değiliz. Vakıf olarak işte bu farkındalığı oluşturmak bizim gayemizdir.” dedi.

Hz. Fâtıma (ra)’yı anlatan Prof. Dr. Eğri ise, “Onun yüzünün aydınlığında, gece iğnenin deliğine ipliği geçirmek mümkün olabilirdi, yle nur deryasıydı Hz. Fâtıma. Öyle bir ana ki Fâtıma, kıyamete kadar gelecek olan seyyidlerin, yani efendilerin anası o. O ana ki elindeki mayasıyla bizim birliğimizi, hamurumuzu mayalayan süt hükmünde olan Kur'ân’a birlik mayasını, Ehlibeyt mayasını çalan, Kevser havuzunun başında kendisine kavuşmak için özlemle beklediğimiz Kevser ırmağı Fâtıma. Biz onun sevgisinden, Muhammed Mustafa Aleyhisselam’ın sevgisine yol buluyor ve onun sevgisiyle haneleri Hane–i Saadet haline getiriyoruz.” şeklinde konuştu.

Hz. Fâtıma (ra)'nın üç lakabı olduğunu kaydeden Osman Eğri, şunları söyledi: "Raziye, Marziye, Zekiye. Bugün bu isimler, bizim için neyi ifade ediyor? Bugün insanlığın bütün çilesinin, ızdırabının, kutuplaşmanın, çatışmanın, kanın, mutsuzluğunun ve gözyaşının sebebi insanların birbirinden razı olmamaları, birbirlerine haklarını helâl ettirememeleri, aynı coğrafyayı paylaşamamaları. İşte Hz. Fâtıma, bize razı olmayı öğretti. Önce Allah’tan razı olmayı öğrendik Hz. Fâtıma’dan. Peygamber Efendimiz'in göstereceği en güzel örnekti Hz. Fâtıma. Kur'ân’ı ilk okuyanlardandı, Allah’ı razı etmişti. Hepimiz dünya tarafından zehirleniyoruz. Dünyanın gözümüzü boyayan o geçici güzelliği, mal, mülk, makam, servet, şöhret, çok çeşitli zehirler bizleri öylesine zehirliyor ki bakışlarımız bulanıyor. Bu sefer komşumuza, akrabamıza sırf güç elde etme uğruna, iktidar elde etme uğruna. Aynı Emevilerin yaptıkları gibi Ehlibeyt'i katleden Yezid'in yaptığı gibi o güç insanı öyle zehirliyor ki Allah muhafaza, insan bir elinde kılıçla bir Hüseyin’in başında kendisini bulabiliyor. Bu işten bile değil. Yani IŞİD’ci olabiliyor, El Kaide’ci olabiliyor, çünkü Hz. Fâtıma Ana'nın mayasından mahrum kalıyor, yani zehirleniyor. O zehri akıtacağı, kurtulacağı Muhammed Mustafa Aleyhisselam dergahına girmediği sürece ve girmediğimiz müddetçe aramızdaki birliği, kardeşliğimizi sağlamamız mümkün değil.”