Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Artvin mitinginde, "Ben oğluma telefon edip ‘oğlum 30 milyon avroyu sıfırladın mı?' diye sormayacağım. Benim çocuklarımın gemileri yok, yatları yok. Ama benim çocuklarımın sizler gibi onuru var. Sizler gibi dürüst.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Artvin'de partisinin düzenlediği mitingde halka hitap etti. Kılıçdaroğlu, iktidarın 13 yıldır tek başına Türkiye’yi yönettiğini ve bu 13 yılın sonunda 6 milyon 200 bin işsizin olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Sen köşeyi döndün, yandaşların köşeyi döndü, çoluk çocuk köşeyi döndünüz. Peki bu vatandaşı sen hiç düşünmedin mi diye sormayacak mısınız?” ifadelerini kullandı.

ŞİMDİ, ASIL FAİLLER BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANININ UÇAĞINDA YER ALIYORLAR

Adaletin çok önemli olduğu vurgusunu yapan Kılıçdaroğlu, adaleti bir bilgenin ‘kutup yıldızının özelliği sabit yerinde durur, adalet kutup yıldızı gibidir bütün kainat onun etrafında döner’ diye tanımladığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Ama siz Ardanuç’ta Adliye Binası’nı kapatırsanız peki oradaki vatandaş nereye gidecek adalet için? Adaleti insanın olduğu her yere götürmemiz lazım. Eğer bir ülkede adalet yoksa orada insanlar huzurlu olmaz. Adalet hepimiz ararız. Adalet aynı zamanda bütün inançların ortak paydasıdır. Biz de de adalet önemlidir. Hz. Ömer’in adaleti deriz. ‘Dicle kenarında iki koyun kaybolursa onun sorumlusu benim.’ diyor. Bırakın Dicle kenarında iki koyun kaybetmeyi, deniz feneri felaketini biliyorsunuz değil mi? Şimdi ne oldu beraat ettiler. Ya ne beraati? Ne diyordu Almanya’da hakim? ‘Asıl failler Türkiye’dedir diyordu. Şimdi, asıl failler bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nın uçağında yer alıyorlar. Bu ayıbı taşıyamıyorum, taşıyamıyoruz, ayıp oluyor. Yakışmıyor Türkiye’ye, yakışmıyor siyasetimize, yakışmıyor inancımıza. Adaleti yerle bir etmek mümkün değil. Adalet son sığınamızdır, son kalemizdir. Adaleti sağlamazsanız nereye gidecek bu millet? Yer altında mafyaya mı başvuracağız adaleti sağlamak için.”

YA ZATEN ESNAFI PERİŞAN ETTİN SEN

'13 yıldır hangi sorununu çözdüler' sorusunu soran Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Desinler ki şu sorunu çözdük. Dış politikada geldik battık. Dolar aldı başını gidiyor, enflasyon aldı başını gidiyor. Saman ithal eden bir ülke haline döndük. Eskiden Ortadoğu’yu beslerdik, şimdi canlı hayvan ithal ediyoruz. Hangi sorunumuzu çözdüler? ‘CHP iktidara gelirse istikrar bozulur’ diyorlar. Ya memlekette istikrar mı kaldı? Memlekette huzur mu kaldı? CHP gelecek, istikrarı yeniden sağlayacak, huzuru, barışı yeniden sağlayacak. CHP gelirse dolar yükselecekmiş, faizler yükselecekmiş, esnaf perişan olacakmış. Ya zaten esnafı perişan ettin sen. Git, Esnaf Kefalet Kooperatifleri'ne sor. Borçları sor, alacakları sor, icra dairelerini sor. Bir bak bakalım esnafın durumu nedir? Binlerce esnaf dükkan kapattı.”

YÜZÜNÜZE GÖZÜNÜZE DURSUN

Emekliye vaatlerinin kaynağıyla ilgili iktidardan gelen eleştirilere cevap veren Kılıçdaroğlu, “Koro halinde bağırdılar. Veremezsin. Niçin? Para yok. Sen kaçak sarayına para bulurken kaynak var da emekliye gelince mi kaynak yok. Sen yandaşlarına ihale verirken kaynak var da emekliye gelince mi kaynak yok. Duyanlar da emekli ayda 10 bin lira alıyor. 10 bin lira da ikramiye vereceğiz. Ya zaten aldığı 350 lira, 400 lira, bin lira, bin 200 lira. Aldığı bu zaten. Yüzünüze gözünüze dursun. Nasıl diyebilirsiniz kaynak nerede diye? Ne verdin ki hesabını soruyorsun? Perişan ettin emekliyi. Üstelik hani öyle her ay vereceğiz de yok. Ya bir Ramazan Bayramı, bir Kurban Bayramı. Para deseniz bütçenin yüzde 10’unu bile bulmuyor. Yeri gelince Türkiye lider ülke, emekliye gelince niye fakir ülke oluyor.” ifadelerini kullandı.

