Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun, Koza İpek Holding'e kayyum atanmasına tepki gösterdi. Muhalif seslerin kısılması için türlü bahaneler üretildiğini söyleyen Uzun, "Özgür basın ya da yandaş olmayan basın, ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Bu da ülkemiz için yaşanan somut olaylardan öte, çok derin bir kaygıya sebep olmakta. Özgür basının susturulması isteminin altında, aslında halkın doğru haber alma özgürlüğü, basın özgürlüğü susturulmak istenmede. Bu da demokrasinin olmazsa olmaz koşullarının ve var olma güçlerinin elinden alınması sonucuna götürmektedir." dedi.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ, TOPLUMUN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR'

Baro Başkanı Uzun, basını özgür olmayan bir ülkenin demokratik olduğundan hiç kimsenin bahsedemeyeceğini söyleyerek, "Bahsetse de buna kimse inanmaz. Basın özgürlüğü, gazetecilerin özgürlüğü değildir aslında, toplumun özgürlüğüdür. Toplumu özgür olmayan bir ülkenin, demokratik bir ülke olduğunu söylemek ise mümkün değildir. Son yaşanan olaylara bakıldığında, maalesef bu duygularla yapıldığı çok açık anlaşılan ancak hukuken kılıflandırılmaya çalışılan bir durumla karşı karşıyayız. Bu da hukukun aslında var olan tahammülsüzlük için kullanılması için ikinci bir kaygıyı ortaya çıkarmaktadır. Hukuk kurallarının siyasi düşünceler ve siyaseten var olma gerekçeleri, ayakta kalma gerekçeleri olarak kullanılması, bu ülkeye yapılan haksızlıklardan bir tanesidir, çünkü hukuku kendi çıkarlarınız için kullanıp eğip bükmeye başladığınızda yarın bir başkası, aynı hukuk kurallarını sizin için eğip büküp kullanmaya kalkar. Bu da kişilerin hukuksal güvenliklerini ortadan kaldırır. Bu da kişilerin demokratik bir ülkede yaşama haklarının ortadan kalkması anlamına gelecek derin sonuçlar yaratır." diye konuştu.

'YARATILMIŞ HUKUKLA HUKUK DEVLETİ OLMAZ'

Ülkede hiç kimsenin, hukuku kendi çıkarları için kullanmaması gerektiğini belirten Cumhur Uzun, "Hukukun kendi mecrası vardır, bu mecrada akışına müsaade edilsin. Doğru ve yanlış, hukukun kendi mecrası içinde er ya da geç ortaya çıkacaktır. Yaratılmış hukukla hukuk devleti olmaz. Doğal mecrasında akan hukuk, ancak hukuk devletinin temelini oluşturur. Bu nedenle Koza İpek Grubu'na, yayın organlarına özellikle yapılan bu karartma ve kayyum atama işlemi, hukuken ve ülke demokrasisi açısından çok yanlış sonuçlara götürecek bir adımdır. Bu yanlıştan bir an evvel dönülmesi gerekmektedir. Umarım bu vahim durum kısa sürede farkedilir ve doğru adım atılır." ifadelerini kullandı.

'KAYYUMLARIN OBJEKTİFLİĞİNDEN ENDİŞELİZ'

Baro Başkanı Uzun, kayyumun hukukta var olan bir müessese olduğunu belirterek, "Ancak kayyum müessesesi, tıpkı hâkim müessesesi kadar doğru ve ehil insanlar eliyle işletilmesi gereken hukuki bir yapıdır ancak kayyum müessesesi, doğru ellere teslim edilerek işletilmezse vahim sonuçlar yaratır. Zira kayyumun asli görevi suçlananın da, orada en küçük hak sahibi olanın da haklarını korumaktır. Bir talimat merkezi değildir. Toplumun haklarını ya da orada çıkarı bulunan kişilerin tümünün hakkını gözetmek üzere ve adil davranacağından kimsenin tereddüdü olmayan kişiler elleriyle kullanılmak durumundadır. Son yapılan görevlendirmenin de bu manada yeterli, doğru olmadığı anlaşılıyor, zira geçmiş birtakım ilişkiler nedeniyle kayyumun objektiflikten ve objektif tavır sergileyeceğinden endişeler duyulmaktadır. Bu endişenin var olması meselesi bile kayyumluk müessesine zarar verir." şeklinde konuştu.

'SANDIKTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK'

Ülkenin kısa bir süre sonra yapılacak genel seçime kilitlendiğini dile getiren Uzun, "Çok önemli bir seçime gidiyoruz. Bu, tekrar bir seçim. Önemi bir kez daha arttı. Verilen mesaj doğru alınmayıp seçimler yenilendi. Oysa toplum, bir mesaj vermişti. Bu mesajın yenileneceği bir seçimle toplumun mesajının doğru algılanmasını sağlamak adına herkes, seçme hakkını kullanmak üzere sandığa koşmalı. Vermiş olduğu mesajı daha güçlü hissettirmesini bekliyorum. Demokrasilerde siz bugün var olanları benimsiyorsanız iyi oylarınızla, benimsemiyorsanız karşı oylarınızla ama mutlaka sandığa giderek oylarınızla ifade etmek durumundasınız. Bunun başka yolu yoktur. Önümüzde çok kısa süre sonra beğendiğimiz veya beğenmediğimiz, beyan edebileceğimiz bir sandık varken lütfen sandığa giderek oyunuzu özgürce kullanınız. Seçim, demokrasilerin vazgeçilmezidir. Başka da şansımız yoktur. Seçim şansımızı tüm toplum olarak kullanmayı öneriyorum." dedi.