Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan son günlerde yaşanan terör olaylarına ilişkin "Ülkemiz ateş altında. Gençlerimiz katledildi. Asker ve polislerimiz şehit ediliyor. Daha zor günlerin habercisi bir sarmala girdik. Açılımı, Dolmabahçe mutabakatını Angeline Jolie ile mi yapmıştınız ki, şimdi esip gürlüyorsunuz.” diye sordu.

Genel Başkanı Tarhan yaptığı yazılı açıklamada, son 13 yıldır uygulanan iç ve dış politika hatalarıyla devletin teröre kapı aralaması, terör örgütlerinin beslenmesi ve taban kazanması için uygun ortam sağladığını savundu. Tarhan, “Ülkemiz ateş altında. Gençlerimiz katledildi. Asker ve polislerimiz şehit ediliyor. Daha zor günlerin habercisi bir sarmala girdik.Kimin ne istediğinin, kimin ne vereceğinin bir türlü anlaşılamadığı bir sürecin ve silah bırakmamış bir terör örgütüyle masaya oturmanın PKK’yı nasıl güçlendirdiğini de, cihatçı terör unsurlarının, sınır güvenliği olmayan Türkiye’ye geçişte hiçbir zorluk çekmediğini de gördük. MİT tarafından taşınan silahlarla Suriye’de savaştıkları, sırf Esad’a muhalif olduğu için IŞİD’e destek verildiği iddiaları ayyuka çıktı. Hatta, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı dünya kamuoyunda terör destekçisi olarak kabul edilmeye bile başlandı.” düşüncelerini paylaştı.

Tarhan devamında, “PKK’nın Güneydoğu dışında ülkenin her bölgesinde taban ve güç kazanmasına, Oslo görüşmelerinde açığa çıktığı üzere, şehirlerin bombalarla doldurulmasına göz yumuldu. IŞİD’in uyuyan hücrelerinin gün gelip uyandırılacağı uyarıları duymazdan gelindi. PKK terörü yetmezmiş gibi Türkiye, masum insanların IŞİD vahşeti ile burun buruna geldiği bir savaş alanına dönüştürüldü. Sınırlarımız, PYD ile IŞİD savaşına sahne olurken Türkiye bir etkisiz elemandan öteye gidemedi. Hala ses etmeye hiç niyeti yoktu ki, tıpkı Reyhanlı’da olduğu gibi gözle görülür istihbarat zafiyeti eşliğinde patlak veren Suruç vahşeti ile karşılaştık. Ardından peş peşe işlenen PKK cinayetleri ve bunca zamandır belli ki göz yumdukları terör hücrelerini her nasılsa elleri ile koymuş gibi buldukları operasyonlar. Birdenbire, terör örgütü üyeleri, yöneticileri, adeta gözü kapalı etkisiz kılınmaya başlandı.” ifadelerini kullandı.

DEMEK İSTESENİZ, TÜM BU CİNAYETLERİ ÖNLEYEBİLECEKTİNİZ

Tarhan, "Madem teröristlerin nerede yuvalandığını biliyordunuz, canlı bombalar, PKK ve IŞİD yöneticilerinin kim ve nerede olduklarından haberdardınız daha önce aklınız neredeydi? Demek, isteseniz, tüm bu cinayetleri önleyebilecektiniz, neden önlemediniz?" diye sorarak, zamanında yapılması gereken hamlelerin yapılmadığını, halkın temsilcileriyle değil, terör örgütüyle masaya oturulduğunu kaydetti.

DOLMABAHÇE MUTABAKATINI ANGELİNE JOLİE İLE Mİ YAPMIŞTINIZ Kİ, ŞİMDİ ESİP GÜRLÜYORSUNUZ?

"Öcalan’ı, bir bilen, konumuna getirirken ne hayal ediyordunuz?" diyen Tarhan, şunları kaydetti: “Son Osmanlı havzasının ucuz cengaverliğine soyunanlar, her seçim öncesi danışıklı ateşkesin ekmeğini yemeye teşne olanlarla, ‘terörist de severim, Türkiye partisi de olurum’ diyenlerin birlikte barış güvercinleri uçuracağını mı hayal etmiştiniz? Açılımı, Dolmabahçe mutabakatını Angeline Jolie ile mi yapmıştınız ki, şimdi esip gürlüyorsunuz. Kısa bir süre önce Başbakan'ın Genelkurmay'a Suriye'ye müdahale hususunda talimat verdiği, askerin yazılı emir istemesi ve yazılı emir verilmesine rağmen emrin yeni kurulacak hükümet tarafından verilmesi gerekçesiyle uygulanmadığı basında yazılmışken, soruyoruz. Peki şimdi ne değişti?

Birilerinin bu toz duman içinde getiremediği ‘başkanlık saltanatını’ getirmek için, anti terör, hatta savaş siyasetini deneyebileceğine de dikkat çekmek istiyoruz. Evet, terör felakettir, hele bu kaostan savaşa sürüklenmek katmerli bir felakettir. Biz ‘savaşa hayır, gençlerimizin yanlış dış politikalar nedeniyle erken seçim, başkanlık hesaplarına kurban edilmesine ‘hayır’ diyoruz. Doğabilecek kaos ve savaş ortamı sadece çocuklarımızı elimizden almakla kalmaz, kişisel hırsları ile nam salmış yöneticilerin pek hoşlandığı puslu havaları, otoriter yapıları besler. Oysa, bu ülkenin asla ve asla apoletli ya da apoletsiz yeni 12 Eylüllere ihtiyacı yoktur. Ülkemizde iki aydır sandığı yansıtan bir iktidar yok ve Meclis içi siyaset paradigması tıkanmıştır. İnanç, kimlik ve mezhep tandanslı siyaset yani 12 Eylül siyaseti artık sürdüremeyecek boyuttadır. 4 parçalı yapı çökmüştür buna alternatif geliştirmek gerekir ki, her zaman ve her durumda bir çıkış yolu mutlaka vardır. Ülke olarak bunu bulmak zorundayız.”