Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yaklaşık bir hafta önce başlayan gerginlik devam ediyor. Dün gece sokağa çıkma yasağının ilan edildiği ilçede, Tekel, Mescit ve Selahattin mahallelerine kazılan hendekleri kapatmak amacıyla bu sabah operasyon başlatıldı.

Basın mensuplarının alınmadığı ilçeye giriş ve çıkışlar polis tarafından kapatılmış durumda. Telefon ve internet bağlantısının olmadığı ilçe merkezinde neler olduğu ise net olarak bilinmiyor. Sokak aralarındaki bazı bombalı tuzakların lav silahlarıyla kontrollü olarak patlatıldığı öğrenildi.

Muş’un Varto ilçesinin ardından Diyarbakır’ın Lice ve Silvan ilçeleri de karıştı. Diyarbakır Valiliği önce Lice’de ardından da Silvan’da sokağa çıkma yasağı ilan etti. Terör olaylarının yoğun olduğu OHAL dönemini hatırlatan sokağa çıkma yasağı tansiyonu düşürmeye yetmedi. Silvan’da sabaha karşı yaklaşık 800 polis tarafından asker destekli operasyon başlatıldı. Güvenlik güçleri, PKK bayrağı asılan ve günlerdir polisin yaklaştırılmadığı halk sağlığı merkezini için ve kendisini PKK’nın gençlik ve asayiş birimi olarak tanımlayan YDG-H’nin sokaklarda açtığı hendekleri kapatmak için zırhlı araçlarla harekete geçti. Askeri birlikler de operasyona katıldı. Müdahale sırasında polis ve askere uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Çıkan çatışmalar saatlerce sürdü. Yaralanan bir kişi kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

BOMBALI TUZAKLAR ROKETLERLE İMHA EDİLDİ

Güvenlik güçlerinin sokak aralarına kurulan bombalı tuzaklara yaklaşmadığı, uzaktan bombaatar ve lav silahlarıyla patlattığı öğrenildi. 3 mahallede şu ana kadar 20 bombalı tuzağın tespit edildiği belirtildi. YDG-H’nin tamamen kapattığı bir mahalleye ise henüz müdahale edilmedi.

HALK TEPKİLİ: BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI'NIN YÜREĞİ YANIYOR MU?

İlçeye giriş ve çıkışların kapatılmasından dolayı, Diyarbakır-Bitlis karayolunda seyahat durdu. Yüzlerce kişi yolda saatlerce beklemek zorunda kaldı. Kendi memleket olan Silvan’a giremeyen şoförlerden Mehmet Sıddık Türk, sabah 04.00’ten beri ilçenin girişinde bekletildiklerini söyledi. Türk, “Çocuklarım ilçe merkezinde. Biz huzur ve barış istiyoruz. Cumhurbaşkanı'na buradan sesleniyorum; bundan sonra çatışma istemiyoruz. Biz de batıdaki insanlar gibi yaşamak istiyoruz.” dedi. Yolda mahsur kalan şoförlerden Ergin Göçen da şunları söyledi: “Burada gerçekten mağdur olduk. Kan dökmenin hiçbir anlamı yoktur. Burada sadece garibanların evlatları ölüyor. Burada milletvekillerinin çocukları ölmüyor, Başbakan'ın oğlu ölmüyor. Başbakan çıkıp televizyonda demesin ‘ben bunu sonuna kadar devam ettireceğim’. Evladı askerde olan ailelerin kapısına her gün bir acı haber geliyor. Ana ağlıyor, ananın yüreği yanıyor. Buna Başbakan'ın ve Cumhurbaşkanı'nın hakkı var mı? Onların içi yanıyor mu? Sonuçta garibanlara oluyor. Bu savaşı ne Türk ne de Kürtler istiyor. Hepimiz bu toprağın insanlarıyız.”