Siyaset Bilimci Prof. Ersin Kalaycıoğlu, siyasi partilerin her zeminde eleştirdiği yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılmamasını eleştirip, “Baraj sorunu iktidara gelinceye kadar sorun, iktidara gelince başka türlü gözüküyor herhalde. Ondan sonra sorun olmaktan çıkıyor... Benim fazla ümidim yok, 30 senedir hayal kırıklığına uğramış bir kişi olarak söylüyorum.” dedi.

TÜRKSEV, Türkiye Barolar Birliği ev sahipliğinde düzenlenen ‘Parlamenter Sistemde Siyasi Partiler ve Seçim Sistemleri’ konferansında konuşan Prof. Ersin Kalaycıoğlu, seçmen davranışının değişmesi ile Meclis içerisindeki parti sayısının azalması ya da artmasından söz etti. 1983-2015 arasında Parlamento’daki parti dağılımını inceleyen Kalaycıoğlu, seçim kurallarındaki herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen seçmen tercihinde ekonominin ilk sırada yer aldığını vurguladı.

'SANDALYE DAĞILIMI İLE İKTİDAR OLDUĞUNDAN DAHA GÜÇLÜ, MUHALEFET İSE OLDUĞUNDAN DAHA ZAYIF'

“Türkiye’de Seçim Sistemleri Rejim Sorunları Analiz ve Çözüm Önerileri” konulu sunumda Prof. Kalaycıoğlu, partilerin aldığı oy oranına göre sandalye dağılımında adaletsizliklerin görüldüğünü, Meclis’teki sandalye dağılımı ile iktidarın olduğundan daha güçlü, muhalefetin ise olduğundan daha zayıf gösterildiğini söyledi.

‘ANAYASAYA AYKIRI BİR SEÇİM KANUNU İLE SEÇİM YAPIYORUZ’

HDP’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurması üzerine AİHM’nin kararından söz eden Prof. Kalaycıoğlu, “Onların aldığı karar; Türkiye tercihini yapmıştır, temsil adaletini hiçbir şekilde kale almayan, ‘hükümet istikrarı’ vurgusu olan bir sistem uyguluyor diyor. Bu, yargının verdiği hüküm doğruysa seçim yasası Anayasa’nın 67. maddesine aykırıdır. Ya AİHM kararı yanlıştır ve bizim seçim sistemimiz Anayasa ile uyumludur ya da AİHM kararı doğrudur ve seçim kanunumuz Anayasaya aykırıdır. Anayasaya aykırı olan bir seçim kanunu ile seçim yapıyoruz. Bunu ben söylemiyorum, AİHM söylüyor. Karar bu, kapı gibi. Ya kabul edersiniz ya da etmezsiniz ama ortada büyük bir defo var. Bu, uyguladığımız sistemi başından meşruiyet sorunlarına gark ediyor.” diye konuştu.

‘HER FIRSATTA BARAJI ELEŞTİREN SİYASİ PARTİLER ELLERİNE FIRSAT GEÇİNCE DEĞİŞTİRMİYORLAR’

Seçim barajının yüksek olmasından da söz eden Prof. Kalaycıoğlu, Süleyman Demirel ile olan bir anısını da aktararak şöyle konuştu: “Bu konuda ufak bir sitemde bulunacağım. Fırsat oldukça barajı eleştiriyor siyasi partilerimiz ama ellerine fırsat geçince değiştirmiyorlar. Kusura bakmayın, değiştirin. 1991’de Süleyman Demirel o zaman seçim kampanyasına girerken iki tane vaatte bulundu. Bir; ‘20 yıl çalışanı emekli edeceğim’. İki; ‘seçim sistemini değiştireceğim, barajı kaldıracağım’ dedi. Ben ‘ikincisi olur, birincisi herhalde mümkün değil. Çünkü rakamlar büyük’ dedim. Birincisini yaptı, ikincisine dokunmadı. Yani koltuktan düşüyor gibi oldum. Gittik, bunu serzenişte bulunduk. Sayın Cindoruk, Meclis Başkanıydı. ‘Hazırlayın, bize getirin’ dedi. Ona da kandık, bir seçim sistemi hazırladık. TÜSİAD finanse etti, sağ olsun. Gittik, Meclis’te sunduk. ‘Çok karışık, kim uygulamış bunu?’ dediler bize. Valla, biz Türkiye için yaptık. Bizim kendi problemlerimizi çözmek için. Onu da bir kenara attılar. Sonuç itibariyle; baraj sorunu iktidara gelinceye kadar sorun, iktidara gelince başka türlü gözüküyor herhalde. Ondan sonra sorun olmaktan çıkıyor.”

'KOALİSYON SADECE DEMOKRASİLERDE GÖRÜLEBİLİR'

Kendisinin seçim barajının düşürüleceğine dair inancının kalmadığını ifade eden Kalaycıoğlu, “Benim fazla ümidim yok, 30 senedir hayal kırıklığına uğramış bir kişi olarak söylüyorum” dedi.

Koalisyonun Türkiye’de sunulduğu gibi ‘kötü’ bir yönetim biçimi olmadığının altını çizen Prof. Kalaycıoğlu, koalisyonun sadece demokrasilerde görülebileceğini kaydetti.