GÜSAM Başkanı Ercan Taştekin, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit olduğu, 2 teröristin ölü ele geçirildiği rehine olayını, "Eylemcilerin hem de rehinenin öldürüldüğü bir eylem tamamen polisin başarısızlığı demektir." dedi. Taştekin, 6 saatlik bir müzakerenin irtibat iletişim kanalları açık olmasına rağmen böyle bir vahim hadiseyle sonuçlanmasını ise son derece üzüntü verici olarak değerlendirdi.

Eski Bingöl Emniyet Müdürü ve Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) Başkanı Ercan Taştekin Çağlayan Adliyesi'nde yaşanan rehine olayı ile ilgili Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuştu.

'ÇOK SAYIDA TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBUNUN İŞİN İÇİNDE OLDUĞU GERÇEĞİ VAR'

Yaşanan kanlı eylemin sıradan, ani gelişen bir eylem olmadığını söyleyen Taştekin, "Bu eyleme baktığımızda sıradan, ani gelişen bir eylem olmadığını görüyoruz. Öncelikle silahlarını temin edilmesi için terör örgütü içerisinde çok sayıda insan kaynağının bu alanda görev aldığı gerçeği var. Sahte kimliklerin yapımında yine çok sayıda terör örgütü mensubunun işin içinde olduğu gerçeği var. Avukat cübbesinin yaptırılmasında çok sayıda terör örgütü mensubunun işin içinde olduğu gerçeği var. Adliyenin keşfinin yapılması, şehit savcının odasının tespit edilmesi, şehit savcının odasına hangi saatlerde bulunduğunu, yalnız olup olmadığıyla ilgili keşif yapılması örgüt içerisinde bu eylemle ilgili sadece 2 terör örgütü mensubunun haricinde çok sayıda teröristin görev aldığını görüyoruz. Böylesine ön hazırlığı olan, çok sayıda kişinin eylem içerisinde bulunması zorunluluğu olan, ön çalışmasının çok uzun süre alması gerektiren. Sahte kimliğin tanzimi, teşfi silahın temini gibi hadisenin Milli İstihbarat ve Emniyet İstihbaratı tarafından bilgi alınamaması, bunun takibe alınıp eylem öncesi yakalanamamış olması son derece büyük bir zafiyet. Ben bu zafiyeti bir zihniyetin eseri olarak görüyorum." dedi.

'TERÖR ÖRGÜTÜ OLMAYANLARI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK KURGULAYAN ZİHNİYET ASIL TERÖR ÖRGÜTLERİNİ TAKİP EDEMEDİ'

"Bir zihniyet ülkede terör örgütü olmayanların terör örgütü olarak kurgulanmasıyla uğraşırken, asli terör örgütlerinin takip edilemediğini görüyoruz." diyen Taştekin, sözlerine şöyle devam etti: "Bir diğeri de terörle mücadelede polisin profesyonelliğini, polisin uzmanlığını, eğitimini kimse küçümsememeli, kimse hafife almamalı. 17-25 Aralık sonrası, yolsuzluk operasyonu olmasına rağmen emniyet istihbaratının yüzlerce personelin kurgu bir kısım suçlamalarla gözaltına alınması tutuklanması, terörle mücadele yapan personelin gözaltına alınması, tutuklanması o birimlerden çıkartılması hiç kimseyi küçümsemiyorum ama trafik alanında bir eğitim almış, karakol alanında bir eğitim almış personelinde gelip çok büyük bir birikim ve deneyim, donanım gerektiren terör birimlerinde görevlendirilmesi terörle mücadele refleksimizi yok etti. Neredeyse burnumuzun ucunu göremez hale getirdi."

'EYLEM TAMAMEN POLİSİN BAŞARISIZLIĞI DEMEKTİR'

Konuyla ilgili organizasyonun iyi yapılması gerektiğini söyleyen Taştekin, "Başladığı andan itibaren bu konularla ilgili en önemli olan organizasyonun çok iyi yapılması, müdahalenin de çok seri ve kısa sürede yapılması, organizasyonun ve müdahalenin de uzman profesyonel deneyim ve birikim sahibi personel tarafından yapılması gerekir. Bununla birlikte içerde bulunan ve eylemi gerçekleştiren terör örgütü mensuplarının psikolojisi, profili özellikleri ne yapıp ne yapamayacakları nasıl ikna edilecekleri konusunda müzakereci şahıslara ilgili istihbarat ve terör masasındaki çalışan arkadaşların ciddi bir bilgi aktarımında bulunması gerekir. Devamında 6-7 saat boyunca süren müzakereden sonra normal şartlar altında kendisi için bir sigorta gördüğü rehinesini teröristin öldürmemiş, ateş etmemesi gerekirken polis kaynaklarına göre teröristlerin ateş ettiği iddiasına baktığımızda bu soru işareti çok büyük çok ciddi bir şekilde aydınlatılması gerekiyor. İlk ateş edildikten sonra ikinci ateş etmeye fırsat bulamadan terör örgütü mensupları ölü ya da sağ olarak ele geçirilmesi gerekirdi. Ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamaya baktığımızda rahmetli şehidimizde 5 adet kurşun isabet ettiğini görüyoruz ve bu konuda da ani bir gelişmeye karşı, operasyonel birliklerin ani ve seri müdahale ettiği konusunda soru işaretleri var. Çatışma bu kadar uzun sürmemeliydi, çok daha kısa sürede etkisiz hale getirilmeliydiler." değerlendirmesinde bulundu.

