Uluslararası ilişkiler ve güvenlik uzmanı Prof. Dr. Sedat Laçiner, son günlerde artan şehit sayısı ile beraber durumun kötüye gittiğini belirterek, "Sokaklarda karanlık topluluklar ortaya çıktı. Gazete ve mahalleler basılıyor. Oyuna gelmeyin." dedi.

Terör örgütü PKK üzerine yazdığı kitaplarla dikkat çeken Laçiner, durumun kötüye gittiğini söyleyerek, hem Türklerin hem de Kürt kökenli vatandaşların bu oyuna gelmemesini istedi. Cihan Haber Ajansı'na açıklama yapan Prof. Dr. Laçiner, "Mahalledeki insanlara tepki göstermenin bir faydası yok. İnsanlar, kızgınlıkla televizyon izleyip sokağa çıkmamalı. Tanımadıkları grupların peşinde gitmemeli. Sokaklarda karanlık topluluklar ortaya çıktı. Gazete basılıyor, mahalleler basılıyor, yakıp kılıyor. Bu grupların arkasına takılmamak gerekiyor. Olaylar olursa polislere haber verelim. Sokaklar çok tehlikeli, provokatörler dolu. Sorumluluk, basına ve aydınlara düşüyor. PKK bir savaş peşinde, Türklerle Kürtleri savaştırmaya çalışıyor. Suriye'ye benzetilmeye çalışılıyor. Özellikle batıdaki Türklere büyük sorumluluk düşüyor. Şehitlerin acısını, ilgisi olmayan insanlardan çıkarmak doğru değil. Bu örgütün istediği şey. Durum olağanüstü hale gidiyor. Belki de daha ötesine gidiyor. Oraya doğru gitmesi için özel bir gayret var. Türkiye, bir yere doğru sürükleniyor. Bunun içinde bilinçli olarak götüren de var, dar düşüncelerle nereye aktığını hesap edememe durumu da var. Kanaatim odur ki önce olağanüstü hale götürülür, ondan sonra ucu açık riskler var." şeklinde konuştu.

'PKK SEÇİM YAPTIRMAK İSTEMİYOR'

Böyle bir ortamda yapılacak genel seçimi de değerlendiren Laçiner, terör örgütü PKK'nın Türkiye'de seçim yaptırmamak istediğini söyledi: "Bakın, terör örgütleri demokrasiyi sevmezler. Seçimleri, demokrasiyi sevmezler. Örgüt, ülkenin doğusunun özelikle bir savaş haline dönmesini istiyor. Karşısına polis, asker çıktığı zaman onun sevdiği dilden konuşmuş oluyor. Ne kadar çok ceset varsa, ne kadar çok yaralı varsa, ne kadar çok acı varsa kutuplaşmayı besliyor. O yüzden örgütler, bu tür ortamlarda daha da güçleneceklerini düşünüyorlar."

'UYARILAR DİNLENMEDİ'

Olaylar bu hale gelmeden önce birçok kişi tarafından uyarılar yapıldığını, kendisinin de bu uyarıları defalarca yaptığını belirten Sedat Laçiner, bunların dinlenmediğini, hattâ linç edilmek istendiğini söyledi: "Sorun, Kürt sorunu olmaktan çıkıyor, buna ilaveten bir de Türk sorunu geliyor. Toplumun sokağa kadar etnik temelli, kimlik temelli bir bölünme tehlikesi var. Sokağa kadar, komşunuza kadar, mahallenize kadar bir kimlik üzerinden bölünme, hattâ Allah korusun, daha kötü riskler var orada. Bu ülkede olayların buralara doğru gidebileceğini insanlar söylediler. Sadece şahsım olarak ben, birkaç yıldır bunu yazıp çiziyorum. Deniz Ülke Arıboğan Hoca, 'Bakın dedi, böyle giderse darbe riski bile var.' Bunu ben de söyledim ama söyleyenin kafasına vuruluyor bu ülkede. Riskleri söylediğiniz zaman kimse dinlemiyor. Mecburen medya üzerinden ifade ettiğiniz zaman linç ediliyorsunuz. İşler kötüye gidiyor."

'İSTİHBARAT ÇOK ZAYIF'

Her gün çok fazla şehit gelmesini istihbarat zaafına bağlayan Laçiner, terör örgütünün barış süreciyle beraber her yere silah stokladığını söyledi: "Şu anki güvenlik politikalarıyla değil PKK, herhangi bir düşmanınız bile günde beş on şehit verdirir ki PKK, dünyanın en tehlikeli terör örgütü. Görünen en tecrübeli, en tehlikeli terör örgütüdür PKK. Her gün beş on şehit verilmesi normal değil ama şu anki açıklarla normal, çünkü Dağlıca'da saldırmasına gerek yok ki. Şehiriçinde herhangi bir polis, asker, nöbet bekleyen veya otobüste sıra bekleyen veya servisle işine giden bir araca da saldırı yapabilirler, çünkü istihbarat çok zayıf ve son üç yıldır bu örgüt, her yerde silah stokladı, hazırlığını yaptı."

'BARIŞ SÜRECİYLE CEPHE GERİSİ ORTADAN KALKTI'

Barış süreciyle beraber cephe gerisinin de ortadan kalktığını savunan Prof. Dr. Laçiner, güvenlik güçlerinin önünün de arkasının da cephe haline geldiğini söyledi: "Bu önemli bir gelişmedir. Ordunun bir cephe gerisi vardı. Dağlıca gibi yerlerde çatışırsınız ama sırtınızı şehir merkezine dayarsınız. Askerinizi, polisinizi şehirden getirdiğiniz takviyeyle desteklersiniz. Şimdi önü de arkası da cephe oldu, sırtınızı dayayabileceğiniz güvenli bir bölge kalmadı. Şehir merkezinde de şehit veriyorsunuz, dışında da veriyorsunuz. Kırsaldaydı PKK daha çok, şehirde daha tehlikeli hale geldi. Cephe gerisinin ortadan kalkması bir felaket. Çözüm sürecini başından beri ifade ettik. Çözüm sürecinde örgüt silahlandı, güçlendi, palazlandı. Bir iç savaş için gerekli stokları ve insan devşirmelerini tamamladı. Suriye'deki PYD ortaya çıkınca da zamanın geldiğini düşündü. Bu kadar basit, karmaşık bir şey yok aslında."