Türk Eczacılar Birliği, (TEB) kanser ilaçlarının hastanelerden temini ile ilgili düzenlemenin pratikte uygulanmasının mümkün olmadığını bildirerek, "Kamu hastanelerindeki yetersiz sayıdaki eczacı ve yetkin olmayan personelle bu uygulamanın yapılması hasta ve ilaç güvenliği açısından ciddi sorunlar oluşturacaktır. Dolayısıyla özellikle kanser gibi son derece zorlu bir tedavi süreci yaşayan hastalarımızı mağdur edecek bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmesi konusunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve tüm yetkili kurumları daha hassas davranmaya davet ediyoruz.” denildi.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 21 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile 267 kalem onkoloji ilacının 1 Temmuz 2015 tarihi itibariyle kamu hastanelerinde tedavi gören hastalar için hastane tarafından temin edileceği açıklandı. TEB Merkez Heyeti tarafından, konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, bu uygulamanın pratikte uygulanamayacağı ve tüm kamu hastanelerince aynı standartla yapılamayacağı aşikar olduğu vurgulandı. Hastanelerin açtıkları ilaç ihalelerinde teklif görmeyen ya da fiyatının çok yüksek olması sebebiyle alınamayan ilaçların bulunduğunu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bu çerçeveden bakılınca hastane eczanelerinin ihale yöntemiyle tedarik edeceği antineoplastik ilaçlar içerisinde de ihale ile alınamayanlar muhakkak olacaktır. Diğer yandan, ilaç ihale edilse dahi, ilacın hastaneye teslim süresinin serbest eczanelere oranla çok daha uzun olduğu bir gerçektir.”

Özellikle ithal ilaçların gerek etken madde gerekse Sağlık Bakanlığı’nın fiyat politikasına bağlı olarak piyasada bulunmadığı hallerin olduğu vurgulanan açıklama da şu ifadelere yer verildi: “Bu durumdaki ilaçlar depolarda tevzi olarak bulundurulduğundan ihale yolu ile alımları mümkün olmayacaktır. Örnek olarak, A ilacı piyasaya arz edilemiyor, yaklaşık 3 ay süreyle yok. İhale vasıtasıyla eczanesinde yeterli stok bulunduran hastaneler ilaç sıkıntısı yaşamazken, mevcudunda bulunmayan, ya da stoku azalan ve sipariş çeken hastane eczaneleri aynı ilacı ihalesi yapılmış olsa bile temin edemeyeceklerdir. Böyle bir durumda aynı şehirdeki X hastanesinde ilaç varken Y hastanesinde olmayacak ve hastalar bu durumda hastane hastane gezecek; bazı hallerde ilaç X ilinde yokken Y ilinde olacak bu sefer de hastalar şehir şehir dolaşacaklardır. Oysa tüketim hacmi hastanelere nazaran çok daha az olan serbest eczaneler küçük miktarlarda bile olsa ilacın teminini gerçekleştirebilmektedir."

İLACIN STOKLANMASI İÇİN YETERLİ ALAN YOKTUR

Kemoterapi ilaçlarında ilaç güvenliğinin sağlanmasındaki en önemli sorunun uygun saklama koşullarına göre stoklanması ve dağıtımı sorunu olduğu vurgulanan açıklama da, şöyle denildi: “Oldukça fazla miktarlarda alınması gereken ilaçların hastane eczanelerinde soğuk zincir şartlarına uygun olarak stoklanması ve dağıtımı için yeterli alan, ekipman ve personel bulunmamaktadır. İhale ile aynı etken maddenin farklı formlarının farklı firma ilaçları olma olasılığı çok yüksek olacaktır. Farklı firmaların ilaçlarının karıştırılması esnasında birbiri ile geçimsizlikleri söz konusu olabilmektedir. Bu da ilaçların bir arada kullanılamamasına ve tedavilerin aksamasına neden olacaktır. Herhangi bir ilaca hastanın alerjik reaksiyon göstermesi durumunda doktorun farklı bir jeneriği tercih etme şansı olmayacak; bu da tedavinin aksamasına neden olacaktır. İlaç Takip Sistemi, (İTS) hastane eczanelerinde, serbest eczanelerdeki gibi çalıştırılamadığından, ilaç geri çekme ve toplama şartlarında hangi ilacın hangi hastaya verildiği hastane eczaneleri açısından tespit edilememektedir. İTS ile ilacın takibi yapılmaz ise, sahte ya da çalıntı ilacın hastane eczanelerine girmesi ve izini kaybettirmesi kaçınılmaz olacaktır.Hastalarımızı bekleyen tüm bu olumsuz tablo sonrasında Türk Eczacıları Birliği olarak şunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz; İlaç, kolay ulaşılabilir ve dağıtımından hastaya ulaşmasına kadar eczacı kontrolünde olmalıdır. Kamu hastanelerindeki yetersiz sayıdaki eczacı ve yetkin olmayan personelle bu uygulamanın yapılması hasta ve ilaç güvenliği açısından ciddi sorunlar oluşturacaktır. Dolayısıyla özellikle kanser gibi son derece zorlu bir tedavi süreci yaşayan hastalarımızı mağdur edecek bu uygulamadan ivedilikle vazgeçilmesi konusunda SGK ve tüm yetkili kurumları daha hassas davranmaya davet ediyoruz.”