Amasya'da Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yüklenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şeref kim siz kimsiniz. Siz şerefsizliğin markası oldunuz. Şerefi biliyorsa Erdoğan'a öğretsin" dedi.

Bütün Allah dostu mübarek zatlara seslendiğini belirten Bahçeli, "Türkiye’de şu anda gerçekleşenlerden ibret alınız. Bilesiniz ki aynıları yarın sizin de başınıza gelebilecektir. Bugünkü inanç istismarcılarının sizi de şaklaban, şarlatan, işbirlikçi, paralelci ve hain olarak suçlamaları yakındır. Sizleri tıpkı darbeciler gibi yargılamaları zaman meselesidir." uyarısında bulundu. Yargıda yaşananları da eleştiren Bahçeli, "AKP iktidarında tilkiler savcı olmuş, tavuklar tanıktır. Canavar yargıç kürsüsünde, kuzular sanıktır." ifadesini kullandı.

Bahçeli'nin Amasya'dan verdiği mesajlar özetle şöyle:

13 YILDA ADALET İLE REZALET YER DEĞİŞTİRDİ

"AKP yıllarının enkaz ve pisliklerini imha edip yerine mutlaka yenisini, daha güzelini koyacağız. Rüşveti, kayırmacılığı, hırsızlığı ve aldatmayı ise AKP ile birlikte tarihe gömerek hesap sorma sürecini başlatacağız. AKP zihniyeti 13 yıldır işbaşındadır. Yaptıklarını yaptılar, yapamadıklarını harabeye çevirdiler. Bunlar herkesin gözü önünde gerçekleşmiştir. Dağılmadık yapı, kırılmadık gönül, incinmedik yürek bırakmadılar. 13 yılda, adalet ile rezalet yer değiştirmiştir.

DEVİR HARAM YİYENLERİN DEVRİ

Çürüme ve kokuşma ayyuka çıkmıştır. Ne çocuklarımızın girdiği sınavlara güvenimiz kalmıştır. Ne polislerimizin okuduğu okullardan eser kalmıştır. Ne memur alımlarında hakkaniyet gözetilmiştir. Ne de hak, hukuk ve helal kazanca riayet edilmiştir. Devir haram yiyenlerin devridir. Devir ayakkabı kutularına Amasyalı masumun nafakasını koyan vicdansızların devridir. Namuslu olmak kenardadır. Şerefli ve onurlu duruş rafa kaldırılmıştır.”

ŞEREF KİM SİZ KİMSİNİZ

Başbakan Davutoğlu'nun önceki gün Isparta’da konuşarak, kendisine 'verip veriştirdiğini' söyleyen Bahçeli, "Öğrendim ki, bize şeref ve ahlak dersi verecekmiş, hikmet öğretecekmiş. Vay zavallı vay, şeref kim siz kimsiniz. Ahlak kim siz kimsiniz. Hikmeti kim kaybetmiş de siz bulacaksınız. Davutoğlu şeref konusunda allame ise, önce sarayda özel ders vermeye başlamalıdır. Ahlaklı olmanın şuurundaysa, evvela etrafındaki rüşvet, ihanet ve yolsuzluk çetelerine söz geçirmeyi, onları doğru yola getirmeyi denemelidir. Hamd olsun, biz şeref üstüne ettiğimiz yeminleri çiğnemedik. Biz ahlak ve namus üzerine bina ettiğimiz ilkelerimizi bozmadık. Biz verdiğimiz sözlerden caymadık, dün söylediğimizi bugün yalanlamadık. Neysek oyuz dedik, neye inanırsak onu söyledik. PKK’yla pazarlık yapıyorsunuz dediğimizde, şeref bahsine girenlere aldanmadık. Bize şerefsiz diyenlerin, kısa zaman içinde şerefsizlik çukuruna düşmelerini de ibretle izledik. Anayasa’ya göre şeref üstüne yemin edip, şerefsizliğin esiri olmadık.

