Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, 145 insanın ölümüne neden olan Adana-Ceyhan depremin üzerinden 17 yıl geçtiğini hatırlatarak, aradan geçen zamanda deprem duyarlılığının azaldığını söyledi. Uyarıların dikkate alınmaması nedeniyle deprem gibi doğa olaylarının afete dönüştüğünü belirten Tatar, “O anı yaşayan insanlarımız üzerinde unutulmaz etkiler bırakan, çok büyük zararlara yol açan bu afet insanlarımızı belli bir süre duyarlı kılmış. Ancak her seferinde olduğu gibi bu afet de unutulmaya başlanmıştır.” dedi.

Kentlerde nüfus artışı, yapılaşmanın hızlı, yoğun ve karmaşık halde gelişmesi nedeniyle depremlerin büyük can ve mal kayıplarını meydana getirdiğini ifade eden Tatar, “Türkiye etkin bir deprem kuşağı üzerinde bulunmakta. Bu kuşak üzerinde ortalama 2, 3 yılda bir yıkıcı depremler yaşanmakta.” uyarısında bulundu.

Tatar yaptığı açıklamada, depremi önlemek ve oluş zamanını önceden kestirmenin teknolojinin bugün eriştiği düzeyde imkansız olduğunu hatırlattı. Tatar, can ve mal kayıplarını önlemek için yapılması gerekenler üzerinde durulması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Deprem riskini azaltmak amacıyla ülke ve kentler bazında bir eylem planı ortaya konmalıdır. Bu kapsamda deprem hasar senaryoları hazırlanarak, riski azaltıcı önlemler alınmalı. Her kademedeki yöneticinin elinde bulunan, uygulaması veya uyması gereken kurallar yeniden düzenlenmelidir. Yüzlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına, on binin üzerinde konut ve iş yerinin hasar gördüğü Adana-Ceyhan depreminin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen afet yönetim sisteminin hala çözümün değil, sorunun bir parçası olmaya devam ettiğini söylemek yerinde olacaktır.”

BELEDİYELER GEREKLİ YASAL DEĞİŞİKLİĞİ YAPMALIDIR

JMO’nun yaptığı uyarıların dikkate alınmaması nedeniyle deprem gibi doğa olaylarının afete dönüştüğünü belirten Dr. Mehmet Tatar, şunları kaydetti: “Belediyeler birinci derece sorumlu oldukları halde gerekli yasal değişiklikleri ve gerekli önlemleri almamıştır. Yapılaşma ve şehirleşmede aynı uygulamalar devam etmiştir. Türkiye'de nüfusun yaklaşık yüzde 93’ü aktif deprem kuşağı üzerinde bulunmakta. Yüzde 98’ i deprem riski altındadır. Yıllarca uyarılarımıza rağmen yapı denetim kanunu ve ilgili mevzuatlarda hala Jeoloji Mühendisleri yer almamaktadır. Başta belediyeler olmak üzere bütün yerel yönetimlerde Jeolojik-Jeoteknik Etüt birimleri kurulmalıdır. Bir kez daha ifade ediyoruz ki doğa olaylarının afete dönüşmesi kader değildir. Toplumsal acıların tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir.”