Türk Eğitim Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı ve Kamu Sen İl Temsilcisi Nizamettin Şenol, 7 Haziran'da seçmenin korku devletine karşı tepki gösterdiğini söyledi. Şenol, insanların haksızlığa, hukuksuzluğa, ötekileştirmeye, yandaşlara birinci sınıf insan muamelesi yapılırken, diğer insanların ayrımcılığa tabi tutulmasına, genç işsizliğe, adil olmayan gelir dağılımına, tüm kurum ve kuruluşlarda yaşanan yönetici kıyımına, oluşturulan korku devletine ve memur ve emeklinin yok sayılmasına karşı tepki gösterdiğini belirtti.

Türk Eğitim Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı ve Kamu Sen İl Temsilcisi Nizamettin Şenol, 7 Haziran seçim sonuçlarını yorumladı. Başta MEB olmak üzere, Sağlık Bakanlığı ve tüm kurum ve kuruluşlarda, adeta terör estirilmesinin iktidarın yaşadığı hezimette büyük rol aldığını söyleyen Şenol, “Mesleğe yeni başlayan stajyer memur ve öğretmenleri dahi tehdit eden, onları mesleğe başladıkları ilk günden cendereye sokan, 'stajyerliğimiz kalkmaz' endişesine sevk eden malum güruh artık zapturapt altına alınmak zorundadır. Yıllarca şerefle yöneticilik yapmış on binlerce insanın alın terini çalanlar ne bekliyorlardı? Bu insanların susup kaderine boyun bükmesini mi? Elbette susmadılar, elbette sineye çekmediler ve gerekeni yaptılar. Hakları teslim edilmediği sürece, bu dava bitmeyecektir.” dedi.

Şenol, iktidar partisinin çocuklarının ve yakınlarının sınavsız devlet memuru olurken, 70-80-90 puan alan gençlerin işsiz gezmeye mahkûm edildiğini hatırlattı. “Yaşanan yolsuzlukların üzerine gitmek yerine, sümen altı edilmesinin, hakim ve savcılara yönelik baskıların, insanların hukuktan umudunu kesme noktasına getirilmesinin suçlusu, sorumlusu kimlerdir?” diye soran Şenol, “Bütün bu ve benzeri sebepler, seçim sonuçlarına doğrudan etki etmiştir. Herkesi kucaklamak yerine, kendi yandaşlarını türetenler, besleyenler hak ettikleri sonucu almıştır. Seçim sonuçlarının çok daha kötü olmamasının sebepleri bellidir. Bu sonuçlar dahi, yapılan haksızlıkların boyutları ile müsemma değildir, ancak görebilenler bakımından büyük bir derstir.” diye konuştu.

ŞENOL'A GÖRE BUNDAN SONRA YAPILMASI GEREKENLER

Şenol, bundan sonra yapılacaklara ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: “Kamuda yandaş koruma devri sona ermiştir. Hangi mevki ve makamda olursa olsun, herkes, artık görevlerini yasal sınırlar çerçevesinde yerine getirecek, baskı, korku yöntemleri bir yöntem olmaktan çıkacaktır. Kamuda iktidarın sayısal üstünlüğü ile çıkarılan, başta ucube teşkilat kanunları olmak üzere, tüm kanunlar yeniden gözden geçirilecek, başta yönetici atama olmak üzere, görevde yükselme kriterleri yazılı sınava bağlı olarak yapılacak, mülakat, performans gibi subjektif uygulamalar kaldırılacaktır. Geçmişte haksız yere, mülakat vb. haksız, hukuksuz yöntemlerle, görevden alınan tüm yöneticilere, hakları teslim edilecek, bu yöneticiler ve şube müdürleri ile ilgili verilmiş yargı kararları uygulanacaktır. Öğretmenlere yönelik olarak çıkarılan, gerçekte zulümden başka bir şey olmayan stajyerlik programı değiştirilecek, performans, mülakat gibi saçma yöntemler kaldırılacaktır. Aile birliğini bozan, ailenin kutsiyetine saygı duymaksızın hazırlanan çerçeve yönetmelik tamamen kaldırılacaktır.”

Seçimlerde oluşan sayısal durumun AKP’nin tek başına kanun çıkarma yetkisini ortadan kaldırdığını ifade eden Şenol, diğer siyasi partilerin ise birçok problemi çözme konusunda seçim meydanlarında verdiği sözlerin de herkesin malumu olduğunu, yeni hükümetin oluşması sonrasında, gerekli çalışmaları en hızlı şekilde yapmalarını beklediklerini anlattı.