DAVUTOĞLU ŞEREFİ BİLİYORSA ERDOĞAN'A ÖĞRETSİN

Davutoğlu bilmiyorsan sana söyleyeyim; biz Türk milletinin sinesinden doğmuş, Türk tarihinden cesaret bulmuş, Türk-İslam ruhunu ülkü edinmiş Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Bizden serok çıkmaz, bizde teröriste sevdalanmış bulunmaz. Bizim aramızda Kandil’deki cinayet örgütüyle telefon irtibatı kurup, TSK operasyon yapacak tedbir alın diyen işbirlikçiler de olamaz.

Davutoğlu şerefi biliyorsa, 17-25 Erdoğan’a öğretsin. Namuslu olmayı biliyorsa, vatan topraklarını bırakıp kaçanlara anlatsın. Bu şahsiyet; milliyetçiliği öğretmeye kalktı fındık kurdu oldu, şerefi öğretmeye kalkışmasıyla da ne olacağını herkes yakında görecektir.

BAŞBAKAN KANDİL’E GİTSİN, İMRALI’DA MUHABBETE DALSIN

Davutoğlu yine diyor ki, 'Türkiye’nin her meydanına gitsinler, halkla buluşsunlar, ondan sonra milliyetçilik taslasınlar.' Anlaşılan, Başbakan sarayda aklını ve şuurunu iyice tüketmiştir. Amasya’da halkımız yok mu? Amasyalılarla buluştuğumuz bu meydan değere layık değil mi?
Davutoğlu, bize ne söylemeye çalışıyorsun? Dilinin altında neler saklıyorsun? Tunceli’ye gidemezsiniz dedi, gittik mi? İstediğimiz zaman, istediğimiz yerde oluruz, aziz vatandaşlarımızla her zeminde kucaklaşırız. Kimseden izin alacak halimiz yoktur. Başbakan Kandil’e gitsin, İmralı’da muhabbete dalsın, Oslo’da zillete batsın, teröristlerle rezalete ortak olsun, Barzani’yle sıra gecelerinde kendinden geçsin. Hediye ayakkabıları iadede gösterdiği titizliği, kutulara istiflenen haram paralar ortaya çıktığında hiç aklına getirmeyen Başbakan, başka kapılarda gezsin, kendine başka meşgaleler bulsun. Bizim milliyetçiliğimizi ağzına almaya Davutoğlu’nun seviye, birikim ve sicili yetmeyecektir. Bizim milliyetçiliğimizi konuşmaya Davutoğlu’nun bilgi ve zihniyeti kafi gelmeyecektir. Bize şeref dersi vermek Davutoğlu’nun harcı değildir. Bize şereften bahsetmek şeref mağluplarının, şeref kaçkınlarının haddi değildir. Bizim ön ismimiz şeref ise, soy ismimiz namustur. Böyle bilir, böyle inanırız.

SİZ ŞEREFSİZLİĞİN MARKASI OLDUNUZ

Şimdi Davutoğlu söylesin, şu sorularıma yüreklice cevap versin: PKK’yla Türkiye’yi paylaşmak, çözülmeyi milli birlik projesi olarak yutturmaya çalışmak şerefli olmanın neresinde yazılıdır? Teröristlerle pazarlık yapmak, PKK’ya söz ve vaat vermek şerefli olmakla nasıl izah edilecektir? İslam’la kandırmak, Allah’ın Yüce kitabını siyasete malzeme yapmak hangi şerefin sonucudur? Onbinlerce vatan evladının kanını döken bir caniyi parlatmak, teröristleri alkışlayıp milliyetçileri ve Türklüğü yuhalatmak şerefli olmakla nasıl bağdaştırılmaktadır? Davutoğlu, gel bu şeref meselesini bir kenara koy. Gel 17-25 Erdoğan gibi altından kalkamayacağın yükü omuzlama. Çünkü siz ve zihniyetiniz şerefe en ağır operasyonu yıllardır yaptınız. Çünkü siz şerefsizliğin markası oldunuz. Bize milliyetçilik öğretecekmiş. Almanya’da demiştim, yine diyorum; fındık kurdundan bozkurt olmaz, haçlılarla emel ve hedef birliği yapandan şeref çıkmaz. Davutoğlu geçmiş olsun sana. Sen şeref ve milliyetçilik trenini uzun zaman önce kaçırdın.

