Bugün TV’de yayınlanan bir programa katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin, Uganda Ahlak Bakanı’nın bir toplantıda yeğeninin Türk okuluna kaydı için kendisinden torpil istediğini söyledi. Aydın, “Ülkenin bakanının o kadar kaliteli Hristiyan misyoner okulu varken Hizmet Hareketi'nin okuluna yeğenini sokmak için torpil araması bence iyi bir göstergedir.” dedi.

Bugün TV’de yayınlanan Erkam Tufan’la Analiz programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin yurtdışındaki Türk okulları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

“Beni en çok etkileyen Uganda’daki okullar oldu” diyen Aydın, şunları söyledi: “ Hizmet Hareketinin müfettişlerinden uzak oradaki öğretmenlerle uzunca konuşma, gözleme imkânım oldu. Devlet el mi koyacak, devletleştirecek mi? Ajansa mı bağlayacak, neresinden bakarsanız bakın devlet memurları yerleştirilecek demektir. O iş yürümez. Çünkü bu okulların kuruluş nedeni, misyonu ne olursa olsun orada çalışanların ne kadar misyoner ruhuyla yani Türkiye’nin herhangi bir yerinde elde edebilecekleri maaşları, hatta çok daha az maaşlarla, tam bir izolasyon içerisinde, sahiden fedakarca çalıştıklarının ben dolaysız tanığıyım. O yoksulluk ülkesinde kaliteli eğitimin ne olabileceği konusunda şaşırtıcı gözlemlerim oldu. Örneğin fizik ve kimya laboratuvarlarında her çocuğun önünde bir labtop vardı.”

Uganda’da yaşadığı bir olayı anlatan Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada Türk Uganda İşadamları Derneği de var. Derneğin bir yemeği oldu. O yemekte denk geldi oranın Ahlak Bakanı karşımda oturdu. Kendisi ile sohbet ettik. Artık yaşımdan mı bilemem beni Hizmet Hareketi’ni önde gelenlerinden biri olduğumu sandı. Fısıltı tonunda sizden bir ricam var dedi. Lisede kontenjan dolmuş, yeğeni için omuz verseniz de okula kaydettirelim dedi. Ülkenin bakanının o kadar kaliteli Hristiyan misyoner okulu varken Hizmet Hareketinin okuluna yeğenini sokmak için torpil araması bence iyi bir göstergedir. Oradaki öğretmenler bir şeye alet mi oluyorlar ben onu tartışmıyorum. Oradaki öğretmenler alkışlanacak özveri ile fedakarlıkla, komünist partilerin çelik çekirdeği disiplini ile değil gönüllü olarak ve şikayet etmeden görevlerini iyi yerine getirmeye çalışan gencecik arkadaşlardı.”