CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan Davutoğlu ile görüştüğü ve başkanlık sisteminin AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer alacağına yönelik söyleme tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, ‘’Sayın Erdoğan TBMM ‘ye geldin kürsüye çıktın, tarafsızlığın konusunda namusun ve şerefin üzerine ant içtin. Ama ettiğin yemini tutmadın. Sizin kafanızdaki şeref ve namus kavramı nedir?’’ dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Holiday Inn Otel’de organize sanayi bölge başkanları ile bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakan Davutoğlu ile görüştüğü ve başkanlık sisteminin AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer alacağı açıklamasının sorulması üzerine, şunları söyledi:

‘’Namus ve şeref kavramı, sadece bizim toplumumuz için değil bütün toplumlar için ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. O nedenle insanlar ant içerken namusu ve şerefi üzerine ant içerler ki toplumu tatmin etsinler. ‘Ben namusum ve şerefim üzerine ant içiyorum’ dediği anda itibaren toplum onun ettiği yemini tutmasını bekler. Sayın Erdoğan, TBMM‘ye geldin kürsüye çıktın tarafsızlığın konusunda namusun ve şerefin üzerine ant içtin. Ama ettiğin yemini tutmadın. Şu soruyu sormak isterim, lütfen gazeteci arkadaşlarım da Cumhurbaşkanı ile karşılaştıklarında aynı soruyu sorsunlar. Sizin kafanızdaki şeref ve namus kavramı nedir? Bunu öğrenmek istiyorum. Sayın Davutoğlu’na da seslenmek isterim, eğer oturup da bir parti olarak kendi seçim beyannameni düzenlemekten aciz isen o koltukta niye oturuyorsun. Senin danışmanların yok mu oturup kendi seçim beyannameni hazırlarsın. Üzülerek söylüyorum çift başlı bir yönetim var. Toplum bundan rahatsız ve huzursuz. Cumhurbaşkanı, Anayasa’da tanımı yapılan görevi yapsın buna itirazımız yok. Ama çıkıp bir siyasi partinin temsilcisi gibi davranırsa o zaman sorarız, 'namus ve şereften sen ne anlıyorsun arkadaş?' Neden o yemini ettin? Namus ve şeref kavramı bu kadar ucuz mu, bu kadar ucuz olmamalı.’’ diye konuştu.

ERDOĞAN'IN 'PARLAMENTER SİSTEMİ BEKLEME ODASINA ALDIK' CÜMLESİNE TEPKİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Parlamenter sistemi bekleme odasına aldık" açıklamasıyla ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu, "Millet diyorlardı değil mi? Millet, millet, millet.. Bu 550 milletvekilini kim seçti, millet seçti. Nasıl oluyor da milletin aldığı milletvekilleri şimdi bekleme odasına alındı. Kim aldı, millet mi aldı? İnsanın biraz millete, millet kavramına saygısı olur. Milleti sadece kendisi olarak gören bir anlayış demokrasiye en büyük zararı veren anlayıştır. ‘Ben milletim’ diyor. E iyi de 77 milyon insan ne? O nedenle herkesin oturup düşünmesi lazım. 77 milyon yurttaşımızın düşünmesi lazım. Türkiye’nin geldiği nokta iyi bir nokta değildir. Dünyanın sorunu var. İşte işsizlik sorunu var, bakın yoksulluk sorunu var 29 milyon insanımızın. Bakın sanayicimizin sorunu var. 2 milyon Suriyeli burada, esnafın çiftçinin sorunu var. Biz bu sorunların tamamını unuttuk. Bir kişiye göre rejim oluşturmaya çalışıyoruz. Efendim parlamenter sistemi atalım yerine başkanlık sistemi kuralım. Nasıl bir başkanlık sistemi. Amerika’daki gibi başka yerdeki gibi olmasın. Bize uygun başkanlık sistemi olsun. Türkiye’nin derdi bu. 200 yıllık parlamenter sistem deneyimimiz var. Eksiği var mı var, Nereden kaynaklanıyor eksiği? 12 Eylül darbe yasalarından kaynaklanıyor. Gelin değiştirelim. Açık çek verdim, gelin değiştirelim. Demokrasiyi güçlendirelim. Yüzde 1 oy alan bir parti bile o bile parlamentoya milletvekili getirsin. Çoğulculuktan niye korkuyoruz? Hepsine hayır dendi. Bir kişiye göre rejim oluşturacağız. Bu toplumun buna izin vereceğini sanmıyorum.’’ değerlendirmesinde bulundu.

CUMHURBAŞKANINA ÖRTÜLÜ ÖDENEK

Kılıcdaroğlu, TBMM'de kabul edilen Torba Yasa ile Cumhurbaşkanına da örtülü ödeneği kullanma yetkisi verilmesine yönelik soruya ise "Örtülü ödenek, Başbakan'ın namusuna telsim edilen bir paradır. Ancak ve ancak milli menfaatler için kullanılabilir. Kullanacak kişinin de sorumluluğu vardır. Bütçeyi parlamentoya getiren Başbakandır. Başbakanın parlamentoya hesap verme yükümlülüğü var. O nedenle örtülü ödenek konusunda da sorumlu olan Başbakandır. Örtülü ödeneğin kullanımının bir kısmını Cumhurbaşkanına devrediyorsunuz. Cumhurbaşkanının sorumluluğu var mı? Hayır. Anayasaya göre sorumluluğu yok. Peki sorumluluğu olmayan bir kişiye neden örtülü ödenek veriyorsunuz? Bu şu anlama geliyor. Öyle olaylar olacak ki Başbakanın bile haberi olmayacak. O olayları finanse etmeyi Cumhurbaşkanı üstlenecek. İyi de bu başbakan kağıttan başbakan mı, ilkokul öğrencisi mi bu başbakan? Böyle bir anlayış devlette olabilir mi? Milli menfaat dolayısıyla bir para harcanacak, başbakanın bile haberi olmayacak. Bu doğru değil. Sorumluluk üslenen kişiye para harcama yetkisi verilir. Sorumluluk üslenen kişi kim? Yasalara göre Başbakan. Örtülü ödenek kullanabilir mi? Elbette kullanabilir. Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği nerede kullanacak? Büyük bir ihtimalle kaçak sarayın yapımında. Gerçek rakamlar kamuoyuna yansımasın diye. Orada kullanacak. Başka nerede kullanacak? Çünkü, hadi istihbarat işlerinde kullanılacak diye düşünelim. MİT kime bağlı? Başbakan’a. Genelkurmay İstihbarat Başbakan’a. Emniyet İstihbarat Başbakanlığa. Hepsi oraya bağlı, cumhurbaşkanına ne bağlı? Ayrıca Cumhurbaşkanı devletin bütün kurumlarının uyum içinde çalışmasından sorumlu. Siz Başbakanlığı bypass edip Başbakanı bypass edip örtülü ödenek kullandığınız andan itibaren en büyük uyumsuzluğa imza atmış olursunuz. Bunlar doğru değil.’’ ifadelerini kullandı.