Tayland Konsolosluğu’na dün gece yapılan baskının ardından konsolosluk binasında meydana gelen zarar gündüz ortaya çıktı. Konsolosluk önünde çevik kuvvet polisleri beklerken, bina içinde ve dışında tadilat çalışmaları başlatıldı. Konuyla ilgili şikayetçi olmayacaklarını söyleyen Tayland Fahri Konsolosu Refik Gökçek, “Onları anlıyorum, protestoyu da anlıyorum destekliyorum da. Çin’in Uygur Türkleri’ne karşı uyguladığı söylenen baskıyı tasvip etmiyorum tabi ki. Sonuç itibariyle burası bir fahri konsolosluk. Ben bir Türküm dolayısıyla buraya verilen hasar, bize verilen iş kaybı yine kendi kendimize verdiğimiz bir kayıp.” dedi.

Dün gece saatlerinde kendilerini Uygur Türkü olduğunu belirten bir grup vatandaş, Tayland'da bulunan yaklaşık 200 kişilik yurttaşlarının Çin'e teslim edileceğini iddia ederek Şişli’de bulunan Tayland Konsolosluğu'nu basmıştı. Konsolosluk binasının kapısını kırarak içeri giren grup, içerideki klasör ve evrakları sokağa döktü, bilgisayarlara zarar vermişti. Gece meydana gelen baskının ardından ortaya çıkan zarar, gün ışıyınca meydana çıktı. Binanın içi ve çevresi harabeye dönerken, içerideki zarar gören bilgisayarlar ve eşyalar çalışanlar tarafından bir kenara toplanarak temizlik yapıldı. Binanın kırılan camları, görevliler tarafından tamir edilmeye başlandı. Eylemcilerin kırarak içeri girdikleri konsolosluk kapısı ise tuğlayla kapatıldı. Konsolosluk binası önünde çok sayıda çevik kuvvet polisi önlem aldı.

Olayla ilgili konuşan Tayland Fahri Konsolosu Refik Gökçek, olayla ilgili şikayetçi olmayacaklarını söyledi. Olay sırasında konsoloslukta kimsenin olmamasının faciayı önlediğini belirten Gökçek, “Ben yurt dışında iş seyahatindeydim havalimanına giderken arkadaşların aramasıyla öğrendim. Sonra Twitter’dan sosyal medyadan takip ettim. Sabah 6’da geldim direk buraya geldim. Çok üzgünüz, şaşkınız bunun mantığını da anlamıyoruz. Yani bu konu Uygur Türkleri Tayland’a iltica etmişler, Tayland hükümeti de bir mahkeme sonucunda onları tekrar Çin’e iade etmek üzere karar almış bu karara tepki olarak yapılmış bir şey. Onu anlıyorum, protestoyu da anlıyorum destekliyorum da. Yani tabii ki Çin’in Uygur Türkleri’ne karşı uyguladığı, uyguladığı söylenen baskıyı tasvip etmiyorum tabii ki. Sonuç itibariyle burası bir fahri konsolosluk, ben bir Türküm dolayısıyla buraya verilen hasar, bize verilen iş kaybı yine kendi kendimize verdiğimiz bir kayıp. Fahri konsolosluğun politik bir yaptırımı olan bir yer değil dolayısıyla hatalı bir protesto. Her şeyi bırakın şiddete dönmüş bir protesto olması tabi bizi ayrıca üzdü." dedi.

Her şey kırılmış diyen Gökçek, "Her türlü bilgisayarımızı, mobilyamız, camımız çerçevemiz, Atatürk posterimiz yani akvaryuma kadar her şey kırılmış durumda. Hayır suç duyurusunda bulunmadım bulunmayacağım da daha önce devlet bana koruma teklif etmişti onu da kabul etmedim. Yine etmeyeceğim çünkü bu bana mantıksız geliyor. Yani ben sonuç itibariyle bir Türküm, Müslümanım böyle bir şeyin bana ve konsolosluğuma yapılmasının hiçbir mantığı yok. Dolayısıyla boşu boşuna bir memuru benim için meşgul etmeyin dedim. Yine de pek talebim olacağını zannetmiyorum." diye konuştu.