SANIKLAR ŞAŞKIN, AVUKATLAR ÇARESİZ, TANIKLAR YALANCI, DELİLLER SAHTEDİR

AKP düzeninde, gün geçmiyor ki, bir hukuk skandalı patlak vermesin. İnsanımız bakıyorsunuz bir gün tutuklu, ertesi gün serbesttir. Sabahın köründe sözde operasyonlar, insanlar derdesttir. Sanıklar bir gün önce idamlık, elleri kelepçeli, ertesi gün masumlardır. Davalar yanlıştır, hakimler kuşkuludur, savcılar tutarsızdır, sanıklar şaşkındır, avukatlar çaresizdir, tanıklar yalancıdır, deliller sahtedir. AKP zihniyetinin parmağı, adaletin gözüne girmiştir. Mahkemeler garabet kumpanyasıdır. Deyim yerindeyse tilkiler savcı olmuş, tavuklar tanıktır. Canavar yargıç kürsüsünde, kuzular sanıktır.

SANIK MISIN, TANIK MI BİRİLERİNİN KEYFİNE KALMIŞTIR

Kim haklı, kim haksız birbirine geçmiştir. Kim yalancı kim dürüst içiçe girmiştir. Masum musun, mahkûm mu belli değildir. Sanık mısın, tanık mı birilerinin keyfine kalmıştır. Nerede AKP orada haksızlıktır, Nerede AKP orada pisliktir. Nerede AKP orada rezilliktir. İşini özeti budur.

BİR GÜN ALLAH DOSTU, ERTESİ GÜN HOCA GÖRÜNÜMLÜ ŞAKLABAN

AKP saltanatının adaletinde: Bir gün önce vatan kahramanısın, ertesi gün hain. Bir gün önce darbecisin, ertesi gün mazlum. Bir gün önce el öpülen, ziyaretine gidilen yüce din alimisin. Ertesi gün AKP’ye rakip paralel örgütün gizli şefisin. Bir gün önce mübarek bir Allah dostusun dillerinde övgüleri bitmeyen. Bir gün sonra, Erdoğan’ın işine gelmediği anda maazallah oluyorsun ‘Hoca görünümlü Şaklaban’ yeri gelir; Pensilvanya’ya bakanlar kafileyle gider, milletvekilleri gönderilir, ne istediler de vermedik denilir. Yeri gelir dün övülenler, el üstünde tutulanlar Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne legal görünümlü illegal örgütler olarak yazılırlar.

ALLAH DOSTU MÜBAREK ZATLARA SESLENİYORUM

Bu vesile ile buradan bütün Allah dostu mübarek zatlara sesleniyorum: “Türkiye’de şu anda gerçekleşenlerden ibret alınız. Bilesiniz ki aynıları yarın sizin de başınıza gelebilecektir. Bugünkü inanç istismarcılarının sizi de şaklaban, şarlatan, işbirlikçi, paralelci ve hain olarak suçlamaları yakındır. Sizleri tıpkı darbeciler gibi yargılamaları zaman meselesidir. Gelin bu korku ile yaşamayın. Gelin bu baskının buhranını bir kez daha denemeyin. Sizlere saygı duyuyoruz, sizleri önemsiyoruz. Her vatandaşımıza olduğu gibi inançlarınızı nasıl yaşayacağınıza karar verecek olan biz değiliz. Hepinize aynı mesafede olacağız. Gelin, Milliyetçi Hareket’in uzlaşmacı ve inançlara saygılı kadrolarına itimat edin. İnançlarınızın gereğini sonuna kadar özgürce yaşayın. Ve AKP’nin istismar felaketini hep beraber sonlandıralım. Bu haram kervanına, bu ihanet furyasına milli ve imanlı kalplerle direnelim. Dinimizi çarpıtan müşriklere hep birlikte karşı koyalım."