ONLARIN ÇOCUKLARI KPSS SINAVINA GİRMEDEN ZATEN DEVLET MEMURU OLUYORLAR

"Gencecik çocuklarımız işsiz." diyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Anne, baba bekler ‘çocuğum ne zaman işe girecek’ diye. Onların böyle bir derdi yok. Onların çocukları KPSS sınavına girmeden zaten devlet memuru oluyorlar. Sonra da dönüyorlar, size ders veriyorlar. ‘ne demek herkes devlet memuru oluyor’ diyorlar. Senin çocukların olurken güzel de garibanın çocuğu olurken mi kötü oluyor? Binlerce kişi sınava girmeden devlet memuru oldu. Parti sözcümüz Haluk Koç çıktı, her hafta bu VIP listeleri dediğimiz listeleri açıkladı. Peki vatandaşın çocuğu, ‘sen sınava gir’, girdik. Bekle. Ne zaman atanacak? Önemli değil. Kadroları biz doldurduk, senin çocuğun açıkta kalabilir. Yeni bir başlangıç yapacağız.”

SEN AYDA 14 BİN LİRA ALIRKEN ZULÜM DEĞİL DE İŞÇİYE BİN 500 LİRA VERİNCE Mİ ZULÜM OLUYOR?

Kılıçdaroğlu, asgari ücretin 949 lira olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti :”Fiyatı bilmiyorlar. Ücretin miktarını bilmiyorlar ama benden öğrendiler sonunda. Dedim ki, asgari ücret bin 500 lira olacak. Vay efendim nasıl bin 500 lira olur? Hemen Maliye Bakanı açıklama yaptı, ‘işçiye bin 500 lira vermek zulümdür.’ diyor. Ben de Artvin meydanından beyefendiye soruyorum. Sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de işçiye bin 500 lira verince mi zulüm oluyor? 5 kişilik bir aile düşünün. Her öğün 1 çay, 1 simit yeseler 10 lira, 2 öğün 20 lira, 3 öğün 30 lira. Günlük 30 lira, ayda 900 lira. Geriye kalıyor 49 lira. Şimdi ben Ankara’da oturup ahkam kesen, ayda 14 bin lira alıp ‘işçiye bin 500 lira vermek zulümdür.’ diyen insanların vicdanına sesleniyorum. Onlarda vicdan varsa. Ya arkadaş 49 lira ile bu adam, ev kirası mı ödesin, mutfak masrafını mı ödesin, okul masrafını mı ödesin, otobüs masrafını mı ödesin? Emin olun, hayatı bilmiyorlar. Hayatın gerçeğini bilmiyorlar. Oturmuşlar saraylarında, etrafında binlerce koruma geziyorlar. Bakın ben buraya sade bir yurttaş olarak geldim. Sizin Kemal’inizim ben. Anadolu çocuğuyum ben. Annem okuma yazma bilmez. 7 kardeşiz. Aralarında sadece ben üniversite okudum. Üniversiteye başladığım yıl ilk kez pardösüm oldu. 27 buçuk yıl çalıştım. Siyasete girdiğim gün bütün mal varlığımı internet sitesine koydum.”

BENİM ÇOCUKLARIMIN GEMİLERİ YOK, YATLARI YOK

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Benim çocuklarımın kasalarında boy boy kasalar olmayacak. Benim bakanlarım birilerinin önüne yatmayacak. Ben oğluma telefon edip ‘oğlum 30 milyon avroyu sıfırladın mı?' diye sormayacağım. Söyledim, 7 kardeşiz diye. Benim kardeşlerimin ne iş yaptığını kimse bilmez. Ben devletin bütçesinden sonra en büyük bütçeyi yönettim. Hiçbir kardeşim köşeyi dönmüş değil. Kimisi işçi emeklisi, kimisi memur emeklisi. Ama herkes evinde huzur içinde yaşıyor. Ama herkes sizin duyduğunuz kaygıları duyuyor. Benim çocuklarımın gemileri yok, yatları yok. Ama benim çocuklarımın sizler gibi onuru var. Sizler gibi dürüst. Ben sizden birisiyim. Siz nasıl yaşıyorsanız ben de öyle yaşıyorum. Öyle yaşayacağım zaten. ”