Operasyonun sonucuna bakıldığında hastane kaynaklarının da yapmış olduğu açıklamada şehidin hastaneye vefat etmiş olarak, eks olarak intikal ettiğini öğrendiklerini ifade eden Taştekin, "Hem eylemcilerin hem de rehinenin öldürüldüğü bir eylem tamamen polisin başarısızlığı demektir. Hele hele 5-6 saatlik bir müzakere, bir irtibat iletişim kanallarının açık olmasına rağmen böyle bir vahim hadisenin gelişmesi son derece üzüntü verici." şeklinde konuştu.

'BU OLAYIN ARKASI GELEBİLİR'

Olay sonrası benzer terör saldırısıyla karşılaşılabileceğini söyleyen Taştekin, şöyle devam etti: "Olaydan sonra da ben aziz milletimize ve yetkililere çok ciddi bir sağduyu çağrısında bulunmak istiyorum. Bu olayın arkası gelebilir, bu olayın benzeri bir kısım terör eylemleriyle karşılaşılabilir. Önümüzdeki günlerde bu tip eylemlerle ilgili halkı sokağa çağıran, halkı sokağa çeken, sokak eylemlerini tetikleyen konularla ilgili de kesinlikle tedbirler alınmalı. Terörle mücadele ve sokak olaylarıyla mücadele demokratik yollarla yapılır. Hukukun üstünlüğü yollarıyla yapılır. Profesyonel yollarla yapılır, uzmanlıkla yapılır. Örtülü ödenek parasını artırmak suretiyle yeni yeni istihbarat birimleri kurulmak suretiyle terörle mücadelenin sağlıklı yapılacağını düşünmek çok vahimdir, çok büyük bir fiyaskodur. Terör örgütleriyle mücadele birimlerin asli işlerine odaklanmasıyla, enerjisini yanlış yere kullanmamasıyla sağlanır."

'GÜVENLİK HİZMETLERİ AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK BİR FİYASKODUR'

Eylemin önemli bir kurumda meydana gelmesini büyük bir fiyasko olarak değerlendiren Taştekin sözlerine şöyle devam etti: "Bakınız Türkiye’nin kalbi dünyanın en büyük metropol şehirlerinden İstanbul gibi bir şehrin, en önemli korunan adliyesinin içerisinde sadece ve sadece görevini yapmak için bulunan bir savcının hayatının korunamaması güvenlik hizmetleri açısından çok büyük bir fiyaskodur. Bundan sonrası için de bu olayların beterin beteri var anlamına gelecek daha vahim olaylarla karşılaşılmak istenmiyorsa istihbarat birimlerinin gerçek terör örgütlerinin üzerine kanalize edilmesi gerekir. Bu konudaki polisin eğitim, uzmanlığının hafife alınmaması uzman profesyonel eğitim sahibi personelin alanında görev yapması sağlanması gerekir."

'KONU BELKİN ELVAN KONUSU DEĞİL'

Eylemin Belkin Elvan konusuyla ilgili olmadığını söyleyen Taştekin, "Konu Belkin Elvan konusu değil. Konu kesinlikle taşeron bir örgütün kendisine verilen otoriterleşme konusundaki bir eylem yapma konusu. Belkin Elvan’ın da bu eylemle adının kirletildiği ve o konuyla ilgili de çok daha vahim bir kısım algıların ve zihniyetin oluşmasına hizmet eden bir eylem oldu bu. Ben bunu terör örgütünün içerisine sızmış olan provokatör bir kısım anlayışın içerisindeki kişilerle terör örgütü içerisindeki taşeronluk yapan kişilerin eylemi olarak görüyorum. Terörle ve teröristle hiçbir yere ve hiçbir şeye varılmaz. Terör ve teröristle en etkin bir şekilde mücadele edilmeli." şeklinde sözlerini tamamladı.