Talas ilçesinde 21 Eylül 2009'da Ramazan Bayramı'nda şeker toplayan 9 yaşındaki Ahmet Tuna Tekin, 6 yaşındaki kardeşi Dilruba Tekin ile aynı mahalleden 11 yaşındaki Türkan Ay'ı öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alınan Uğur Veli Gülışık'ın savcıya verdiği 5 sayfalık ifadesinde, olayı tüm ayrıntılarıyla anlattığı belirtildi. Gülışık'ın "Bayramın ikinci günü kız arkadaşım eve gelecekti. Heyecanla onu bekliyordum. Kız arkadaşımla cinsel ilişkiye girmeyi düşünüyordum. Ancak onu beklerken üç çocuk eve geldi" dediği öğrenildi. Gülışık'ın polis ve adliyede verdiği ifadelerinde özetle şunları söylediği ileri sürüldü: DÖRT KARDEŞİZ 9 Eylül 1978 doğumluyum. Annem, babamın ikinci eşidir. 4 kardeşiz. 2'si kız 2'si erkek. Bir de üvey ablam var. Onunla birlikte 5 kardeşiz. Üvey ablam T. K., eşi de B. K.'dır. Ağabeyim M. G. Avusturya Kirdofa'ya bağlı bir köyde evlidir. Benden büyük 2 ablam var. Birisi E. A., eşi ile Avusturya Viyana'da yaşar. Diğer ablam M. E. de Fransa'dadır. Ortaokul 1'inci sınıf terkim. Bahar nezlesi nedeniyle okulu terk ettim. İyi bir köpek eğitimcisiyim. Askerde de köpek eğiticisiydim. EŞİMDEN AYRILDIM Askerden geldikten sonra ağabeyimin yanına Avusturya'ya gittim. Çiçek serasında çalıştım. Ağaç kesme makinesiyle odun doğrardım. F. Ş ile evlendim. Bu evlilik 13-15 ay sürdü. Eşim cinsel ilişkiden hoşlanmıyor, soğukluk duyuyordu. Ben ise cinsel ilişkiye düşkünüm. Bu aramızda sorun oldu. Bu yüzden boşandık. 2006 mayıs ayında Türkiye'ye döndüm. SEVGİLİMİ BEKLİYORDUM Herhangi bir psikolojik sorunum yoktur. Sigara tiryakisiyim. Günde 1.5 paket sigara içerim. Bayanlara karşı aşırı isteğim var. Düzenli cinsel hayatım yok. Günde bir kez cinsel içerikli filmler izlerim. Küçük çocuklara ise ilgim yoktu. Bayramın ikinci günü kız arkadaşım eve gelecekti. Heyecanla onu bekliyordum. Kız arkadaşımla cinsel ilişkiye girmeyi düşünüyordum. Ancak onu beklerken yaşları 7 ila 10 arasında olan üç çocuk eve geldi. BAYILIP UYUMUŞUM Çocukları 'gelin size şeker vereyim' diye eve aldım. (...) Çocukları ayrı ayrı odalara aldım. İlk olarak Türkan Ay'ın bulunduğu odaya gittim. Ve elleriyle ağzını koli bantıyla bantlayarak birkaç defa sardım. Tecavüz ettim. Banyoda Türkan'ı yere sırtüstü yatırdım. Çabuk ölmesi için kalbinin hizasından bir kez vurdum. Bıçak eğildi. Ben de bıçağı sapından kırıp kalbine soktum. nArdından önce Dilruba'yı ardından Ahmet'i de boğdum. Çocukları öldürdükten sonra bir süre yanlarında oturup, ağladım. Ne yaptığımı bilmiyordum. Bu sırada cesetlerin yanına bayıldım, düştüm. Uyumuşum, Kendime geldikten sonra dışarıya çıktım. CESETLERİ VALİZLERE... Bir alışveriş merkezinden iki adet bavul satın aldım. Ayakkabılarını çıkardıktan sonra cesetleri valizlere koydum. Tekrar dışarıya çıktım ve bir akrabamı arayarak arabasını istedim. Ancak arabanın muayenesinin yapılmadığını, veremeyeceğini söyledi. Ben de oto kiralama firmasından 2004 model Suzuki marka bir cip kiralayarak eve döndüm. Valizleri arabaya taşırken beni kimse görmedi. Arabayı çalıştırdım ve yola çıktım. Ancak polislerin ileride kontrol yaptığını görünce yolumu değiştirdim. ÜST ÜSTE GÖMDÜM Avcılık ve tarihi eser konusunda bilgim çok iyidir. Yozgat Çayıralan'da Aşağı Yahyasaray köyüne gittim. Bu sırada 'arabam kuma saplandı, yolda kaldım' diyerek yaşlı bir amcadan kürek istedim. Olay yerine geldim ve çocukların sağ kulakları yere bakacak şekilde üst üste gömdüm. Vahşi hayvanlar bulur diye gömdükten sonra üzerlerine büyük taşlar koydum. Küreği tekrar yaşlı amcaya götürdüm ve teşekkür ettim. BABAM KÜFÜR EDİYORDU Kayseri'ye döndüm. Birkaç gün sonra televizyonlarda ve gazetelerde haberleri gördüm. Televizyonda bu haberleri gördüğüm zaman kanalı hemen değiştiriyordum. Bu arada evdeki kan izlerini temizledim. Kanlı elbiselerimi ve olayda kullandığım bıçağı da sobada yaktım. Cinayetten sonra bir kez daha aynı yerden araç kiraladım ve cesetleri gömdüğüm yere gittim. Çocuklardan birinin cesedi toprağın dışına çıkmıştı. Hayvanlar bir bölümünü yemişti. Üzerlerine biraz daha toprak attım. Köye gittim. Babam, çocukları öldüren katillerin bulunmadığı için küfür ediyordu. Ben de katillerin bulunamadığını söyledim." TARİHİ ESER YALANI Polisler evime geldi. Mahkeme kararıyla evimi aradılar. Daha sonra çalıştığım işyerine geldiler. Ben de kesin bir kanıt buldular ve beni almaya geldiler diye çok korkmuştum. Bana niçin araç kiraladığımı sordular. Ben de tarihi eser araştırdığımı söyledim. Polisler de bana, 'şu eserin yerini bize de göster, biz de bakalım' diyerek beni arabaya aldılar. Yolda itiraf etmek istedim. Çok geçmeden de itiraf ettim ve çocukları gömdüğüm yeri gösterdim. KATİLİN ANNE VE BABASI Gülışık'ın Yozgat'ın Çayıralan ilçesine bağlı Külekçi köyünde yaşayan annesi Fatma ve babası Ahmet Gülışık ise evlerine kapandı. Yaşları 80'in üzerinde olan anne ve baba Gülışık'ın kalp rahatsızlığı olduğu belirtildi.